Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

Sezai Sami'dan notlar (25 Mart 2023)

Bir de 6. Şubat 2023 de yaşadığımız birilerinin kader ve mukadderat dediği doğa olayı nedeniyle süreyi uzatmış bile olsak geçen gün görüştük. Hem birbirimize kızdık hem de hasretle kucaklaştık. Avcılar da Uğur’un işlettiği ve çayı güzel olan lokale gittik ve konuşmaya başladık;

“Tarih, yazıyı kullanma ve onu gündelik yaşamdaki değişimleri not alıp aktarılmasıyla bilimsel değer kazandı. Tarih bilimlerin önceli ya da atası dersek yanılmayız. “İbrahimi dinlerin” çıkışından önce yazı vardı ve kullanılmaya başlandı. Yazanlar ellerine ne geçirmiş ise yazdılar, duvara, taşa, hayvan derilerine yapraklara. Günümüze gelene kadar birçokları yok edildi. Kimi bilmeyerek kimi de bile isteye tarihi anıtları tıpkı Suriye'deki Palmira anıtını yok ettikleri gibi parçaladı. Oysa onların yazdıkları yaşadıkları dönemde karşılaştıkları olayları ve onlara karşı almış oldukları tavırları anlatıyordu. Bilimlerin babası sayılan tarih ve tarihi belgeler ve anıtlar geçmişi anlamamızı sağladığı gibi günümüzü teknolojinin gelişmesiyle daha iyi anlamamız ve bilimsel çalışmalar yapmamızı sağlamakta.

Doğa olayları ve çevresel faktörler belli bir sıra dizilimiyle olmakta tıpkı mevsimler gibi. Dün bizden çok önce yaşayanların doğa olaylarındaki tavırlarını biliyorsak bilimsel teknolojik gelişmelerin varlığı ile yaşanacak olan afeti en az zararla da atlatabilmeliyiz. Bilimsel gelişmeler birilerinin çıkarı ve küplerini doldurması için değil toplumun daha insanca yaşanabilir ve paylaşımcı olması içindir.

Küremiz yaşayan hareket halinde, kendi ekseninde sesten çok hızlı 1670 kilometre hızla dönerken güneşin etrafında da dönmeye devam etmekte. Biz onun içindeki canlılardan insan evladı binlerce yıllık geçmişten süzülerek geldik. Birilerinin mülkiyet hırsı, bencillik ve hükümran ahlak anlayışı toplumu ileri değil daha da geriye götürmekte. Yaşanan ve gelinen süreçte teknolojinin de varlığı ile toplumsal yaşam iki kefede öbeklenmekte. Devleti yöneten kurumlar yazıda ve sözde hak adalet ve toplumsal çıkar gözetilmeli diyen seçimle, atamayla ya da her nasılsa yönetime gelenler bunun tam tersini yapmakta. Toplumun çıkarı değil birilerinin çıkarı gözetilmekte. Devletin kurumsal yöneticileri yakası kalkık, omuzu kalabalık ve beli silahlı güçleri hele günümüzdekiler hem küplerini doldurup hem de topluma “ben olmasaydım haliniz nice olur” derken benciliği tavan yapmış yüz bulmuş astarını istemekte.

2019’un son günlerinde küremizin her tarafını saran salgın hastalık sürecinde ve 6.Şubat.2023 günü yaşanan deprem sonrasında “devletin” yüzünü gördük. Yöneticiler afet olayına yine geç müdahale ederken vatandaştan çay, şeker ve diğer ihtiyaç listelerinin karşılanmasını istedi. Bu da yetmedi nakdî yardım için kurumların banka ibanlarını gönderdi.

Kimin iktidar olduğu pek önemli değil devlet yöneticileri hep “müteahhİT” takımıyla çalışır. Seçim kapıya dayandı, kurulu düzenin 20 yıllık yöneticisi koltuğunu kolay bırakmak istemez. Yaşanan depremi lehine çevirmek ve yeni iş kapısı açmak için “iç borçlanma” ya da yurttaşa konut yapacağım vaadiyle borçlandırma hesabı yapar. Konut vaadiyle düşük kredi bile olsa vatandaşa bunu dayatır.

Yönetim erki, asgari ücret, emekli maaşlara zam ve emeklilikte yaşa takılanlar için önümüzdeki günler de seçim hamlesi olarak yeni kararlar alacak göreceğiz. Çalışanların gelir vergisi dilimini yukarı çekecek. İşverenler için düşük kredi ve vergi indirimi yapacağı bir gerçek.

Sene başında asgari ücret, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaş zammı görüşülürken hakkaniyetli oldukları düşünülemez. Bu seçimde iktidarının devamı için ekonomik ve politik geri taviz ve manevralar yapacak göreceli yani suni bir ortam yaratılacak. İktidarda kalırsa hesapta olmayan harcamaların müsebbibi muhalefeti gösterecek. Alamazsa devlet kasası tam takır ve borçla teslim ederken “alın başınıza çalın” deyip yine eski muhalefete yüklenecek.”

Sorunlar çok, “devlet”, sosyal ve yurttaşıyla birlikte mi işte bu belirsiz. Belirsizlik ortamında “suni” seçimlik zam ve yatırımlar ile göz boyanacak. İçinde yaşadığımız toplum ağzına çalınan bir parmak bal, oturması için verilen şilte ve bir de sırtı sıvazlandığı zaman her şeyi unutacak kadar vurdumduymaz ve bir o kadar bencil demekte Sezai Sami.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi