Dünü unutmadık yarın ise aklımızda

Toplum olarak nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu unutmak yaptığımız en büyük hatalardan biri. Oysa geçmişte yaşadığımız zorluklar bizi biz yapan değer yargılarını meydana getirir. Geçmişinden ders almayan insanların önce kendine sonra topluma fayda sağlaması mümkün olamaz. Biz her zaman bu bakış açısıyla bugünü ve yarını inşa ettik etmeye de devam edeceğiz.
Birçoğumuz çocukluğumuzda zor günler geçirmiş, geçim sıkıntısı yaşamış olabiliriz. Kendimden örnek vermem gerekirse ben kendi halinde bir ailenin ilk erkek çocuğu idim. Babam bir pantolon veya ayakkabı aldığında hemen sabah olsun da giyebilelim diye erkenden yatardık.Alınan ayakkabılar zile tepe idi ama benim için yeni kokan yepyeni ayakkabılardı. 1993 yıllarında Bağcılar ilçesinde tekstil atölyesinde çıraklık yapıyordum. Adıyaman'dan yeni gelmiştim, mavi lastik bir terliğim vardı. Mevsim sonbahardı, kış kara yüzünü gösteriyordu. Ama benim bir çifti ayakkabı alacak param yoktu! Çünkü kendi halinde bir aileydik, solu kopmuş terliğimi bez parçası ve koli bandı ile sardım. Ama sonuç olarak zor ve çetin günlerdi çünkü İstanbul’da hayat şartları acımasızdı.Yine aynı dönem de hiç unutmam amcam bana ''tekstil makinelerinden öğrenmesi zor olan kazancı yüksek olan Reşme'nin bir iğnesi annen, bir iğnesi baban ona göre mesleğini kap derdi. Amcamın bu cümlesi bu günün penceresinden baktığımda paha biçilemez bir nasihattır. Günler ayları aylar yılları kovaladı ve 21. yüzyıla geldik. Velhasıl ''Sevgi Sınır Tanımaz!'' dememizin temel sebebi geçmişimizdir. Ayakkabı alamamanın bir pantolon alamamanın ne demek olduğunu tarih yüreğimizin en derin yerine yazdı!Yıl 2018 Ramazan Bayramıydı. Güzel memleketim Adıyaman’a ''Sevgi Sınır Tanımaz'' deyip bayramlaşmak ve hediyeleşmek için rotamızı Adıyaman’a çevirdik. Hem özel hem yetim çocuklarla bayram havasında geçecek olan hediye programımızın heyecanı hepimizi sarmıştı. Binlerce yetim, öksüz ve engelli çocuklarımıza hediyelerimizi takdim ettim. Program çıkışı 60-70 yaşlarda bir teyze geldi. Gözleri buğulu idi, ağlamıştı. Usulca sokuldu yanıma.''Oğul benim hem yetim hem öksüzümü sevindirdin, Allah da seni sevindirsin.'' dedi! Dedi ama benim yüreğimi öyle dağladı ki aradan bir yıl geçmesine rağmen hala unutamadım.O gün bizim için hem hüzünlü hem sevinçli geçmişti, yüzlerce küçük yürek sevindirip yüzlerce kalbe dokunmuştuk.Yüce Allah bu sene yüzleri binlere çevirdi ve bizleri yalnız bırakmayan onlarca hayırseverin desteğiyle 6 Aralık Adıyaman Kahta, 7 Aralık’ta Malatya Darende’de binlerce engelli yetim kardeşimizin yanlarında olduk, hediyeleştik. Binlerce annemizin hayır duasını aldık. Allah bizlere güç kuvvet verdiği sürece ülkemizin dört bir yanına seferler düzenleyip gittiğimiz her il ve ilçede sevgi tohumları ekip gönül köprüleri kurmaya devam edeceğiz. Sevelim sevilelim. Paylaşalım, yalnızca kendimizi değil herkesi düşünelim. Ancak bu sayede bizi biz yapan değerlerimizle huzur içinde yaşayabiliriz. Unutmayalım ki; 
Bugünlere ışık tutmazsak yarınlar aydınlanamaz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahattin Demir Arşivi