Uyuşturucuda korkutan artış!

Geleceğimizi doğrudan etkileyen en önemli konulardan biri de uyuşturucudur. Ne yazıkki ülkemiz son yıllarda Asya ile Avrupa ve Afrika hattında "Portör" taşıyıcı ülke durumuna geldi. Bunu biz söylemiyoruz. Kim söylüyor? Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) 2023 Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre, Türkiye en çok eroinin yakalandığı ülke. Rapora göre, AB ülkelerinde 2021 yılında 9 buçuk ton eroin ele geçirildi. Sadece Türkiye’de ele geçirilen eroin miktarı ise 22 buçuk ton.

Arzda bir aksama yok

Bu büyük orandaki yakalamalara karşın, eroinin saflığında ya da fiyatında önemli bir değişiklik gözlemlenmedi. Eroin arzı halen yüksek, yani “satışında bir aksama yok”. Avrupa’da en çok kullanılan afyon (opioid) hammaddeli yasadışı uyuşturucu olan eroin, sürpriz olmayacağı üzere, genel uyuşturucu kullanımına bağlı sağlık sorunlarının da bir numaralı müsebbibi. Ve tabii doz aşımı ölümlerinin baş sorumlusu. Ölümlerin üçte ikiye yakını bu maddeden kaynaklanıyor.

Türkiye'de eroin kullanımı

Türkiye’yle ilgili verilere göre, doz aşımı sebebiyle ölümlerin yüzde 32’si eroin sebebiyle gerçekleşti. Ölüm sebeplerinde amfetamin ve metamfetamin de uyarıcı maddeler arasında ilk sırada. Rapordaki 2021 yılı otopsi verilerine göre, Almanya’da 348, Türkiye’de 184, Finlandiya’da 49 kişi bu maddelerin kullanımı sonucu hayatını kaybetti. Hayatta kalanlar ise kalp ve damar hastalıklarına açık hale geliyor. Hem Türkiye hem de tüm Avrupa’da, bu bilinenlerin yanı sıra çok farklı uyuşturucuların kullanımı artmış durumda. Yakalama oranlarına bakıldığında, en hızlı yükselenin kokain olduğunu görüyoruz:

Mal yakalamada rekor

AB içerisinde 2011-2021’de ele geçirilen uyuşturucudaki en büyük artış yüzde 416 ile kokainde, yüzde 260 ile bitkisel kenevirde, yüzde 135 ile metamfetaminde, yüzde 126 ile eroinde, yüzde 123 ile MDMA’da, yüzde 77 ile kenevir reçinesinde ve yüzde 42 ile amfetaminde tespit edildi. Rapordaki verilere göre, AB ülkeleri, uyuşturucular için bir pazar olmasının yanı sıra üretim, ihracat ve geçiş yeri konumunda. Bu konuda başı, Belçika’nın Anvers ve Hollanda’nın Rotterdam limanları çekiyor. Dolayısıyla AB ülkeleri ve Türkiye, sadece uyuşturucu kullanımı değil giderek yayılan bir organize suç salgınıyla da karşı karşıya kalıyor. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 22 Aralık 2022’deki Bağımlılıkla Mücadele Çalıştayı’nda yaptığı açıklamada, ilk kez Adana’da, üniversitelerin desteğiyle kanalizasyondan atık su alarak, kullanılmış uyuşturucunun türünü ve miktarını her 3 ayda ölçmeye yönelik yeni bir veri seti elde ettiklerini, bu verilerin Yeşilay tarafından da takip edildiğini söylemişti: “Kullanıcıyı takip etmek, kullanıcı eğilimlerini tespit etmek de ayrıca önemlidir. 62 ilde atık sulardan uyuşturucu analizi yapıyoruz ve bu sayede şehirdeki uyuşturucu kullanan profili, bunlardaki değişimi takip ediyor, ona göre de tedbir alıyoruz.”

Araştırma sürüyor mu?

Bu araştırma yapıldı mı, halen yapılıyor mu, yapılıyorsa sonuçları ne, bilmiyoruz. Ancak sonuçlarını bildiğimiz daha geniş çaplı bir araştırma var. Geçen hafta haberlere de konu olan, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) 2022 Avrupa Atık Su Raporu.

İstanbul cazibe merkezi

Raporda, Türkiye’den iki kent ışıl ışıl parlıyor: İstanbul ve Adana. Farklı uyuşturucu türünde bu iki kentle ilgili bulgular yer alıyor. Medyada son dönemde kendine geniş yer bulan, siyasilerin de açıklamalarına konu olan metamfetamin maddesi de raporda incelenen uyarıcı/uyuşturucu madde türlerinden. Aslında Türkiye’de görece yeni sayılan maddenin kullanımı, Avrupa’da önceden beri Çekya ve Slovakya’da yoğunlaşıyor. Son dönemde kullanımının arttığı ülkeler arasında Türkiye de var.

Uyuşturucu cenneti mekanlar

Atık suyunda metamfetamin incelenen 60 ülkede, 2021 ile 2022 arasında kullanımın en çok yükseldiği ülkeler şöyle: Çekya, Letonya, Almanya, Türkiye ve Kıbrıs. Bu yükselişte haritada Türkiye’den iki kent yer alıyor: Adana ve tabii İstanbul. Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı da rapora ilişkin açıklamasında, bu iki kentin metamfetamin kullanımının yükseldiği kentler arasında olduğuna dikkat çekildi. Diğer uyuşturucu türlerine dair incelemede de yine Türkiye’den bu iki il yer alıyor. 105 şehrin bulunduğu listede günlük ortalama ecstacy tüketim miktarında Hollanda’nın Amsterdam kenti ilk sırada bulunurken, Adana 54, İstanbul 64. sırada yer alıyor.

Tüketimde lider Antwerp!

Günlük ortalama kokain tüketim miktarında da 109 Avrupa kentinden Belçika’nın Antwerp Zuid şehri ilk sırada yer alırken, İstanbul 75, Adana 93. sırada. Medyada pek öne çıkmayan ancak gayet tehlikeli olan ketamin maddesi, atık su analizinde ilk kez bu rapor için ölçüldü. Bu konuda Danimarka, İtalya, İspanya ve Portekiz başı çekiyor.Aslında Avrupa genelinde yukarıda saydıklarımızla birlikte esrar, kokain, amfetamin, MDMA kullanımında da artış var. Neredeyse bir pandemi yaşıyoruz.

Atık suda uyuşturucu!

Ancak rapordaki sorun, belki de bilinen en tehlikeli uyuşturuculardan eroinle ilgili bilgi içermemesi. Rapordaki açıklamaya göre, atık suda yapılan incelemede, eroinin incelenmesi diğer maddelere kıyasla daha karmaşık ve tıbbi sebeplerle kullanılan ilaçların da bu karmaşayı arttırması riski bulunuyor. Dolayısıyla yapılan incelemede eroinle ilgili bulgu yok.

Uzun yıllardır eroin ticaretinde kullanılan rotaların artık metamfetamin için de kullanıldığını bilsek de, bu tehlikeli ve bağımlılığı yüksek uyuşturucunun da kullanımı devam ediyor. Resmi açıklamalara göre 2021 yılında Türkiye’de ele geçirilen eroin miktarı 22,5 ton. Bir önceki yıla göre (13,2 ton) yüzde 70 daha fazla. Kullanım oranlarının arttığını da bu rakamlara bakarak anlayabiliyoruz. Yani eroin kullanımının da en az iki kat arttığını tahmin edebiliriz.

Bağımlılığı “kolay” ancak kurtulması bir ömür boyu süren bu tehlikeli uyuşturucunun kullanıcılarına, sadece hakkında yasal işlem yapılanlara uygulanacak olan, onun da nasıl/hangi merkezlerde uygulanacağı belirsiz bir “rehabilitasyon” açıklamasından başka çözüm sunulmadı. Eski bakanın da söylediği gibi “kullanıcıyı ve kullanıcı eğilimlerini tespit etmeye” dair ne yapılıyor bilmiyoruz ancak çok geç olmadan somut adımlar atılmalı. Zaman, bağımlıların ve müstakbel bağımlıların aleyhine işliyor

Uyuşturucu ve bilim

Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Hatice Demirbaş; Gençlerin bağımlılık yapıcı maddelerin kullandığını nasıl anlarız konulu açıklamasında ailelerin çocuklarının madde kullandığını kullanmaya başladıktan sonra 2 yıl sonra anladıklarını ve bu nedenle gençlerde çeşitli davranışsal değişimlerine bakarak madde kullanıp kullanmadığını anlayabilecekleri belirtmiş ve dile getirmiştir.

Madde kullanan gençler de; Yalan söyleme, hırsızlık/suç işleme, Farklı arkadaş grupları ile birlikte olma, Okul başarısında düşüş, Uyku sorunları.Fiziksel görünümde değişikler.Yeme içme alışkanlığında değişiklikler.Aile ile iletişimde kopukluklar.Kendine öz bakımda azalma kılık kıyafetin de değişiklikler dikkat edilmesi gereken durumlar olduğunu belirterek bu dönem ergenlik dönem belirtileri ile de karıştırılabildiğini ailelerin çocuklarına değer vermelerini, iletişim kurmalarını, anlamaya çalışmalarını, çocuklarım yeteneklerine uygun sosyal ve kültürel faaliyetlere yönlendirilmesi ve gerektiğinde profesyonel destek alınmasını vurgulamıştır.

Vücutta belirtileri

Madde bağımlılığının ağız ve dişlerde birçok zararlı etkileri olduğuna uzmanlar dikkat çekiyor. Sigara; Ağızdan PH durumu etkiler ve bunun sonucunda bakteri ve tartar oluşturur. Alkol: Ağız kuruluğu oluşturur Çürük ve diş eti enfeksiyonlarında arttırır. Ekstazi:Diş gıcırdatmaya sebebiyet verir. Metamfetamin: Meth ağzı hastalığı denilen diş çürüklerini oluşturur, bağışıklık sistemini baskılar ve enfeksiyonu artırır.Esrar ve Eroin: Ağız kurumasına neden olur Kokain:Diş etlerine sürülerek kullanması durumunda ağız sağlığını çok olumsuz etkiler ve diş dökülmesine sebebiyet verdiğini açıklamıştır.

Her yıl dünyada Yaklaşık 5 milyon insan sigara ve tütün kullanımına bağlı Hastalıklardan ölmektedir ve bu ölümlerin yüzde 35'i kanser nedeniyle olmaktadır. Alkolle birlikte Sigara içmek kanser riskini tek başına içmekten daha çok arttırmaktadır. Bunun nedeni alkolün bir çözücü gibi hareket ederek tütünün zararlı kimyasallarının sindirim sistemine emilmesini arttırılmasıdır. Erkeklerde en sık görülen akciğer,prostat,kolorektal mesane,mide kanserinin %40'ı sigara ile ilişkilidir. Sigara dumanındaki zararlı maddeler ağız yoluyla içeri çekildiğinden yanak dudak Yutak ve gırtlak bölgelerine yapışarak oradaki dokuları zamanla tahrip etmekte, Dolayısıyla Sigara ve alkol Oral kavite kanser riskini ciddi bir oranda arttırmaktadır.

ALKOL KAFEİN ESRAR VE EROİN

Alkol, Kafein, esrar, hayal gördürücü maddeler uçucular, opiyatlar, uyutucu ve kaygı gidericiler psikostimülanlar, tütün bağımlılık yapıcı maddelerdir. Alkol ya da madde kullanım bozukluğu öyküsü olan kanser hastalarına multidisipliner yaklaşım gerekmektedir Bağımlılık bir halk sorunudur. Müccadele'de etkin yöntemlerin kullanılması gerekir, güncellenmesi ve geniş kitlelere aktarılması, sürekli olarak hatırlatılması küresel güçlerin geleceğimiz olan gençlerimizin hedef alarak Eğitim, ekonomik ve sosyal olmak üzere tüm alanlarda geri kalmasını hedeflenmelidir.

Psikolojik bozukluklar

Ankara Onkoloji Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Doçent Dr. Ersin Hatice Karslıoğlu Psikotik Bozukluk ve Alkol/Madde Bağımlılığı hakkında çeşitli bilgiler verdi.

Olmayan sesler duyma, görüntüler görme, mantıklı açıklamaya rağmen değiştirilemeyen yanlış düşünce ve inançların bulunduğu durumlara psikoz denilir. Psikotik Bozuklukların en tipik örneği Şizofreni olmakla birlikte pek çok durumda psikotik belirtiler görülür. Alkol/madde kullanımı psikotik bozukluğu olan hastaların yaklaşık yarısına eşlik eder ve genel toplumda görülenden daha yaygındır. Bağımlılık ve psikoz arasında çok yönlü bir ilişki vardır. Alkol/madde kullanımı yatkın bireylerde psikoza neden olur. Özellikle gençlerde uzun süreli Esrar kullanımı, şizofreni ve diğer psikotik bozukluklara neden olur. Kokain, amfetamin türevleri (Extacy gibi) doğrudan psikoz nedeni olabilir. Öte yandan, pskotik bozukluğun alevlenme dönemlerinde hastalar her zamankinden daha fazla alkol/ madde kullanabilirler. Her iki durumda da mutlaka eşzamanlı her iki bozukluğun bütünleşik şekilde tedavi edilmesi gerekir. Bağımlılık, sonucunda gelişebilecek psikotik bozuklukların tedavisi zordur; bu nedenle madde kullanımının engellenmesi, erken tedavi edilmesi çok önemli olduğunu söyledi.

DÜNYANIN EN ÖNEMLİ SORUNU

Madde bağımlılığının tüm dünyada en önemli sağlık sorunudur. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar ışığında özellikle akupunktur ve hipnoz uygulamalarının madde bağımlılığının tedavisinde önemli etkisi olduğu ortaddır. Madde kullanımı kişinin; kişisel sağlığını, aile hayatını, toplumun güvenliğini ve ekonomik düzeyini olumsuz etkileyen son derece yıkıcı toplumsal bir sorundur. Bu konuyla ilgili koruyucu ve önleyici kamu politikalarının oluşturulmasına katkı sağlama özellikle gençlerin madde kullanımının önlenmesi amacıyla Okul aile ve sağlık uzmanları arasında etkin işbirliğini geliştirme ve gençlerin güçlendirilmesi ve sağlıklı aktivitelere yönlendirilmesinde rol alma, tüm toplumda farkındalık oluşturarak kapsamlı eğitim programlarının geliştirilmesi ve uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

Bağımlılık sadece uyuşturucu değildir

Bağımlılık denildiğinde akla genelde alkol ve madde kullanımı gelmesine rağmen son zamanlarda oyun oynama, telefon kullanma, yemek yeme, alışveriş yapma, bahis gibi günlük hayatımızın parçası olan bazı davranışların da bağımlılık yapabileceği gösterildi. Hayatımızdaki diğer alanları aksatmamıza neden olduğunda, olumsuz sonuçlarına rağmen yapmaya devam ettiğimizde ya da bu davranışımızın üzerindeki kontrolümüzü kaybettiğimizde hayatımızı biz değil bu davranış yönlendirmeye başlar. Kendiniz ya da yakınlarınızda böyle bir durum farkettiğinizde psikiyatri polikliniklerinden, AMATEM ya da YEDAM'dan yardım almak gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi