Hesap sormazsak yalan söylerler!

Son 20 yılımız; aldatıldık, yalan söylüyorlar, bunlar teröristler ile el ele, yüzleşme, barışma, güvenin bize, bunu ancak biz yaparız, bir şans daha vb sloganlar ile günü kurtarma, gündemi değiştirme yarışı ile geçiştirildi. Yükseköğretim okuma oranımız hızla artmasına rağmen bu yalanı söyleme ve yedirme alışkanlıklarımız da hiçbir azalma görülmemektedir. Tersine daha da artmaktadır. İki konu ile yüzleşmemiz gerekiyor. Ya eğitim sistemimiz yetersiz. Elli yıllık bir eğitimci olarak deneyimlerim belli alanlarda buna çok uygun. Bırakınız meslek eğitimi almayı günlük yaşam tarzının devamı için bile gerekli bilgiyi veremiyoruz. Bir taraftan da bu durumdan öğrenci de öğreten de memnun gibi. Ancak bu yollar işte bizi kandıranların isteği. Hiçbir sorunumuz çözülmediği gibi geleceğimiz de sıkıntıya sokuluyor. Klasik köşe dönücü yöntemleri denemeye başlıyoruz. Bu köşe dönücü terimini lütfen yabana atmayın. İçeriğinde düzenli işleyen meslek grupları da dahil bu köşenin arkasından dönerek çözüm önerileri getiriyorlar. Bu duruma ben sokak hukuku diyorum. Normal hukuk kuralları işletilmediğinde bu yollara tenezzül ediliyor. Örf adetlerimiz, görgü kurallarımız, dini vecibelerimiz birlikte birleştirilerek bu yolu deniyorlar. Bu şekilde cemaatlere kadar giden yollar ile çözüm üretiyorlar. Sonra da iktidar-muhalefet kavgaları gibi okullu-alaylı tartışması karşı karşıya gelebiliyor.

Değerli okuyucular asıl yazımın konusu bu değildi. Yukarıda ki bahaneler ile çok moda haline getirdikleri özür dileme siyaseti ile büyük günahlarını geçiştireceklerini zannediyorlar. Cahil kesimde hala etkili olduklarından devam etmede de sakınca görmüyorlar. Kendilerine yapıldığında istemedikleri şeyi kendileri karşı tarafa özür bile dilemeden yapabiliyorlar. Hedefe ulaşırlarsa arınma ve günah çıkarma ile yeniden doğmuş gibi başkalarına her türlü davranışta sakınca görmüyorlar. Ben yaptım oldu mantığı. Ama modern dünyada böyle bir mantık yok. Kanunsuzluğa o kadar alışıyorlar ki. Uluslararası düzeyde bile, biz bunu tanımıyoruz. Yok sayıyoruz. Çözüm yolu olarak sunuluyor. Kabadayı mantığı. Faşizm mantığı, diktatörlük mantığı ve benzerleri… Son haftalarda birlikte seyrettiğimiz karşılıklı eleştiriler, geçmişin kötülüklerini, haksızlık ve hukuksuzluklarını yaymak, gölgelemek şeklinde, kesinlikle doğru sayılmayacak şekilde ortada dillendiriliyor.

Bu haftayı ne güzel bir yalanlar rüzgarı ile geçiriyoruz. Zamlar rakam olarak hoş. Derinlik ve hedefe yararlılık açısından boş. Bizi üzmeyin ben yaşım gereği 3-4 yılda bir bu doğal veya suni krizleri yaşadım. Üzüntüm gençler. Onlar şaşkınlar. Onları bu yaşlarda pozitif gerçekler ile tatmin etmeliyiz. Yine de onlara sesleniyorum. Hayatın gerçeklerine tutunmanın tam zamanı. Doğru kararı vermek bu kadar ayağınıza gelmedi. Fırsatı iyi kullanın. Hepinize sevgilerimi sunuyor, sizi kucaklıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nail Yılmaz Arşivi