İstanbul için yarın çok geç olabilir...

Neden?

Aslında hepimizin bildiği ve beklediği deprem meydana geldi.

İyi de.

Bu deprem gelmeden yapmamız gerekenleri yaptık mı?

Hayır.

Tedbirleri aldık mı?

Hayır.

İşin uzmanlarını, bilim adamlarını dinledik mi?

Hayır.

Evimizi depreme dayanıklı yaptık mı?

Hayır.

Sonra da hep beraber ülke olarak acılara boğulduk.

*

Şimdi de olası bir İstanbul depreminden bahsediliyor.

Öyle böyle değil yani.

Sekiz dokuz şiddetinde deprem beklediğini söyleyen uzmanlarımızı dinlemeli.

Buralara ev olmaz, bina olmaz, şehir olmaz diyen deprem bilim adamlarını göz ardı etmemeli.

Deprem öldürmez bina öldürür gerçeğini benimsemeli.

Deprem anında A planları, B planları, C planları oluşturulmalı.

Mahalle temsilcileri oluşturulmalı.

Kurtarıcı gönüllü grupları belirlenmeli.

Devlet olarak, yerel yöneticiler olarak, sivil toplum kuruluşları olarak birlikte hareket edilmeli.

Aksi halde bugün yaşadığımız felaketin daha fazlasını yaşayabiliriz.

Daha fazla kahrolabiliriz.

Üzülebiliriz.

Çoğumuz belki yaşamımızı yitirebiliriz.

*

Peki bu satırları yazan ben ne mi yaptım veya yapıyorum.

Öncelikle zaten yıllardır deprem gerçeğine uygun hareket etmeye çalışıyorum.

Ofisimin depreme uygun yapıldığını biliyorum.

Evimin deprem yönetmeliğine uygun yapıldığını biliyorum.

Büyükçekmece merkezde oturduğum için olur da deprem anında çevre yapılardan etkilenirim diyerek daha sakin yerde mütevazi tek katlı ev arayışındayım.

Artık lüks zamanı değil.

Şehir merkezi zamanı değil.

Alışverişe, yaşam alanına, metrobüse, otobüse yakın zamanı değil.

Öncelikle sağlıklı olma zamanı.

Öncelikle hayatta kalma zamanı.

*

Bakın mesela deprem bölgesinde ne hikayeler var.

Adam belediyeden fazla kat almak için yalvarmış, iki dairesini dörde çıkarmış.

Şimdi elinde hiçbir dairesi yok.

Üstüne bir de sevdiklerini yitirmiş.

Ailesini yitirmiş.

Kendi bacağını yitirmiş.

Kolunu yitirmiş.

Şimdiki aklım olsa iki dairemi dörde çıkartmak yerine bire düşürdüm.

Ama sevdiklerim yanımda olurdu diyor.

Yarın aynı hikayelerin kahramanı bizler olabiliriz.

Olmamak için yaşadıklarımızdan değil, yaşananlardan ders çıkaralım.

*

Hemen bugün İstanbul için acil deprem eylem planı oluşturulmalı.

Nerede bir depreme dayanıksız bina var boşaltılmalı.

Yeni şehir alanları planlanmalı.

Artık boğaz köprüleri, kanal İstanbul projeleri, yeni havaalanları, yeni karayolları bir süre rafa kalkmalı.

Öncelikle insanların sağlıklı alanlarda, sağlıklı yapılarda yaşamaları sağlanmalı.

Öncelikle insanların huzurlu yaşam alanları oluşturmalarına yardımcı olunmalı.

Devlet olarak, hükümet olarak, yöneticiler olarak öncülük yapılmalı.

Yıkıldıktan sonra değil yıkılmadan önce binalara yapılması gereken yapılmalı.

Enkaz altına girdikten sonra değil enkaz altına girmemeleri için halka yardımcı olunmalı.

*

İstanbul için yarın artık çok geç olmadan bu yazdıklarım ivedilikle anayasal haklar gibi yasallaşmalı.

Halk bilinçlenmeli.

Kusuru olanlar cezalanmalı.

Birşey olmaz mantığı güdenler eğitilmeli.

İyi niyetli olmayan yöneticiler ifşa edilmeli.

Önüne gelene yapı izin belgesi, denetçilik yetkisi verilmemeli.

Yoksa bugün İstanbul Türkiye'ye yetiyor, yarın Türkiye İstanbul'a yetmez...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi