Aday adaylıklarının sitresli, heyecanlı ve çekişmeli geçtiği uzun bir aradan sonra CHP’nin de İstanbul’da adayları belli oldu.
Adaylar kimine göre iyi, kimilerine göre uygun değildi. Buna tepkiler de sürüp gidiyor. Kimi ilçelerde istifalar bazılarında da protestolar var.
Tüm bunlar bir yana, öte yandan da bu durumu fırsat bilen rakip Ak Parti ve tirolleri hemen bombardımana ve akla hayale gelmeyen çamurculuğa ve algı yaratmaya başladılar.
İlginçtir CHP’nin yöneticileri ve adaylar bu duruma sessiz kalıyorlar ya da seslerini duyuramıyorlar.
Neler söyleniyor
Ekrem İmamoğlu’nun gezilerinde bile açıkça yapılan rakipler tarafından gönderilip medya önünde konuşulup tartışılan bir durum var. Kadının biri çıkıyor, “Ben sana börek, çörek yaparım ama, oyumu Tayyip’ten olmadığın için sana vermem” diyor. Bir başkası mutfaktaki yangın için feryat ediyor. “Ispanağın demeti 10 TL olmuş. Bunu pazarcılar Tayyip’e karşı olduğu için yapıyor. Sen Tayyip’ten değilsen sana oy vermem” diyor. Bir başkası, Sana kafa atacağım geliyor” deme cüretinde bulunuyor.
Sonra bunları yandaş kanallar bunları bıkmadan usanmadan yayın ilkelerine uygun olmadığı halde yayınlayıp duruyorlar. Böylece hedefinde ilerleyen İmamoğlu’nun önünü kesmek üzere oy verilmeyecek biri olarak gösterilen bir algı operasyonu sürüp gidiyor.
Bunun haricinde bazı aklı evveller, “Ekrem kazansa ne olur. Kazandığı zaman diğerleri gibi görevden alınıp yerine kayyum atanacak dolayısıyla belediye yine bizim olacak” deme cüretini gösterip oy istiyorlar.
AKP’nin yöneticileri önceleri kendi yaptıkları PKK ile Habur, Oslo, Dolmabahçe görüşmelerini unutup, kuzey Irak’tan terör örgütlerini Suriye’ye topraklarımız üzerinden geçirdiklerini dikkate almadan ve HDP ile ittifak yapılmamasına rağmen, “CHP terör örgütü PKK yandaşı olan HDP ile iş birliği ve ittifak yaptı. Dolayısıyla bunlar terörist ve vatan hainidir” diyebiliyor. Böylece büyük bir algı yaratıyorlar.
İlçe adaylarına da algı
Algıcılar Büyükşehirle yetinmiyor. Akla hayale gelmeyen bazı söylemleri İlçe adayları için de üretiyorlar.
Bana gelen ve edindiğin algı ve küçültme bilgileri şöyle;
Avcılar Adayı Turan Hançerli için, özürlü durumuna saygı duymadan sözde onuda küçümser ya da aşağılar bir tavırla, “Turan Bey’in eli kolu şimdiden bağlı. Başkan olsa bile ne yapacak ki?” Belediyecilik halkla haşır neşir işidir. Bu nasıl olacak?” diyorlar.
Bunun nasıl yapıldığını Hançerli en kısa sürede ve herkesin göreceği şekilde göstermeli ve uygulamalıdır.
Beşiktaş adayı Rıza Akpolat için, “İyi biri olsaydı kendi ilçesi Bahçelievler’den aday olurdu. İthal aday Beşiktaş’ı bilmeden ne yapacak ki? Sen senin içinden gelenlere oy ver” deniliyor.
Yetmiyor, ”Kuzeni, Gökhan Yüksel’ de kartal’a atandı. Bu ne iştir?” deniliyor.
Yine, “Reis kaymağını yiyorlar dedi ya. Oh iyi. Karıları Milletvekili, kocaları Belediye başkanı. Ne ala memleket “ diyerek Ataşehir ve Zeytinburnu’nu öne çıkarıyorlar.
Erdem Gül için, “Ankara da yaşayan ve orada ikamet eden gazeteci Erdem Beye sorun bakalım, hiç Adalara gidip faytona binmiş ve bir yerde oturup çay kahve içmiş midir?” deniliyormuş.
Hasan Akgün için, “Uzun yıllardır başınızda. Bıkmadınız mı” Özcan Işıklar için, kumara düşkün olduğunu hatırlatıp sözde oyunu azaltmak için,  “Onun sürekli gittiği Bulgaristan da başkan olmalıydı.” Denilerek algı yaratılıyor.
Beyoğlu’nun çiçeği burnundaki adayı Alper Taş için, daha ismi açıklanır açıklanmaz, ÖDP Genel Başkanlığını yapmış biri için, “Ya hu bu devre AKP’yi devirecektik ama şimdi karşımıza HDP li birini aday gösterdiler” diyerek AKP’nin oyunu yükseltme algısı yapılıyor.
Yetmiyor Rize, Pazar İlçesin’de doğmuş,  Çay-Kur işçisi babasının yanında Pazar İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra şimdiki adıyla İstanbul İletişim Fakültesini bitirmiş birisi için,  cahil ve bilgisizce, AKP adayı Haydar Ali Yıldız’ın Okmeydanı kentsel dönüşümünde ne yapacağı açıkça belli iken ve Rize’den kimlerin çıktığını ve ne iş yaptıkları bilindiği halde, “Bu adam PKK’lıymış” denilmesi düpe düz iftira niteliğinde algı değil de nedir?
Parti ya da adaylar bunları dikkate alarak bu algıları yok etmesi gerekir. Adaylar da söylediklerine dikkat ederek, söylenenleri de dikkate alarak hareket etmeli ve kamuyu bilgilendirmelidirler.
TDK ve TTK sağır ve dilsiz mi?
Bu konu ayrı bir yazı konusu ama, kısaca değinmek gerekirse, her şeçim de  gerginlik yaratan iktidar partisi yöneticileri bu kez İş Bankası hisselerine taktılar.
Neymiş efendim. Atatürk’ün Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumuna bıraktığı ve yönetimini Cumhuriyet Halk Partisine verdiği yüzde 28.09 hisseleri neden CHP yönetiyormuş. Bunun hazineye geçmesi gerekiyormuş.
Ey bu kurumların yöneticileri hakikaten sizler sağır ya da dilsiz misiniz? Çıkıp, “Bu hisselerden CHP’nin hiçbir geliri yoktur. Sadece bu hisselerin yönetimini sağlıyorlar. CHP’ye para gitmiyor. Elde edilen temettüyü bize aktarıyorlar” demiyorsunuz?
Burada benim merak ettiğim bir husus var. Bir Kararname ile Türk Dil ve Tarih Kurumları kapatılırsa ne olur?..