Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin katıldığı bir televizyon programında sorulan bir soru üzerine, “Eğer gerekirse her partiye dolayısıyla Halkların Demokrasi Partisi (HDP) ne de bakanlık verilebilir” dedi.

Sonrasında kıyamet koptu.

Vay efendim nasıl böyle bir laf diyebilirmiş...

Söyledikleri kendi fikridir partiyi bağlamaz mış.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Genel Başkan adaylığı için ikna edenler arasında olan ve Genel başkan olduktan sonra Parti Genel sekreterliğine getirilen Gürsel Tekin’i durumunu bilmeyenler, “Zaten Genel Merkezle de ilişkileri iyi değilmiş” diyenler bile oldu. Bunu söyleyenler Tekin’in bir halk otobüsü olduğunu, ülkenin her tarafını gezdiğini halkın içine girdiğini, halkla ilişkilerinin iyi olduğunu tabiri caizse tam anlamıyla halkın anlayacağı dilden politika yaptığını bilmedikleri belli oluyor.

Ayrıca her Milletvekilinin, demokrasi gereği kişisel fikirlerini açıklama hakkının olduğu hna çabuk unutuldu.

Efendim terör örgütü PKK ve PYD’yi destekleyen ve onlarla irtibatlı olan bir partiye nasıl bakanlık verilirmiş…

Bu ve benzer laflar çoğaldıkça çoğaldı ve ağzı olan konuştu.

En önemlisi İYİ Parti Genel başkanı Meral Akşener, “HDP’nin olduğu yerde biz olmayız, bizim olduğumuz yerde de onlar olamaz” dedi.

Arkasından parti içinde önemli görevlerde olan ve halk nezdinde kabul gören İYİ Parti de olduklarını unutup hala MHP’de olduklarını sananlar veryansın ettiler.

Bu durumda sormak gerekir. HDP, TBMM’de Başkanvekilliği yapıyor ve kırmızı plaka veriliyor mu? Evet.

HDP, bütçemizden partilere verilen ödeneği alıyor mu? Evet.

TBMM'de grubu var mı? Evet.

O zaman hani bir arada olmayacaktınız.

Bunları bir tarafa bırakalım.

Her gidilen ve yapılan konuşmalarda İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya Büyükşehir Belediyelerini ve yakinen bildiğim Esenyurt, Küçükçekmece ilçe Belediye Başkanlıklarının nasıl kazanıldığına bir bakın bakalım.

Bu seçimler kazanılırken HDP’nin katkısı var mıydı, yok muydu?

Aslında HDP'nin yöneticileri çıkıp, "Biz ülkemizde ve dünyada faaliyet gösteren her türlü terör örgütüne karşılız ve huzur için bunlarla mücadele edilmeli" deseler bu tartışmaların hiçbirisi olmazdı.

Bakanlık meselesi

Önümüzde yapılacak seçimde Millet İttifakı ve Cumhur İttifakının, Cumhurbaşkanlığını kazanması önemli değil. Meseleyi TBMM'de sandalye sayısı çözecek.

Diyelim ki, Cumhurbaşkanlığını Millet İttifakının adayı kazandı. Bu zamana kadar vaatleri arasın da ön plana çıkan Parlamenter Sisteme dönüş olduğunu biliyoruz.

Bu nasıl olacak?

Özellikle referanduma gitmek için 368 Milletvekiline Anayasa’yı değiştirmek için 402 Milletvekiline ihtiyaç olduğu biliniyor.

Millet İttifakının milletvekili sayısı bu rakamları oluşturmaz ve HDP’nin vekillerine ihtiyaç olursa onlara baş vurulmayacak mı?

Meral Hanım, “Başbakan olacağım” diyor.

Yukarıda bahsettiğimiz husus gerçekleştiğinde yine varsayalım Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçildiğinde Meral hanım’a hükümeti sen kur kararnamesi yayınlayınca rakamsal olarak HDP’nin vekillerine ihtiyaç olunca ve bir koalisyon hükümeti kurulması gerektiğinde HDP’ye bakanlık vermeyecek mi?

Bu bakımdan geleceği ve altılı masanın durumunu iyi düşünüp ona göre konuşmakta fayda vardır. Geleceği yönetmek isteyenlerin de buna ihtiyacı vardır.

Gürsel Tekin’in TV programında konuşmasının tam metnini bilmiyorum. TV ler ve gazeteler onun, “Her partiye ve elbette HDP’ye de bakanlık verilebilir” sözlerini yayınladılar.

Ayrıca geçmiş zamanlarda iktidar kanadının terör örgütü ve yöneticileri ile yaptıkları görüşmeleri unutmamak, hatta bunların yakınının TRT’de kunuşturulduğunu, terör örgütü liderine adam gönderilerek ondan gelen mektupların okutulduğunu da unutmamak gerekir.

Ayrıca terör örgütü ile irtibatı olan HDP’li vekillerin dokunulmazlıkları kaldırılıp hukuki işlemler başlatıldığı gibi, parti için de Anayasa Mahkemesi'nde kapatılma davası açılmış olup sonucunun beklenmesi gerekmez mi?

Gürsel Tekin’in ne söylediğini tam olarak bilmediğimi belirttim. Bana göre gelecekte bir koalisyon durumunda elbette koalisyona katılması durumunda bakanlık verilebilir anlamında da söylemiş olduğunu tahmin ediyorum ve parlamentoda da aritmetik gerçeği bunu gerektirir.