Cumhuriyetimizin 100. Yılı

Türkiye’miz için önemli bir tarih olan 29 Ekim bu yıl 100. Kuruluş Yıldönümü ile taçlanmaktadır. Cumhuriyetin İlanı ile başlayan bu süreci hiç de kolay olmayan şartlarla nasıl günümüze kadar uzandığını kısaca ele alacağım.

Bilindiği üzere 29 Ekim her yıl kutlanan ve Cumhuriyet’in İlanı ile birlikte ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günüdür. Aslında ilk başlarda bayram olarak kutlanmamaktaydı fakat ileriki yıllarda alınan karar neticesinde milli bayram olarak kabul edilmesiyle kutlama ve şenliklerle 29 Ekim kutlanmaya başladı.

Cumhuriyet’in İlanı neden önemliydi?

Aslında o yıllarda Osmanlı Devleti’nin gücünü tamamen yitirmiş olması ve Kurtuluş Savaşı ile birlikte topraklarımızın hakimiyeti tekrar Türk milletine geçmiş olmasıyla ortaya yönetim boşluğu çıkmıştı. Bu boşluğun ortadan kaldırılması ve yeni bir sistemin getirilmesi elzemdi. Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere birçok arkadaşı, daha modern ve yenilikçi bir sistemin oluşması için yönetim biçiminin “cumhuriyet” olduğuna karar verdi. Ve yeni yönetim biçimimiz Monarşi’den Cumhuriyet’e geçiş başlamıştı.

29 Ekim’in kısaca tarihsel süreci

I. Dünya Savaşı’nın başlaması ve savaşı kaybeden birçok devletin tamamen yıkılmasıyla belli başlı devletler kalmıştı. O yıllarda bir şekilde savaşa dahil edilen Osmanlı Devleti de hükmen mağlup edilmesiyle topraklarımız İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyanlar arasında pay edilmeye başlamış, her bir bölgemiz işgal edilmişti.

Mustafa Kemal Paşa, o yıllarda milli mücadele için kongreler düzenlemiş ve halkı milli bilinç için bir arada tutmak ve işgal edilen topraklarımızda azınlık gibi yaşamamak için elinden gelen gayreti sarf etmiştir.

Binbir zorlu yol ve mücadelenin sonucunda 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin kurulması ile birlikte uzun yıllar süren savaş ile yorgun ve güçsüz olan halkımız Kurtuluş Savaşı’yla kaybedilen toprakları düşman kuvvetlerinden geri kurtarmak için zorlu ve haklı mücadelesinden geri durmadı, cephelerde kanının son damlasına kadar mücadele etmeye devam etti.

Yurdun dört bir yanındaki cephelerden teker teker düşman bertaraf edilerek işgal altındaki her karış toprağımız düşmanlar tarafından temizlendi. Bu uğurda yüzlerce hatta binlerce şehit vermiş olduğumuzu hatırlatarak yad etmek isterim.

1921’de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile birlikte egemenliğin Türk milletine ait olduğunun kabul edilmesi, 1922 yılında Saltanat’ın Kaldırılması ile adım adım Cumhuriyet’e giden yapı taşları oluşmaya başlandı.

Türkiye Cumhuriyet’in Dünya ülkelerinde tanınma süreci ve Lozan Barış Anlaşması derken yönetim biçiminin henüz belirlenememiş olmasıyla 11 Ağustos 1923’de Büyük Millet Meclisi toplantısı ile 13 Ekim 1923’de Ankara başkent ilan edildi.

Lozan Anlaşması’nın gereğince birçok ülkenin Türkiye Cumhuriyeti’nin tam olarak devlet rejiminin belirlenmesini istemesi üzerine kabine sistemi kurulmaya başlamış ve Mustafa Kemal Atatürk, devlet başkanı görevini meclisin başkanı olduğunu için bizzat kendi yürütmekteydi.

Ülkemizin sınırlarının belirlenmesinin ardından Mustafa Kemal, Cumhuriyet’in İlanı için hazırlıklarına başladı ve 28 Ekim gecesi yakın çevresine verdiği bir yemekte “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyerek Cumhuriyet’in İlanı için taslak hazırlanmıştı.

29 Ekim 1923 günü Mustafa Kemal Atatürk milletvekillerinin görüşünü aldıktan sonra taslağı TBMM’ye iletti ve onayın ardından Cumhuriyet resmen ilan edilmiş oldu. Cumhuriyet yönetimi kurularak Atatürk de ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Ülkenin dört bir yanında halk, şenlikler ve kutlamalar yaparak Cumhuriyet’e geçiş dönemini bayram havasında kutladı. Cumhuriyet’in İlanı 101 pare top atışıyla duyuruldu. Aslında hükümet tarafından o yıl herhangi bir kutlama ya da organizasyon tertip edilmedi. Fakat halk kendi iradesi ve isteğiyle şenlikler ve kutlamalar yaparak bu kıymetli günü kutladı.

Ardından 1924 yılında Cumhuriyet’in ilk yılında alınan kararname ile yine 101 pare top atılacak ve özel bir programla Cumhuriyet’in kuruluşu kutlanacaktı. Bu özel kutlama sonraki yıllarda yapılacak kutlamaların başlangıcı niteliğinde olmuştur.

1925’de 29 Ekim’in bayram olmasının önerilmesi ile resmî bayram olarak kabul edilmiştir. 1925 yılından bu yana her yıl düzenli olarak Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde egemenliğimizin temeli Cumhuriyetimizin İlanı kutlanmaktadır.

Cumhuriyet’in kurulmasıyla modern ve ilerici yaklaşım benimsenmiş, çağdaş ve sadece milletin öncelikli olduğu bir yönetim sistemine geçilmişti. Egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğu en net şekilde altı çizilmiş, seçme ve seçilme hakkıyla, kılık kıyafetin modernleşmesiyle daha birçok adımla demokratik hakların önü açılmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihan Konyalı Arşivi