Tarihi 2023 seçimlerini geride bıraktık.

Ülke olarak ekonomik sorunları bıraktık, geçim sıkıntılarını bıraktık, mülteci sorununu bıraktık, tüm dertlerimizi-kederlerimizi erteledik Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına genel başkan aramaya koyulduk.

Bunun birinci sebebi; bir seçimi daha ana muhalefet partisinin kaybetmesiydi.

Doğanın kanunu gereği eğer bir ülkede birçok şey iyi gitmiyor halkın refahı içler acısıysa, gençler, kadınlar, çocuklar, huzursuzsa.

Basın özgür ve güçlü değilse, hukuk işlemiyorsa, ekonomi yerlerde sürünüyorsa, enflasyon kontrolsüz bir şekilde yükseliyorsa, olması gereken iktidarın değişmesidir.

Oysa 2023 seçimlerinde bütün bu olumsuzluklar ve bu yaşananlara rağmen iktidar değişmedi.

Haliyle insanlara yeni bir umut kapısı olacak, beklentileri güçlendirecek yeni bir lider ve güçlü bir ana muhalefet partisine ihtiyaç doğdu.

İkinci sebep; zaten koltuğu sallantıda olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçim öncesi kazanma ihtimali çok yüksek görünen ‘Millet İttifakı’nın adayı olarak hem kazanılacak bir seçimi veren ekibin başında olmuştur, hem de genel başkan olduğu partinin imkanlarını (sırf aday olmak için) hovarda bir şekilde dağıtmıştır.

Bir diğer sebep ise seçimlerin hemen ardından bir çıkış yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ‘değişim’ tartışması başlatarak bir anlamda mensubu bulunduğu partisinin yeniliğe ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır.

Hal böyle olunca biz de ülke insanı olarak 100 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına yeni bir genel başkan aramaya başladık!

Fakat ortada bir sorun vardır; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir türlü koltuğu bırakmamaya kararlıdır, bu kararında hemen yanı başında bulunan ekip (sırf kendi koltukları ellerinden gitmesin diye) çok başarılı olduğunu kendisini ikna etmiştir.

Bence bu koltuğa oturmaya en yakın kişi olan İBB başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun genel başkanlığa gelmesini engellemek de önemli bir sebepti.

Ekrem İmamoğlu kalk ayağa ben genel başkanlığına adayım diye haykır…

Aslında buraya kadar ki bölümde seçim sonrası CHP’deki gelişmeleri özetledim ama benim asıl bu yazıda vurgulamak istediğim şey İBB başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun artık ayağa kalkarak; ‘Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlığına adayım’ diye haykırmasıdır.

Ayrıca şunları da dile getirmelidir;

Ben 100 yıllık çınar olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanlığına adayım.

Evet ben sağa görüşten sağ anlayıştan gelen bir siyasetçiyim.

Evet CHP giderek soldan uzaklaşmıştır, merkeze doğru çekilmiştir, böyle de olması gerekiyor.

Zira ülkemiz seçmenin en az yüzde 75 - 80’i sağ düşünceye sahiptir.

Cumhurbaşkanlığı sistemine göre bizim iktidar olmamız için yüzde 50 + 1’i geçmemiz sadece sol görüşlü oylarla kazanmamız yetmez.

Benim sağ görüşe yakın olmam bir eksiklik, bir yanlış değil aksine bir kazançtır, bir avantajdır.

Gençlere daha adil davranacağıma söz veriyorum.

Kadınlara daha çok şans tanıyacağıma söz veriyorum.

Liyakati parti içerisinde birinci amaç olarak oturtacağıma söz veriyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi'nde adaleti sağlamazsak, özgüvenli sağlamazsak, demokrasiyi sağlamazsak, özgürlüğü ve eleştiri kültürünü sağlamazsak, ülke genelinde de bütün bu olguları sağlama imkanımız gerçekleşmez.

Ülke yönetiminde önce parti içerisinde eleştiri kültürü oturtacağıma söz veriyorum.

Önce partimizde adaleti ve liyakati sağlayacağız.

Gençlerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız, bütün insanlarımızın umudunu yükselteceğime, var gücümle çalışarak, Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşıyacağıma söz veriyorum.

Ülkenin bütün dinamiklerini bir araya getirerek; Alevisinden, Kürdüne, Karadenizlisinden, yörüğüne, Anadolu insanından, Rumelilisine, hiçbir kesimi ayırmaksızın birlikte politika üreteceğimize söz veriyorum.

Siyasi partiler yasasını değiştirerek, bu yasayı önce partimizde düzenleyerek, sonra ülke genelinde uygulamaya söz veriyorum.

CHP’de sadece yöneticilerin değil, partinin bütün üyelerinin daha çok söz sahibi olma özelliğini, parti içerisinde oturtmaya söz veriyorum.

Medyanın, hukukun, sosyal medyanın, sonuna kadar özgürlüğünü ve adaletini savunacağıma söz veriyorum.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için köprüden önce son çıkış!

Sayın İmamoğlu; şayet bu günlerde CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklamaz iseniz üzgünüm ama bu çıkış sizin için köprüden önce son çıkıştır.

Tamam belki bu çıkıştan bu dönemeçten sonra ileride bir tur atarak, dönerek, dolaşarak, çıkmaz sokaklara girerek belki yine bu çıkışa geleceksiniz.

Ancak o zaman bu çıkışın şartları çok değişecek ve şayet bu çıkışı yapmaz iseniz ne olur biliyor musunuz?

Kurultayda Kılıçdaroğlu yine CHP’nin başına geçer, 2024 yerel seçimlerinde siz İBB başkan adayı belki olursunuz fakat kazanma ihtimaliniz zayıflar.

Seçimleri kazanamazsam ben ülkeyi turlayacağım siyaset yapacağım, halka bütün bunları anlatacağım, hayalleri kuruyorsanız geçiniz bunları.

Siz şimdi CHP’nin genel başkanı olamayıp 2024 yerel seçimlerinde İBB Başkanlığını kaybederseniz üzgünüm ama o zaman sadece dönüp İmamoğlu İnşaat’ın başında yeni projelere imza atarsınız, bir daha sizi bu mevkiye, bu imkanlara, bu avantajlara kimse getiremez, getirmez.

İBB ADAYI OLACAĞINIZI İLK BEN YAZMIŞTIM…

2019 seçimleri öncesi sizin İBB Belediye Başkanlığı adayı olacağınızı ilk ben yazdım.

WhatsApp mesajlarınız elimde var, sizin de benim yazılarıma cevap vererek; ‘belki bir bildiğin var’ diye yorumlarınız oluyordu.

Benim yazılarımdan sonra artık tüm medyada adınız geçince bir yemekte buluştuk bana dönerek; “Mehmet bey İBB’ye aday olursam kazanma ihtimalimiz zayıf, Beylikdüzü’nü de kaybedebiliriz” dediniz.

Ben de size “Ekrem başkan senin yerinde olmak isteyen kaç kişi var biliyor musun? Hadi İBB adayı oldun ve kaybettin, o kayıp senin için kazanç olur. Türkiye yeni bir siyasi aktör ile tanışır. CHP yeni bir siyasi aktör kazanır. Bırak İBB’de Beylikdüzü’de kaybedildi ama sen bu ülkeye daha faydalı işler yapabilirsin” demiştim.

Kılıçdaroğlu evine gelip seni ikna etmeseydi kesinlikle İBB adayı olmayacaktın, şimdi o Kılıçdaroğlu’nun gelip sana ‘geç CHP’nin başına’ deme ihtimali sıfır.

Belki Kılıçdaroğlu’nun kafasından böyle şey geçebilir ancak çevresi kesinlikle böyle şeye müsaade etmez.

DANIŞMANLARINA HER ZAMAN DANIŞMA!

Bu arada bir öneri daha.

2019 seçimlerinde tabi ki çok adamın size katkısı oldu ve seçimi aldınız ancak; seçimden sonra olan hataların çoğunluğunda danışman hataları vardı.

Danışmanlarınız şayet sizi doğru yönlendirselerdi, 2019’daki İmamoğlu'yla bugünkü İmamoğlu arasında bu kadar uçurum olmazdı.

2019’daki Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyu karşısında güçlü imajı bugün olsaydı tartışmasız siz hem cumhurbaşkan adayı olurdunuz hem de açık ara seçimi alırdınız.

Aradan geçen dört yılda siz de hatalar yaptınız ama danışmanlarınız size daha büyük hatalar yaptırdı.

İmamoğlu gelecekte siyasi bir aktör olacaksa bu süreç başka bir hata kaldırmaz.

Bu hataları bir daha ki ‘Ekrem İmamoğlu’na danışman tezgâhları’ başlıklı köşe yazımda ele alacağım…