Değişim ama nasıl?

Ülke gündemini bir yana atıp kendi gündemleriyle hermehal olan CHP'de bir değişim lafıdır gidiyor, fakat değişimin içeriğini, yönünü, kapsamını, anlamını tartışan yok. Çünkü değişimden anlaşılan, birinin koltuktan kalkıp, diğerinin oturması şeklinde maalesef. Seçimin kaybedenleri olarak öne çıkan CHP'de değişim isteyenlerin, değişimden neyi anladıkları bilinmiyor. Uzaktan bakınca görülen şu; bir yanda koltuktan kalkmamakta ısrar eden genel başkan var, bir yanda da genel başkanları eleştiren, koltuktan kalkmalarını isteyen ama o genel başkanlardan ideolojik, politik olarak farkını ortaya koymayan, koyamayan, zaten farklı da olmayanlar var.

Bakın Dostlar! CHP’nin sorunu, yeni olmak değildir, kendi olamamaktır. Kendi fikrine, kadrolarına, örgütüne güvenmek yerine, ithal fikirlerin, ithal isimlerin peşinden koşmaktır. Her seçim sonrası aldığı yenilginin sağlıklı bir muhasebesini yapmak yerine, ABD ve Avrupa kaynaklı, Türkiye’ye yabancı akımların ardına düşmektir. Halkçılığı, toplumculuğu, kamuculuğu, ulusalcılığı es geçip temelsiz bir sivil toplumculuk yapmaktır. Kısacası kendi özüne, değerlerine, tarihine, tabanına yabancılaşmaktır.Çünkü siyaset salt matematik değildir. İlkedir, ideolojidir, programdır, bilinçtir, kadrodur, örgüttür.


Kıran kırana yarış!
Değişim-yenileşme arasında hafta sonunda yapılacak CHP İstanbul İl kongresi için iki aday var. Ama enteresan olan şudur ki ikisi de değişimden yana. Biri Kılıçdaroğlu'nu değişim öncüsü kılarken diğeri örgüt ve ilkeleriyle CHP'yi büyütebilmekten söz ediyor. Karar 621 il delegesinin olacak. Kaybedenler kulübüyle değişim olmaz dostlar! Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Bir yanda gerçekten genç idealist, partide yeni şeyler yapmak istediğni söyleyen Özgür Çelik, karşısında ise seçim kaybetmekten yılmayan Cemal Canpolat. 16 milyon İstanbul'a herkesi kucaklayacak bir kadro gerekmiyor mu? Dar kadrolarla siz yerel seçimleri kazanma hedefine asla ulaşamazsınız. İki iki dört eder. Bir taraf "Kemal beyi kurtarıp yenileşelim" diyor diğerleri "Yenileşme tepeden tırnağa" olmalı diyor. Bu değişim ve yenileşme nasıl olacak bakacağız. Yalnız sürekli seçim kaybedenlerle, çeşitli iddiaları üzerinde taşıyanlarla bu değişim olmaz. Bir de anlamadığım nokta şudur. Daha düne kadar can ciğer kuzu sarması olan İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ne zaman böyle birbirine selam vermez hale geldi. Ve ne zaman seçim kaybeden ve hatta onla ilgili birçok iddiayı gündeme taşıyan Canan Kaftancıoğlu; İttifak dostu oldu. Ne diyorduk! Bu yüzden CHP'de yenileşme laftan öte ve hatta zevahiri koltuğu kurtarmaktan öteye geçmez. Gerisi laf-ı güzaftır.

Nasıl bir değişim!
CHP’yi ele alalım, değişim partinin köklerine sadık kalarak, o köklerden güç ve ilham alarak mı olacak? Yoksa Erdal İnönü’den bu yana moda akımlara kapılan, partiyi liberallerle, numaracı cumhuriyetçilerle, etnikçilerle, mezhepçilerle, alt kimlikçilerle, hayatı boyunca CHP’ye karşı mücadele vermiş kişilerle doldurmayı değişim sanan yeni bir yüz mü geçecek partinin başına? CHP, altı okun altısına birden aynı kararlılıkla, tutarlılıkla, yüreklilikle sahip çıkacak mı? Yoksa okları tartışmaya açıp, dahası reddi miras anlamına gelen sözler mi edecek? CHP, Cumhuriyetçi, toplumcu, kamucu, solcu, antiemperyalist, aydınlanmacı, laik, eşitlikçi, emekten yana, bağımsızlıkçı, ulusalcı bir parti mi olacak? Yoksa Batı tipi liberal sol (ne demekse) bir parti olarak mı yol yürüyecek?
Tartışma CHP’de çok çetin, daha sert geçiyor. Peki, sonuçta ne olacak? Bir kez daha siyaset esnafı kazanacak, siyaseti zenginleşme aracı olarak görenler galip gelecek. Özverili, dürüst, Türkiye sevdalısı, çilekeş örgüt emekçileri kaybedecek. Bir kez daha ithal adaylar, ünlü reklamcılar, parti dolaşmaktan başı dönmüş anketçiler ve danışmanlar kazanacak. Partiye umut bağlayan sıradan yurttaşlar kaybedecek.

Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP
Seçimler sonrasında muhalefetin dilinden düşmeyen bir kelime var: “yeni”. Yenilgiyi, yenilenerek aşacağını düşünen muhalifler, bir yandan yenilginin nedenlerine kafa yoruyor, bir yandan mazeret üretiyor, bir yandan da yenilenmekten bahsediyorlar. Oysa “yeni” kavramı, sık kullanılmakla birlikte, tehlikelidir. “Yeni” derken dikkatli, tedbirli, temkinli, ihtiyatlı olmak gerekir. Çünkü ipin ucu kaçtı mı, yenilenmenin sonu, başkalaşmaya, dönüşmeye, savrulmaya, köksüzleşmeye kadar gider, reddi mirasa, karşıdevrimciliğe kadar uzanır. Döneklik de buna dahildir.

Yeni Türkiye Cumhuriyeti!
Anımsayalım, ABD’nin özenle beslediği, büyüttüğü, kullandığı ve iktidara ortak ettiği terör, casusluk, ihanet şebekesi FETÖ; iktidar blokuyla birlikte dilinden düşürmüyordu “Yeni Türkiye”yi. Oysa kavramın müellifi bile yabancıydı: CIA istasyon şefi Graham Fuller. Bu adla bir kitabı bile vardı: “Yeni Türkiye Cumhuriyeti”. Sözde yerli ve milli kadrolarla, FETÖ’cüler, Fuller’in kitabında yazdıklarını anlatıyorlardı Türk milletine. Bu “Yeni Türkiye”; emperyalizmle uyumlu Türkiye’ydi, aynen ılımlı İslamın, emperyalizmle, ABD’yle uyumlu İslam olması, ABD tarafından üretilip dolaşıma sokulması gibi. Bu “Yeni Türkiye”; büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’le, Cumhuriyet Devrimi’yle arasına çok mesafe koymuş bir Türkiye’ydi.

Türkiye, sadece iktidardan ibaret olmadığına göre, muhalefete de “yeni” gerekliydi. Bulundu da. Adı da hazırdı: “Yeni CHP”. Kurucusundan, kurucu değerlerinden, tarihsel özünden, siyasal iddiasından uzaklaştıkça, oy oranından çok daha büyük olan özgül ağırlığından arındıkça, sadık, çilekeş seçmenini hor gördükçe yenilenecekti CHP. Cumhuriyet Devrimi programının özeti ve simgesi olan altı okla arasına mesafe koydukça, partide her zaman bir ölçekte yer bulabilmiş olan liberallerin, numaracı cumhuriyetçilerin, kimlik siyaseti savunucularının, Kemalizme burun kıvıranların sayısını ve ağırlığını artırdıkça, yepyeni olacaktı CHP. Yeni Demokrasi Hareketi’nden gelenler, sol liberaller, siyasal İslamcılar, etnikçiliği sosyalizm, mezhepçiliği komünizm, hemşericiliği Marksizm sananlar, eski Özalcılar, MHP ve BBP’de umduğunu bulamayıp CHP’ye kapılananlar, ömrü CHP’ye hakaret etmekle geçmiş olanlar CHP’de kümelendikçe iktidara yürüyecekti CHP!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi