Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Boş teneke

Teneke deyip geçmeyin onun yaşamımızda kullanılması tarihin önemli evresidir.

Günümüzde, “teneke yumuşak çelikten yapılmış, üstü kalay kaplı ince sac'tır.”

Tenekenin saklama paketi ve kutu olarak kullanılmasından önce altın ve gümüş bu görevi yapıyordu.

‘Teneke ilk defa 13. yüzyılın ortalarında Bohemya'da kullanılmaya başlanmış. Sanayi devriminin başlamasıyla 15. yüzyılda Avrupa da üretilen gıdaların saklanması ve ihraç edilmesi için dayanıklı paketleme malzemesi kutu ve konserve olarak karşımıza çıktı.’

Birçok yenilenme sürecinden sonra kullanım biçimi olarak ülkemizde 19. yüzyılın ortalarında görüldü ve önemli sanayi dalı olmaya başladı.

Teneke günümüzde yiyecek ve içecek başta olmak üzere yaşamımıza mutfağımıza kadar girdi.

Tenekenin maliyeti ucuz olduğundan içi boşalmış kutular çöpe atılmaya başlandı. Özellikle geri bıraktırılmış ülkelerde köyden kente göç hızla artarken çarpık kentleşme gecekondu, teneke ve baraka evler çoğalmaya başlar. Çöpe atılan bu teneke kutular kimilerinin evlerinin duvarı kimilerinin çatısı olmakta.

Dün olduğu gibi bugünde teneke evler ve mahalleler hala var.

Bunların varlığı sömürünün yoksulluğun dahası ülke gelir dağılımının eşitsizliğinin simgesidir.

Yaşamak için çalışmak, çalışırken sosyal güvenlik ve yaşamı idame edebilecek ücret verilmediği için toplumun önemli kesimi barınmalarını içi boşaltılmış teneke kutularla yapmakta.

Buralarda yaşayanlar beş on kuruşunu biriktirmek için bankadan çelik işlemeli kumbara alamıyorlardı ama teneke kutudan kumbaraları vardı.

Birçok ülkede teneke mahalle yaşamını anlatan öyküler ve yazılar çıktı.

Ülkemizde Orhan Kemal’in birçok öyküsü olup, ondan esinlenen filmlerde yapıldı.

Teneke, gelir ayrımı yapılmadan hemen herkes tarafından kullanılmakta.

Teneke, güç harcamadan eğilip bükülebilen, temini ucuz, işlemesi basit olduğundan herhangi bir şeyi basite almak ve yermek için içinde kullanılmakta.

Bu mahallelerde oturan çocuklar teneke kutularını birbirine bağlayıp sokak aralarında koşturmakta.

Bir zamanlar sokak başlarındaki çeşmelerden evlere tenekelerle su taşınıyordu.

Anlı şanlı müteahhit takımı devasa binaları yaparken bir dönem amelelerine teneke kutularla harç taşınıyordu.

Dolu tenekeye vurulduğunda sesi çıkmaz ama boşundan iyi ses çıkar.

Boş tenekeye vurulduğunda kuru gürültü yedi mahalleye yayılır.

Eli maharetli müzik kulağı olan biri vurursa tenekeye, değme baterist ve davulcu yanında halt eder.

Birde nerede olursa olsun geride iyi şeyler bırakanın, güzel anılarla hatırlananın ardından su dökülür.

Şayet fitne, fesat ve melanet tohumları ekip kötü anılar bırakanın ardından her zaman teneke çalınır.

Bu nedenle teneke deyip geçmeyin.

***

Birileri günümüzde geçmişe öykünerek hımbıl, tırsak, biat eden, sorgulamayan, cahiliye dönemindeki vahşetleri yapanlara hala imrenmekte.

Oysa “soran, sorgulayan ve güzel insan temelinde yaşamını idame ettiren” gerektiğinde protesto mahiyetinde teneke çalan toplum bireyleri gerekmekte.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi