İnsanın 26-45 doğu meridyenleri ve 36-42 kuzey paralelleri arasında yaşarken düşünce iklimini takip edesi gelmiyor. Maruz kaldığımız enformasyon bizi her gün biraz daha umutsuzlaştırıyor. ENAG raporuna göre yüzde 108,58’e ulaşan enflasyon, 2023’ün ilk yarısında ülkemizde 165 kadının öldürülmesi, çocukların sadece yüzde 12,5’inin et, tavuk, balık ürünlerini tüketebilmesi, yaklaşık 3 milyon hayvanın tecavüze uğraması, KDV oranlarındaki artış ve daha sayabileceğim birçok konuya rağmen insanların daha da önemlisi kamuoyunun hala asıl önemli konular üzerinde durmaması insanı umutsuzlaştırıyor. Fakat insanın hayatta kalma iç güdüsü yine de tutunacak olumlu bir argüman arıyor. Sonuçta Kurtuluş Mücadelesi verilirken Jön Türkler “Berlin’e mi gitsek?” diye düşünmemiştir.

Bu ülkeye ve bu ülkenin insanlarına hizmet etme motivasyonumuzu geri kazanmak için iyi bir habere ihtiyacımız var. Her şeye rağmen hala umutla sorunları çözmek isteyen kişilere iyi haberler verip “Emekleriniz boşa çıkmadı.” diyebilmeliyiz. Fakat diyemiyoruz. Artık aramızda tek bir şeyden rahatsız olmanın verdiği birleştirici güç de yok. Ben muhalif seçmenin doğru tepkileri, tam zamanında ve yerinde vereceği takdirde iyi haberlerin çoğalacağını öngörüyorum. Zaten altyapı ve kurumsallaşmanın olmadığı bu ülkede haklarımız için doğru atılımlar gerçekleştirmeliyiz. Çoğu kişi artan ücretlerden yakınabilir bu çok soyut bir sorun. Fakat bozulan demografik yapının şikayetçisi ekonomik sorunlara göre çok az.

Okuyan, üreten, doğru düşünen ve doğru tepki veren bir kamuoyu şart. İşte öyle bir döngüye girdik ki hem olumsuzluklar yüzünden düşünce iklimini takip etmek üzücü hem de gidişata yön vermek için gerekli. Yılın ilk yarısı 165 kadın öldürülmesin diye, hayvanlara tecavüz edilmesin diye, ekonomi iyi yönetilsin diye, çocuklarımız okula gitsin diye, azınlıklar ve dezavantajlı gruplar ayrıştırmaya ve zorbalığa uğramasın diye her sabah kalkıp sorumlu bir vatandaş olarak mücadeleye devam etmeliyiz. Çünkü insan hakları aktivisti olmak özünde o tutkulu umuda dayanır. Sürekli olumsuzlukları dile getirip moral bozabiliriz ama bu negatif ortamın düzeleceğine en çok inanan da biziz. Yıllar içinde evrimleşip birçok işe imza atmış insan varlığının bu noktada bu kadar kötü durumda olması gerektiğine inanmıyorum. İnsani duygulara ve mantığa sığınıyorum.

Olumsuzlukları dile getirdikçe çözeceğiz ve bu sayede artık hak ettiğimiz iyi haberleri alacağız.
Biz haklarımıza sahip çıktıkça iyi haberler alacağız. Potansiyel olumsuzlukları yok ettikçe…
Belki biz de iyi ekonomi haberleri, kadın başarıları, hayvan sevgisi, barışçıl politika ve başarılı çocuklar haberlerini sabahları keyifle okuyacağımız bir Türkiye’ye uyanırız. Bu inanca tutunabilmek için iyi haberlere ihtiyacımız var.