CHP Kurultayına doğru

Pandemi nedeniyle ertelenen Cumhuriyet halk Partisi’nin 37. Kurultayı ilan edildiği gibi, 25-26 Temmuz günlerinde, yine pandemi önlemleri dikkate alınarak yapılacak.

Parti Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yapılacak kurultay için Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında, “Bu kurultay iktidara yürüyüşümüzün ve organizasyon yeteneğimizin bir göstergesi olacak. Hiçbir arkadaşımız kaygılanmasın, pandemi süresince tüm tedbirleri harfiyyen uygulayacağız” dedi.

Pandemi olmasaydı da kurultay eski kurultaylarda olduğu gibi coşku ve heyecanın olduğu delege ve partililerle diğer davetlilerin bir arada olduğu kurultay olsaydı elbette çok daha iyi olurdu.

Partililerle yaptığımız görüşmelerde kimse pandemiden kuşkulanmıyor.

Partililerin kuşkusu yine kendini Parti Meclisine şu veya bu şekilde atıp, sonrasında da MYK’ya girdikten sonra yan gelip yatanlar ve partiyi iktidara taşımak için çalışmayıp gününü edenlerin o kurullara seçilmesinden endişe ediliyor.

Genel Başkan hep liyakat’ı ön plana aldığına göre, partinin de iktidar olması için buna inanan ve liyakat sahiplerinin o kurullara önerilmesi ve seçilmeleri gerekiyor.

Halkın her kesimi, esnaf, köylü, çiftçi, üretici, sanayici, ithalat ve ihracatçı, ek gösterge bekleyenler, EYT liler, öğrenciler, yayıncı kuruluşlar ve gazeteciler, sağlıkçılar kısaca perişan olmayan kimse yokken, iktidar olmak isteyenler bunları göz önüne almayıp, öyle Ankara’nın bir yerlerinde yan gelip yatmakla değil, bunların yanında olmak, onlarla birlikte çare aramak ve onlara umut vermekle olur…

Temenni edilir ki, bu özelliklere sahip olanlar bu kurulları oluşturur.

Son zamanlarda Ankara başta olmak üzere delege ağırlığı olan illerde kulislerin yoğun bir şekilde sürdüğü ve bazı pazarlıkların başladığı gelen bilgiler arasında.

Kılıçdaroğlu, Gurup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada AKP Genel Başkanına gençlerle arasının iyi olması için bazı tavsiyelerde bulunarak adeta danışmanlık yaptı.

Arkasından, “Bunları kendisine sormak istiyorum” dedi.

İyi güzelde niye sormak istiyorsun ki, ne soracaksan yumruğunu da masaya vurarak sor.

Bende, “Sormana engel mi var?” diye soruyorum.

Bir başka önerim ise, bilindiği gibi “Z Kuşağı” denilen gençlik gelecek seçimde çok etkili olacağı şimdiden belli ve sayıları 7 milyon.

Bu 7 milyon oyu alan parti bir türlü inmeyen ve indirilmek istenmeyen seçim barajını hayli hayli geçiyor.

 O zaman, CHP’nin yeni kadrolarının bu kesime hitap edecek yöneticilerden oluşması gerekir.

Şöyle bir etrafa bakıldığında bu kadroların mevcut olduğu görülür ve fark edilir. Ayrıca bunların hepsi de liyakatlı kişiler, partiye de sonradan gelenlerden değiller.

Gençlerin bu özelliğine değinen Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanının gençlerle yaptığı görüşme sonrasında gençlerin tepkilerini, tıklayarak gösterdiklerini sonucunda 353 bin “beğenmiyorum”a karşın 93 bin “beğeniyorum” un işaretlendiğini belirtmiş.

Sonrasında yapılan yorumlarda ise gençlerin, "Kendi ülkesindeki öğrencilerin eleştirilerine dahi katlanamayan bir Cumhurbaşkanı, bir dünya lideri, yaşlı nüfusu kekle şunla bunla kandırırsınız ama genç nüfusu internetle, kekle asla kandıramayacaksınız!” diye yorumlar yazdıklarını belirtmiş.

Hadi bakalım bu gençlerin istedikleri ortada. O zaman onları anlayacak kadroların yönetimde görev alması gerekmez mi?

Öte yandan Aytunç Erkin’in İlhan Kesici ile yaptığı bir röportajda Kesici ekonomimiz ve ülkemizin gidişatı için, “Her kıştan sonra bahar gelmez. Bazen kara kış gelir. Otomobilin hız tablosuna bakmadan gidersen TIR’ın altına girersin. Uyarıyorum: Kara kış geliyor, TIR’ın altına giriyoruz” demiş.

O zaman CHP’yi bu durumu çözecek çare bulacak kişileri bulmak ve onlara görev verilmesi gerekmiyor mu?

Bir başka görüş, Mine G. Kırıkkanat, “CHP yeniden yapılanmalıdır!” başlıklı yazısının bir bölümünde, “Reform yoksa, umut yok” ara başlığı altında, “CHP’nin “Küçük olsun benim olsun’cu” tıkaç tepesi; Meclisin yetkisiz, milletvekillerinin de Twitter’da muhalefet yapmak zorunda kaldığı bir dönemde, iktidardan alınan büyükşehir belediyelerine bakıp partinin oyu artacak diye avunuyor. Yanlış. Belediyenin seçimlerini CHP’nin kuru tepesi değil, yeşil gövdesi ve tabi ki Millet İttifakı kazandı. Belediye seçimlerinde CHP adaylarına oy veren çoğu seçmen, genel seçimlerde bu partiye oy vermeyecek. Çünkü CHP’nin kurumsal yönetimi güven vermiyor, umut vermiyor. Verebilmesi için kapsamlı bir reform yapması, yenilenmesi, tepenin tavanla bütünleşmesi ve doğal olarak on sekiz yıldır AKP’yi iktidarda tutmaktan başka işe yaramayan bir yönetici kadrosunun değişmesi gerekiyor…” diye yazmış.

Dikkat edildiyse yukarıdaki önerilerimizle örtüşen şeylerden bahsediyoruz. Bu nedenle “Aklın yolu birdir” lafı boşuna söylenmemiş.

Şu günlerde seçilecek PM için anahtar liste ve yanında maymuncuk kadro hazırlamakla meşgul olanlar ve önerilerde bulunanlar, bunun için kulislere başlayanlar, bunları değerlendirerek partiyi iktidara taşıyacak kadroları oluşturmalıdırlar.

“Bu hatırlı, bu torpilli, bunun arkasında şunlar bunlar var” ve benzeri şeyler söylenerek liste hazırlanır ve kazananlarda yan gelip yatarsa, iktidar yolunun açılmayacağı bilinmelidir.

Daha sonra süregelen kulisler ve öne çıkanları ve uygun olup olmayanları ayan beyan belirteceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi