Bu gün hepimiz sosyal medya ağlarının birden fazla programla kullanıcısıyız.

Sosyal medya nasıl oldu hangi ihtiyacımıza cevap verdi de bu kadar kısa zamanda bu kadar fazla önemli oldu.

Hepimiz meşhur hikayeyi biliyoruz, bir üniversitenin oluşturduğu kendini tanıtma programıydı. Günümüze kadar geldiğinde ise iktidarları değiştiren süper güçleri savaşa sokabilen bir kavram haline geldi, hatta öyle ki iki ülke arasında bir gerginlik varsa iyi niyet mesajları sosyal medya üzerinden verilir oldu. Krizler sosyal medya üzerinden yönetilir insanlar sosyal medya üzerinden asılır kesilir oldu.

Hatta yemek içmek gibi yaşam devam ettiren kavramların arasına girmesi an meselesi .

Freuda göre insan karmaşıktır ve birden fazla bileşene sahiptir. Freud, ünlü psikanalitik teorisinde kişiliğin id, ego ve süperego olarak bilinen üç unsurdan oluştuğunu belirtir. Bu unsurlar, karmaşık insan davranışları oluşturmak için birlikte çalışır. Her bileşen, kişiliğe kendi benzersiz katkısını ekler ve üçü, bir birey üzerinde güçlü bir etkiye sahip olacak şekilde etkileşime girer. Kişiliğin her öğesi yaşamın farklı noktalarında ortaya çıkar.

Freud'un teorisine göre, kişiliğinizin belirli yönleri daha ilkeldir ve sizi en temel dürtülerinize göre hareket etmeye zorlayabilir. Kişiliğinizin diğer bölümleri bu dürtülere karşı koymak için çalışır ve sizi gerçekliğin taleplerine uydurmaya çalışır. Ve bu üçgeni haz ilkesi takip eder, haz ilkesi sizin yeme içme alışkanlıklarınızdan tutunda kim olduğunuzu belirleyen davranışlarınıza kadar programlar.

Kimliklerimiz bizi kabul gören beğenilen davranışsal iç tutumlara göre şekillendirir. İşte sosyal medya tam burada hizmete girer. Kim olduğumuzu rahatlıkla gizleyebileceğimiz her şeyin en’i olabileceğimiz bu alan bugün bize ne yapıyor?

İstediğine düşman edebilme, istediğiniz mağdur gösterme, istediğini ise canavar ilan edebilme yetkisine sahip olan bu alan bize bireysel düşünme ve karar verme yetkisinin özgürlüğünü yavaşça uyutarak elimizden alıyor.

Kim neyi beğeniyor kime yuh diyorsa gerektiğince bu seçimleri önümüze çıkararak beynimizi düşünme becerimizi manipüle ediyor.

Sosyal medyanın çıkış amacı firmaların ürünlerini kolaylıkla daha çok kişiye ulaştırabilecekleri bir marka stratejisi ile girdi. İnsanların bilgi ve iletişim becerilerini kolaylıkla ustalaştırabilecekleri bir alan olarak görünse de artık tek tip düşünce düzenine geçmiş sömürülmesi kolay ne düşünmesi gerektiği kapital sistem tarafından yönetilen gruplar oluşturmak için kullanılması kaçınılmazdır.

Bizi belirleyen kendinizi ifade ettiğiniz hangi özelliğinizi sosyal medyada aratırsanız o etnik kimliği taşıyan alt gruplar bulmanız mümkündür ve sosyalleşmeniz eviniz konforunda güvenli bir etkileşim kadar kolaydır.

Peki karşımızdaki gerçekten iletişim kurmayı seçtiğiniz kişi mi?