Kurultaya günler kala PM’ye girmek isteyen ne kadar çok partili varmış. Şimdilerde herkes kendini göstermek için adeta bir birleri ile yarışıyorlar.

Ne olduysa birden bire sosyal medyada ilan ve paylaşımlar PM adayları ile çoğalmaya başladı.

Yıllardır bu kurumda görev yapanlar nedense seslerini duyuramazken şimdilerde delegelere seslenmeye ve yapacaklarını sıralamaya başladılar.

Seçilmiş vekiller ise ne hikmetse son günlerde televizyonlarda ya da yine sosyal medyada boy göstermeye, fikir beyan etmeye başladılar.

Gayri ihtiyari insanın aklına Türk Sanat müziğinde içinde , “Daha önceleri neredeydiniz” sözleri geçen şarkı akla geliyor.

Mevcut vekillerle PM üyeleri arasında bu meclise girmeyi hak edenler var mı?

Elbette var.

Peki, dışardan bu göreve girmesi gereken partililer var mı?

Evet, onlarda var.

Ülkemizin durumuna bakıldığında, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, yokluk, hukuka güvensizlik, esnafın, emeklinin, çalışanın, emeklinin, çiftçinin, köylünün durumu ortada. Onlara bir dokunan bin ah işitiyor.

Bu meselelerin şu an itibariyle parlamentoda iktidar istemediği sürece çözümü mümkün değil. Bunu muhalefetin halk adına yararlı her türlü teklifinin ret edilmesinden anlıyoruz.

İşte PM’nin önemi burada ortaya çıkıyor.

Oraya aday olanlar başlarını iki elinin arasına alıp iyice düşündükten sonra aday olsunlar. Partililer ve taban, “Ben PM üyesiyim diye caka satanlar, yan gelip yatanlar değil, köy, köy, kasaba, kasaba gezerek halkla bütünleşen, iktidarın eksikliklerini anlatan değil, bunları gerçekleştireceklerini anlatan ve inandıran, gelecek için umut veren adaylar istiyoruz” diyor.

BU duruma kendini uygun görenler, “Ben yurdumu gezer, üretirim, liyakat sahibiyim” diyenler buyursun.

Kimler PM’ye girmeli

Bir önceki yazımda mevcut üyelerin tümünü açıklayıp, “Belki de bunlardan bazılarını partililer veya delegeler tanımıyor, kendilerini dahi tanıtamayanlar var” demiştim.

İlginçtir bu durumdan alınanlar olmuş.

Eşi milletvekili ve PM üyesi olan bir hemşerim bana, “Ağbi benim eşimi herkes bilir tanır. Halkımızla irtibatı da çok iyi, onu yazmamışsın” dedi.

Yazıma tekrar baktım tanınmıyor diye hiçbir PM üyesinden bahsetmediğimi teyit ettim.

Ancak bu hemşerim hakikaten alınmış ki, kurduğu bir Whatsap gurubundan beni sildiğini diğer gurup üyelerinin ikazından sonra öğrendim.

Onlara bu gurubun ne olduğunu bilmediğim için, gurubu sordum. Onlarda bana Ekrem İmamoğlu ile ilgili bir gurup olduğunu söylediler.

Bende, “Ne gurubu olduğunu bilmedim guruptan çıkarılmama canı sağ olsun” dedim.

Evet, kimler Parti Meclisine girmeli?

Mevcut vekillerin durumunu değerlendirecek olan CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun karar vereceğini ve onları anahtar listeye ekleyeceğini herkes bilir.

Ben yine bana gelen bilgileri aktarmak istiyorum.

Bir önceki yazıda belirttiğim simlerin hepsi okurlar tarafından olumlu bulundu. Partililer ve okurların PM’de görmek istediği isimler ise Muharrem İnce, Cemal Canpolat, Gürsel Tekin, Barış Yarkadaş, Haluk Pekşen, Hüsnü Bozkurt, Gürsel Erol, Turan Aydoğan, Erdoğan Toprak’ı önerenlerin sayısı az değil.

Bir önceki yazımda önerilenlere elbette eklenebilecek kadın kotasından gelecek olanlarla, “Değil Ayasofyayı, Vatikan’ı da ibadete açsan, Papa yı da sünnet ettirsen sana oy moy yok” diyen Z Kuşağını oluşturan böyle dedikleri için sosyal medyaya müdahale edilmesi gereken kanunu gündeme getiren gençlik kotasından gelenler de eklenerek Güçlü bir PM oluşturulabilir.

Kulislerde dolaşan ve yeniden önerilen isimlerde yok değil.

Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır bunlardan biri. Bursa Belediye Başkanı adayı Mustafa Bozbey, Mustafa Denizli’nin kızı Lal Denizli, Sera Kadıgil ve Rahmi Aşkın Türeli için baskı yapıldığı, bölgelerinde seçim kaybeden PM üyelerinin listelere alınmaması içinde talepler olduğu gelen bilgiler arasında.

Ayrıca bu zamana kadar sağdan medet umulup CHP’ye alınan Mehmet Bekaroğlu, A.Latif Şener, Bülent Kuşoğlu gibi isimlerle geçmişte alınan isimlerin partiye faydası olmadığı gerçeğinden hareketle, “Eğer bu cenahtan fayda bekleniliyorsa fikirleri ve söylemlerinden yararlanmak için Levent Gültekin alınsın” diyenlerin sayısı epeyce var.

Levent Gültekin, parti üyesi midir, değil midir bilemem ama, uygun görülürse 12. Maddeyi göre üye olunabiliyor. Ayrıca yine partili olup olmadığını bilmediğim, Yargıtay eski Savcısı Hukukçu Dr. Ruşen Gültekin’i önerenler de var.

Başkanlık yarışı

Kurultayları diğer partilerin aksine tek adayla yapma geleneğini CHP yine bozdu, Kılıçdaroğlu’na karşı adaylığını Aytuğ Atıcı, açıkladı.

Daha sonra CHP içerisinde muhalif gurubun adayı olarak İlhan Cihaner’in aday olacağı belirtildi.

İşin ilginç yanı ise CHP’yi neden Kurultay yapıyorsun diye dava eden Tolga Yarman’ın adaylığını açıklamasına bir anlam veremedim.

Tüm bu adaylar tüzük gereği aday olmak için yeterli imzayı toplayıp toplayamayacakları şimdilik belli olmadığı belirtiliyor.

Bu durumda halen Genel Başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu kendi deyimi ile “İktidara Yürüyüş Kurultayı”nı kazanıp partiyi seçime götüreceği şimdiden belli.