Karar değil cinayet

İstanbul'da dere yataklarına kadar her yeri betonla dolduran zihniyet her yağmurda yeni bir facianın yaşanmasına neden olan asli fail olarak önümüzde duruyor. Gözü doymaz rant zihniyetinin sonucu olarak yıllar önce yaşanan Ayamama Deresi faciası ardından yine yeni bir facia ile yüzyüze kaldık. İstanbul Avrupa Yakası’nda önceki gün akşam saatlerinde etkili olan yağış nedeniyle birçok ev ve iş yeri sular altında kaldı, araçlar sürüklendi, derelerin taşması sonucu apartmanların özellikle bodrum ve birinci katlarını su bastı.İklim krizi yoğun yağışa neden olurken, çarpık kentleşme ve altyapı eksikliği felaketi büyüttü. Uzmanlar “Yapılaşmanın ranta dayalı değil, bilimsel bilginin ışığında yeniden düzenlenmesi afetleri engelleyecektir” uyarısı yaptı.

Göz göre göre geldi

İstanbul Planlama Ajansı, uzun yıllardır dere yataklarına yakın ve taşkın riskinin yüksek olduğu yerlerde yapılaşmaya gidilmesinin kentte dün gece yaşanan taşkınların ana sebebi olduğunu vurguladı. Ajans, Başakşehir Millet Kıraathanesi ile Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin dere kenarında ve taşkın riski olduğunun bilindiğini belirtti.Uzmanlar, iktidarın devam ettirdiği "plansız kentleşme" ve ‘çılgın mega projeler’nedeniyle doğa olaylarını afete dönüştüğünü -belirterek "Kamu yararından çok sermaye ve kendi yandaşlarının çıkarlarını gözeten bu anlayış ortadan kaldırılmadığı sürece doğa olayları İstanbul’un için bir felakete dönüşmeye devam edecektir" dedi.

Riskli olduğu biliniyordu

İPA, sosyal medya paylaşımında, şu ifadelere yer verildi; Kirazlı (Bağcılar)-Kayaşehir Merkez (M3) metro hattının 2. etabı olan Onurkent-Kayaşehir Merkez istasyonları arası 8 Nisan 2023 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından tamamlanarak hizmete açıldı. Hattın Kayaşehir Merkez istasyonunun Hasanoğlu Deresi yakınında ve taşkın riskli bölgede yer aldığı biliniyor. 2019 yılında açılan Başakşehir Millet Kıraathanesi'de maalesef Nakkaş Deresinin kolu olan Fener Dere üzerinde yer alıyor ve halihazırda taşkın riski olduğu biliniyor. Nakkaş Deresi yakınlarında yer alan ve taşkın riski bulunan Çam ve Sakura Şehir Hastanesi ise 2020 yılında açıldı.

Bilim dışı zihniyetin eseri

Megakent İstanbul’da önceki akşam saatlerinde aniden bastıran yağışın ardından pek çok noktada su baskınları yaşandı. Özellikle Arnavutköy, Başakşehir, Sarıyer, Küçükçekmece ve Çatalca’da caddeler göle döndü, metro istasyonlarını, evleri, hastaneleri su bastı. İstanbul’da 57 yaşındaki Yıldız Yurtseven ile 27 yaşındaki Gineli İraman Kebe yaşamını yitirdi. 12 yurttaş ise yaralandı. Kırklareli’nde de etkili olan yağışlarda 5 yurttaş yaşamını yitirdi.

Metrekareye 125 kilo yağış

Yağışta Başakşehir Millet Kıraathanesi içindeki kütüphaneyi de su bastı, içerideki onlarca kişi bellerine kadar su içinde mahsur kaldı. Panik yaşayan yurttaşlar İSKİ ekiplerince kurtarıldı. Kayaşehir Metro’ya inen merdivenler adeta nehre döndü. Kirazlı-Kayaşehir metro istasyonu ile İkitelli’de bulunan MASKO Mobilyacılar Sitesi’ni de su bastı. Kısa sürede oluşan sele kapılan araçlar mağazalara girerken, mobilyalar tanınmaz hale geldi. Sitede, şiddetli yağmurla birlikte duvar kamyonetin üzerine çöktü. Küçükçekmece’de Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklama sel felaketiyle ilgili 3 savcının görevlendirildiği açıklandı. İstanbul Valiliği ise metrekareye 125 kilogram yağışın düştüğünü kaydetti.

560 konut sular altında

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’a dair paylaştığı verilerde Arnavutköy’de 291 konut, Başakşehir’de 131 konut ve 650 işyeri, Küçükçekmece’de 98 konut ve 13 işyeri, Sultangazi‘de 10 konut, Eyüpsultan‘da 30 konutun selden etkilendiğini bildirdi. Yerlikaya, selden etkilenenlere yardım yapılacağını belirterek "İlk etapta sel ve su baskınlarından etkilenen ailelerimize hane başına AFAD’dan 10.000 TL, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından 5.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL yardım ödemesi yapılacaktır" dedi. İstanbul Valisi Davut Gül de kentte sel nedeniyle evleri kullanılamayacak durumda olan veya su basma riski bulunanların kamu tesislerinde misafir edileceklerini açıkladı.

Ceplerini düşünen zihniyet!

Yaşanan felaket nedeni bilimden anlmayan ve kamu yararı gözetmeyen yönetimlerdir. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Avcı, “İktidarın ranta dayalı projeleri yıllardır İstanbul’u felakete sürüklüyor. Kamu yararı gözetilerek yapıldığı söylenen tüm bu projeler bilimsel ve teknik bilgi yok sayılarak büyük oranda rant ve yağma üzerinden şekillendirildi. TMMOB özellikle İstanbul Havalimanı ile ilgili birçok teknik rapor ve açıklama yayınladı. İstanbul Havalimanı proje sahasının, İstanbul’a kullanım suyunun büyük bir kısmını sağlayan Terkos Barajı’nın orta ve uzun mesafe koruma alanları ve su havzaları içinde kaldığını belirtti. Projenin jeolojik açıdan da teknik kriterlere de uygun olmadığını söyledi.. AKP İktidarının artarak devam ettirdiği plansız kentleşme ve ‘çılgın mega projeler’, doğa olaylarını afete dönüştürmeye devam etmektedir. Bir doğa olayını afet haline dönüştürmemek, uzun süreli ve olası en kötü ihtimal göz önünde bulundurularak alınan önlemlerle mümkündür. Doğal yaşam alanları yağışları tolere edebiliyorken, toprak yapısı, zemini değişmiş, su alanlarının önüne engeller çekilmiş, betonlaşmış ve aşırı yapılaşmış şehirlerde bu yağışlar büyük sorunlara sebebiyet verebilmektedir. Yapılaşma faaliyetlerinin ranta dayalı değil, bilimsel bilginin ışığında yeniden düzenlenmesi ve mevcut yapıların ise bu gibi olumsuz durumlardan etkilenmemesini sağlamak için rehabilite edilmesi önemli ölçüde afetleri engelleyecektir” diyor.

Hep aynı terane

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ise “Her selden, her orman yangınından ve her depremden sonra benzer şeyleri konuşuyoruz. Ciddi bir talan ve yağma ile karşı karşıyayız. Aslında bunların hepsi doğa olayıdır ama bunlar nasıl ölümcül oluyor ve neden böyle oluyor? Yanlış politikalardan dolayı bunlar başımıza geliyor ifadesi yanlıştır. Ortada yanlış politika yok, neoliberal zihniyetin politikaları bunlardır. Çarpık kentleşme, betonlaşma, kuraklık denince akla sadece sıcaklık geliyor ama değildir, kuraklığın ardından ani yağışlar ölümcül afete döner. Çünkü buharlaşma ve yağış faktörleri altüst olur. Kuraklıktan sonra toprak yüzeyi sertleşir, emme özelliğini kaybeder. Böyle iken bir de bunu asfalt, beton ile kaplarsak sonuç kaçınılmaz olur. Dere yatağının dibinde yapılaşma olursa bu kaçınılmaz olur. Sel aslında doğal bir olaydır. Bunu felakete çeviren doğa üzerindeki tahribatalarıdır. Sıkıntı, doğadan yana bakmayan politikalardır. Kentler tekrar dizayn edilmelidir. Bunu kim ve kime hizmet ederek yapacaktır bu da önemli. Bunu yine aynı zihniyet yaparsa nasıl olacaktır?” diye sordu.

ÇOK KOLAY BİR İŞ DEĞİL

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un temel sorunları olduğunu ve bunlara odaklanılması gerektiğini söyledi. İmamoğlu "Bu vesileyle tekrar söyleyeceğim, İstanbul’un Kanal İstanbul diye bir işi yok. İstanbul’un bu sorunları çözmek gibi bir sorumluluğu var. Çözmemiz lazım ki İstanbul yaşanabilir, hak ettiği biçimde var olan bir kent olsun” dedi. Altyapının İstanbul’un en önemli sorunlarından biri olduğunu vurgulayan İmamoğlu "Kaynarca deresi var. Bu Kaynarca Deresi aşağıdaki Ayamama’ya bağlanır. Biz ne yaptık? Kaynarca Deresi’ni yok ettik. Üstüne binalarla, sanayi sitesi yaptık. Buna benzer ne yazık ki birçok merkez var. Zaten dört yıldır milyarlarca liralık altyapı projesi yapıyoruz diye anlatmamızın temel sebebi de bu. Şimdi bu görünmeyen sorunları çözmek ne yazık ki çok kolay bir iş değil” diye konuştu. İklim krizi nedeniyle bu tip yoğun yağışların daha sık görüleceğine dikkat çeken İmamoğlu, ülke genelinde buna yatırım yapılması gerektiğini söyledi.

HASTANEYİ DE SU BASTI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘zafer anıtı’ dediği ve 2018 yılında açılan İstanbul’un 3. havalimanı girişindeki tüneller ve VIP giriş bölgesini de su bastı. Havalimanı uçak park alanına yıldırım düştü, yaralanan 2 personel de hastaneye kaldırıldı. Olumsuz hava koşulları nedeniyle kısa bir süre uçuş operasyonları dururken, İstanbul Havalimanı’na iniş için alçalan uçaklar havada tur atmak zorunda kaldı. İstanbul Havalimanı VIP girişi ve Olimpiyat Stadı yolu da sular altında kaldı.
Erdoğan’ın "Muhteşem bir eser" diyerek 2020 yılında açtığı Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi de sular altında kaldı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) "Afetlerde en güvenilir yerler olması beklenen sağlık kurumlarının yetersizlikleri ise bu hazırlıksızlık halinin açık göstergesidir" diye tepki gösterdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise rögar kapaklarının taşkında geri tepmesi sonucu olduğunu ve içeriye bir miktar suyun girdiğini savundu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi