Prometheus otoriteye başkaldırının mitolojik ama ilham verici hikayesidir.

En bilinen hikayelerinden biri, insanlara ateşi çaldığı için Zeus tarafından cezalandırılmasıdır.

Prometheus, tanrıların öfkesine rağmen insanların gelişimini ve refahını önemsiyordu. Zeus, Prometheus’u Kafkas Dağları'na zincirleyerek her gün bir kartalın vücudunu yemesi cezasına çarptırdı.

Bu ebedi ceza insanların başkaldırısının bana anlattığı tek şey her başkaldırının bireysel değil toplumsal çıkarların daha önemli olduğudur.

Bu hikayelerin gerçek hayattaki karşılığı insanlık tarihi boyunca devam ediyor.

Galileo Galilei, Martin Luther King Jr, Nelson Mandela, Rosa Parks dünyadan örnekler bazılarının mücadelesi insanlığa bilim, ilerleme yolunda hizmet ederken bazılarının mücadelesi ise toplumda ki eşitsizliğin kaldırılması içindir.

Türkiye de ise belli başlı örnekler Zonguldak maden işçilerinin direnişi (1983), Gezi Parkı Protestoları (2013), Kadınlar Günü Eylemleri, Köy Korucularına Karşı Açlık Grevleri (1990)

Bu direnişlerin başlangıç hikayeleri hiç değişmiyor.

Haksızlığa uğrayan ve seslerini duyurmak isteyen küçük bir gurubun yaptıklarının kitleleri etkilemesi ve toplumda karşılık bulması ile büyüyen toplumsal hareketler, sistemin yöneticileri tarafından elbette zarar vermekle suçlanıp cezalandırmaktan başka bir seçeneğimiz yok ile devam ediyor.

Fakat kitlelere yayılan bu hareketler mutlaka bir zaferle sonuçlanıyor. Bu gün Prometheus’un Tanrılardan çaldığı ateş nasıl yanmaya devam ediyorsa tüm kitlesel hareketler toplum için aydınlatıcı ve yarar sağlayan bir amaca dönüşüyor.

Bir yerde haksızlık varsa orada Prometheus’lar hep olacaktır.