Acile acil müdahele gerek!

Türkiye'de güya son yıllarda en iyi olduğumuz alan sağlık sistemi idi. Gerçi o sistemi ayakta tutmaya çalışanlar, başta hekimler ve diğer sağlık çalışanları idi ama olsundu. Bu AKP başarısı idi. Algı yaratmak için her şey yapıldı. Amacına da ulaştı. Fakat bir de baktık ki sağlık sistemi yerle bir olmuş. Dostlar! Nasıl mı olmuş ? Bakalım. Bir ilçede sıradan yoğunluğu olan bir hastanede acil servise kaç kişi başvurur ? 100,200,500 değil mi hayır! Tam tamına 1500'ü geçiyor bazı günlerde.Bu ne anlama geliyor biliyormusunuz. 24 Saat 1440 dakika. Bizim Türk hekimleri hergün kendi rekorlarını kırıyor. Dakikada hasta bakma dönemi başladı. Zaten sağlıksız olan sistem bu ucube "Acil Servis" yönetimi ile iflas etti.Bunda kesinlikle ne doktorun ne sağlık çalışanının suçu var. Onlar bu yükü insan üstü bir çaba ile göğüslemeye, en kısa sürede en etkin biçimde teşhis koymaya ve tedaviye uğraşıyorlar ama el Hak. Ne gelir elden !. Bu arada bakalım çok ciddi başka bir olaya. Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlarmış, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Buralar boş kalmayacak” demişti. Acı ama artık doktorlarımız biz terk ediyor. yurt dışına gidiyor. Sağlıki iyice sağlıksızlaşıyor. Halbuki Acil müdahale gerektirmeyen hastalar kabul edilmeyip TSM'lere (toplum sağlığı merkezi) yönlendirilebilir. Yeterli doktor ve hemşire çalıştırılarak yoğunluğun oluşmaması sağlanabilir. ama bırakın bunu artık uzman doktor bile zor bulunur hale geldi. Nasıl mı ? Tabipler Birliği'nden yurt dışıuna gitmek içim "İyi Hal Belgesi" başvuru sayısı: Ağustosta yeni bir rekor ile 281 oldu.Bu rakam 2022'nin ilk 8 ayında 1683'e ulaştı. Hekimlerin ağır ve güvensiz çalışma şartları nedeniyle yurtdışına göçü artarak sürüyor.Ancak hep birlikte sağlıklı bir gelecek için mücadeleye devam!
 

Düzenlemeye gidilmezse kötü olacak
Şimdi dostlar! bizde neden böyle oluyor. Dünya'da durum nedri oana bakalım. Bakın Uluslararası parametreye göre acil servisin ilgilendiği hastalıkların listesi şöyle;
"Terör, sabotaj, kurşunlanma, bıçaklanma, kavga, vb. Tecavüz,İntihar girişimi.Trafik kazası.Ciddi yanıklar.Bilinç kaybına neden olan her türlü durum.Üremik ve diyabetik koma [Böbrek yetersizliğinin ve diyabet (şeker hastalığı)nın yol açtığı bilinç bulanıklığından başlayıp tam bilinç kaybına (koma) kadar yaşanabilecek durumlar]
Menenjit, ensefalit, beyin absesi.Ani felçler (inme).Ciddi alerjiye bağlı vakalar (Bu durumlarda kalp ritminde bozulma, solunum yollarında tıkanmaya yol açabilecek ciddiyette alerji ya da tansiyon düşmesi gibi belirtiler gözlenebilmektedir).Migren ve/veya kusma, bilinç kaybıyla birlikte görülen baş ağrıları.Donma, soğuk çarpması.Dalgıç (dekompresyon) hastalığı (Halk arasında “vurgun yemek” adıyla bilinir)
Yüksekten düşme.Ciddi göz yaralanmaları.Aşırı saldırganlığa yol açan akut psikotik vakaları.Ciddi iş kazaları, uzuv kopması
Alt ekstremite ve omurga kırıkları: büyük dış veya iç kanamaya yol açan bacak kırıkları ve her türlü omurga kırıkları.
Renal kolik. Travmaya bağlı ortaya çıkan hayati tehlike taşıyan iç ya da dış kanamalar (akut masif kanamalar). İçi boş organların (mide, barsak vb) tıkanması, delinmesi, iltihaplanması ya da düğümlenmesi (akut batın).Elektrik çarpması.Kalp krizi, aritmi (kalp ritminin düzensizleşmesi), hipertansif (yüksek tansiyonla ilgili) krizler (Bu gibi durumlar beyin kanamasına sebebiyet verebilmektedir).
Astım krizi, akut solunum problemleri.Suda boğulma.Sıcak çarpması. Zehirlenmeler.Genel durum bozukluğun ile birlikte seyreden diyaliz hastalığı.Yenidoğanda bilinç kaybı
Enfeksiyon hastalıkları, sıcak çarpması, zehirlenme gibi çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilen yüksek ateş sorunu (Kalp ritim bozukluğu, havale gibi sorunlara yol açabilmektedir. Ateş, ortalama 39,5 ve üzerindedir) Su kesesinin boşaldığı, başlamış doğum faaliyetleri. Yetersiz bakım, ağır hastalık, yeterli beslenmeme, yaşlılık gibi nedenlerden kaynaklı genel sağlık durumunun tehlikeli boyutlara varan derecede bozulması"
Aklına esen Acil serviste
Dünya bunu kabul etmiş bunu standart bellemiş. Gelelim bizdeki duruma. Bakın bunlar aynı zamanda benimde yaklaşıkk 40 yıllık gözlemlerimdir. Son dönemdeki izlenimlerimdir. Bizim acil servisler, normal randevu alamayanlar, şöyle bir uğrayıp baktırayım diyenler, yahu ilacı acilde kolay yazarlar diyenler velhasıl ne kadar sağlıktan nasibini almamış varsa sağlık adına oraları dolduruyor. Asıl gerçekten acil müdahaleye gerek duyulan insanların da yaşamları ile oynuyor bu aymazlar. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisinde yayımlanan ve yapılan geniş kapsamlı bir araştırmada " Peki acil servislerin yoğunluğu azaltılabilir mi? Nasıl? olur diye sorulan soruya sağlık çalışanlarının yanıtları da şöyle oldu;
ʺAcil müdahale gerektirmeyen hastalar kabul edilmeyip TSM'lere (toplum sağlığı merkezi) yönlendirilebilir. Yeterli doktor ve hemşire çalıştırılarak yoğunluğun oluşmaması sağlanabilirʺ (Hemşire, 26 Yaş).
ʺAileler bilinçlendirilip sağlık ocağı ve poliklinik randevusu alınarakʺ (Asistan doktor, 29 Yaş).
ʺAzaltılabilir. Birinci basamak sağlık kuruluşlarına ilk olarak başvurmaları sağlanabilir. Bu durum zorunluluk haline getirilebilirʺ (Asistan doktor, 28 Yaş).
ʺAcil olmayan hastalar acil servise başvurmasın. Hemşire ve doktor sayısı arttırılsın. Polikliniklerin çalışma süresi uzatılsınʺ (Hemşire, 25 Yaş).
ʺEvet azaltılabilir. Hastaya doğru triaj uygulanabilirʺ (Paramedik, 28 Yaş).
ʺAcil servis muayene fiyatlandırılmalarındaki düzenlemeler, halkın özellikle sağlık bakanlığı tarafındanbilgilendirilmesiʺ (Doktor, 41 Yaş).
ʺEvet azaltılabilir. Poliklinik hastaları acilde muayeneye kabul edilmemelidirʺ (Acil tıp teknisyeni, 31 Yaş).
ʺTürkiye şartlarında imkansız gibi, ilk hastalanan kişinin aklına hemen acil servis geliyorʺ (Acil tıp teknisyeni, 20 Yaş).
Bu ifadeler sonucunda; çalışmaya katılanların çoğu aşağıdaki önerilerle acil servislerin yoğunluğunun azaltılabileceğini ifade etmiştir: Sevk zinciri aktif kullanılarak, Toplum bilinçlendirilerek,Etkin triaj uygulanarak,Acil alan genişletilerek,Acil servis muayene fiyatlandırılmaları yeniden düzenlenerek, Polikliniklerin çalışma süreleri arttırılarak yoğunluk önlenebilir.


Sağlık personelleri korunmalı
Yapılan sevkler incelendiğinde, çoğu hastanın sevk edildiği yerde tedavi edilebilir. olduğu görülmektedir. Sadece gerekli durumlarda hastaneler arası sevklerin gerçekleşmesi ve sevk edilmeden önce servisin aranıp uygunluk durumunun sorulması konusunda gerekli düzenlemeler yapılabilir.Toplumun, birinci basamak sağlık kuruluşlarını kullanması özendirilmelidir.Triaj uygulamasının daha etkili olmasını sağlayacak önlemler alınabilir. Acil servislerde verilen hizmetin aksamaması için ihale süreçleri mümkünolduğunca kısa tutulmalı ve kaliteli malzeme temini sağlanmalıdır.Çalışanların performansını iyileştirmek ve motivasyonlarını artırmak amacıyla, yöneticilerin ödüllendirme mekanizmalarını kullanması iş doyumunu artırabilir ve performans bazlı sorun çözümünde faydalı olabilir. Acil üniteler yeterince personel istihdam edilmesi, yoğunluğun azaltılmasında etkin rol oynayabilir. Sağlık personelinin güvenliği sağlanarak, personel için daha rahat ve huzurlu çalışma ortamı oluşturulmalıdır. Tüm bu sorunlar ve çözüm önerileri dikkatli bir şekilde irdelendiğinde, acil servislerde yaşanan sorunların çözümünün yöneticiler ve karar verenlerin alacakları önlemler ve bir takım uygulamalar ile en aza indirilebileceği düşünülmektedir.
 

Acil servislerde kaos!
Hep birlikte yaşayarak gördüğümüz gibi sağlık politikalarının Türkiye’de oluşturduğu pek çok olumsuzluk acil servislere yansımıştır. Bir süredir devlet hastanelerinde uzman hekimlerin alanı dışında acil servis nöbeti tutmaya zorlanmalarıyla “idare edilmeye” çalışılan acil nöbetleri şimdi de aile hekimlerinin görevlendirilmesiyle çözülmeye çalışılmaktadır. Diğer sağlık çalışanlarının mağduriyetleri de artmaktadır. Acil servisler tam bir kaosa sürüklenmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın acil servisleri bu hale getiren yanlış politikaları ne yazık ki şimdi de sağlıkçıları karşı karşıya getirmiştir. Çözüm akılcı, bilimsel, ülkenin ihtiyaçlarına uygun, iyi planlanmış sağlık sistemindedir. Bunun için de gerek hekimlerin gerekse tüm sağlık çalışanlarının ortak mücadelesinin sürdürülebilmesi esastır.
 

Başvuru sevki kafaya göre mi ?
Şimdi bir başka noktayı da dile getirmek isterim. Acile gelmiş sıraya girmiş, sırası gelince "Çocuğumun ateşi 40 derece" diye beyanda bulunanı eğer siz yeşil alana yönlendirip 120 ye yakın kişinin arkasına takıp sıra bekletiyorsanız. En azından çok ayıp ediyorsunuz.O yönlendirme tercihini yapan neye göre kime göre nasıl yapıyor. Yetkinmidir. Ehil midir. Belli değil. Şimdi bir liste var ona göre dersiniz siz! Ben bunlara inanmıyorum. Bu sıkıntının bir çözümü olmalı bu iktidar mı yapar başkası mı. Bu rezilliğe son verilir mi bakacağız ?
Bakın bir araştırmada yine yapılan o araştırmada "Acil servislerdeki triaj uygulamasının etkili yapıldığını düşünüyor musunuz? "sorusuna bakın çalışanlar ne cevap veriyor.
"Hayır. Çünkü doktor durmuyor triajdaʺ(Hemşire, 26 Yaş).
ʺHayır. Çünkü acil serviste başvuran her hastaya bakılma zorunluluğu var. Neredeyse tümü yeşil alan ve bu durumda triaj yapılmıyorʺ (Asistan doktor, 28 Yaş).
ʺHayır. Bağıran çağıran biri olduğunda hemen içeri alınıyorʺ (Hemşire, 30 Yaş).
ʺŞöyle ki biz triajı sadece bir triaj memuru ile yapıyoruz. O yüzden biz bu konuda yeterli donanıma sahip olmadığımız için yeterli düzeyde yapıldığını düşünmüyorum. Yanımızda bir hekimin de olması gerektiğini düşünüyorum mesela. Belki o zaman yeterli düzeyde yapılabilir bir hekimle beraber biz triaj yapmak istiyoruz çünkü biz bu şekilde yeterli düzeyde triaj yapamıyoruz ya da hastaları belki doğru yönlendiremeyebiliyoruzʺ (Acil tıp teknisyeni, 33 Yaş).
ʺYapılıyor, bizler kapı önünde göğüs ağrılarını dakikalar içerisinde müdahale edilmesi gereken kanamalı hastaları bekletmiyoruz triaj bu açıdan bizim için çok önemliʺ (Doktor, 44 Yaş). ʺBizim hastanemizde tam anlamıyla işlemiyor. Çünkü yoğunluktan dolayı kırmızı ve sarı alanlarımız ambulanstan gelen hastalarımızla doluyor. Yeşil alana başvuran hastalarımıza triaj uygulamaya çalışıyoruzʺ (Acil tıp teknisyeni, 20 Yaş).
ʺGenel olarak Türkiye’de efektif olarak yapıldığını düşünmüyorum. Birçok hastanelerimizde hala triaj uygulaması yok. Hastalarımızın triaj uygulamasından haberi yok bilmiyorlar. Sağlık çalışanları da triajı büyük oranda bilmiyorlar. Bu yüzden çok efektif ve doğru işlediğini düşünmüyorumʺ (Doktor, 32 Yaş).
 

Aciller hasta doldu
Bu ifadeler sonucunda;Triajın tam anlamıyla işlemediği,Alanda uzman kişilerce triajın yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldı.
Acil servislerde çalışan personel konusunda yaşanan en önemli sorunlar ilgili olarak ise çalışanlar şunları söylüyor. “Personel sayısının azlığı, personelin sık sık değişmesi, personele mobbing uygulanması” (Hemşire, 26 Yaş). “Acillerin aşırı yoğunluğu, acil olmayanhastaya bakılma zorunluluğu, sağlık personelinin güvenliğinin sağlanamaması yeterince”(Asistan doktor, 28 Yaş).
“Hasta ve yakınlarının personele şiddet uygulaması, fiziksel ve psikolojik yorgunluk, sosyal hayata pek vakit ayıramamak”(Hemşire, 25 Yaş).
 

“Personel eksikliği, malzeme eksikliği”(Ebe, 28 Yaş) “Personel eksikliği, hizmet içi eğitimlerin yetersiz olması, diğer ekip üyeleriyle olan olumsuz diyaloglar, kişisel iletişimin olumsuz olması” (Hemşire, 35 Yaş). “İşini gerçekten sevmeden yapan insanların olması. Öğrenme açısından yeni mezun olmuş biri tabi ki de gelsin burada öğrensin ama acil serviste onu yetiştirmek de bizler için yorucu bir süreç. Hem hastalar açısından hem bizler için yorucu bir süreç. Öncelikle daha tecrübeli insanların olması gerekiyor ama bir yandan da tabi ki öğrenmeleri gerekiyor. Dediğim gibisevmeden çalışan insanlar da kaytarma yolu buluyorlar”(Acil tıp teknisyeni, 33 Yaş).
“Birinci sorun acil serviste çalışanların uzun süre çalışmaması. Bir süre sonra başka bölümlere tayin istemesi, bu deneyimli çalışan sayısını düşürüyor. İkinci olarak personel sayısının azlığı. Üçüncü ise acil serviste lise mezunu acil tıp teknisyenlerindense lisans mezunu hemşirelerin istihdam edilmesi daha doğru buluyorum” (Doktor, 44 Yaş).
 

“Nöbet saatlerimiz çok fazla, gece çalışma sistemimiz diğer çalışanlara göre çok zor şartlar altında çalışıyoruz. Yoğunluk çok fazla ve hastalar tarafından anlaşılmıyoruz” (Acil tıp teknisyeni, 20 Yaş).
“Acilde çalışan personel ciddi anlamda yetersiz. Bilgi açısında çok yetersizler bilgi sahibi personel çok az. Acil serviste personel temiz çalışmıyor” (Hemşire, 30 Yaş).
 

Bu ifadeler sonucunda; Personel sayısının yetersizliği ve personelin sık değişmesi, Personele sözlü ve fiziksel şiddet uygulanması,Hasta sayısı ve iş yükünün fazla olması, Çalışanların eğitim eksikliği, Çalışanlar arasındaki iletişimsizlik gibi sorunlar olduğu ortaya çıkmıştır.
Acil servis çalışanlarının yaşadığı sorunları belirlemek amacıyla yapılan araştırmada katılımcıların çoğunluğu; Çalışan sayısının yetersiz olduğunu ve bundan dolayı haftalık mesai sürelerinin arttığını, çalışanların iş yükünün fazla olduğunu, çalıştıkları birim yönetimi tarafından ödüllendirilmediği, acil servise acil olmayan hastaların çok sık geldiğini ve bu konuda bireylerin bilinçlendirilmediğini, alınan ücretin yetersiz olduğunu, alınan güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu, satın alma ihalelerinin uzun sürdüğünü ve servise kalitesiz malzemeler gönderildiğini konsültasyon uygulamaları ile ilgili sorunlar olduğunu, triajın efektif yapılmadığını, hastahasta yakını-çalışan-yönetici arasındaki iletişim eksikliği olduğu, acil servislerin fiziksel alanının yetersiz olduğunu ve fiziksel alan açısından yetersiz olan acil servislere gereksiz sevklerin yapıldığını ve bu sevklerin önlenemediğini belirtmişlerdir. Belirlenen sorunlar kapsamında aşağıdaki öneriler getirilebilir: Konsültasyon istemlerine hızlı bir şekilde cevap verilmesinin sağlanması çalışanlar ile hasta yakınları arasında gerginlik ve diğer çatışmaları önleyebilir. Acil servise yapılan uygunsuz başvurular hem yoğunluğu artırmakta hem de gerçekten sağlık hizmetine ihtiyacı olanların hizmetten yararlanmasına engel olabilmektedir. Acil servise acil olmayan hastaların gelmesini önlemek için öncelikle poliklinik hizmetleri iyi organize edilmelidir. Durumu acil olmayan hastaların polikliniklerde istedikleri hizmeti kolay alabilmesi durumunda acil servise başvuruların azalacatır.

SON SÖZÜM; “Bir memleket halkının sağlığı, hakikatte bir devletin dayandığı bütün mutluluk ve gücün temelidir.” George Sand

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi