Rahsa Pınar Çetinkaya

Rahsa Pınar Çetinkaya

Yara izleri metaforu

Aslı Erdoğan'ın "kendime en uzak bulduğum kitabım" diye nitelendirdiği "Kabuk Adam" kitabında, insanın iç dünyasındaki derin izleri anlatan birçok metafor bulunur. Bunlardan biri de yara izleri metaforudur. Bir yara, sadece bedensel değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel izlerin de bir belirtisidir. Her bir iz, bir hikaye taşır; acıyı, mücadeleyi ve iyileşmeyi simgeler. Ancak, yara izleri, zamanla iyileşse de asla tamamen kaybolmazlar. Belleğin kaçınılmaz intikamıyla birleşen bu izler, insanın geçmişiyle olan ilişkisini derinlemesine sorgulamasına neden olur.
Tıpkı vücudumuzdaki yara izleri gibi, ruhumuzdaki, yüreğimizdeki izler gibi... Asla kaybolmayan ama görünürlükleri bir bulut gibi arada bir netleşen...
*
"Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar.
Unutamamak.
Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır.”
*
Aslı Erdoğan'ın ifadesindeki "Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı." sözleri, belleğin insan üzerindeki güçlü etkisini ve zamanın insanı nasıl etkilediğini vurgular. Bellek, geçmişte yaşanan her anı titizlikle saklar ve zaman zaman bunları insanın zihnine sunarak duygusal bir yara açar. Bu yara, zamanla kabuk bağlasa da, izleri asla silinmez. Herhangi bir iz taşınıyorsa, bu bir zamanlar yaşanan bir yara açıldığındandır.
Ancak yara izleri, sadece acı ve kayıp sembolü değildir. Aynı zamanda iyileşme ve direnişin de bir göstergesidirler. Her bir iz, iyileşme sürecinin bir parçasıdır; zamanla belirginliğini kaybeder ve hatıraların derinliklerine gizlenir. Ancak, izler asla tamamen kaybolmazlar. Onlar, geçmişin izleridir; hatırlatıcılar ve derslerdir. Bir koku, bir hikaye, bir film, bir şarkı veyahut bir sohbet hatırlatmak istercesine çırpınırcasına yol ararlar.

Bir yandan, yara izleriyle yüzleşmek ve onları kabul etmek, insanın içsel bir iyileşme yolculuğunun başlangıcıdır. Bu yolculuk, acıyı, hüznü ve geçmişin hayaletlerini barındırsa da, aynı zamanda iyileşme ve kabullenme yolculuğudur. Geçmişin izleri, insanı unutulmaz kılar; hatıraların ve deneyimlerin bir yansımasıdır. Ancak, bu izlerle barışmak ve onları kabul etmek, insanın içsel bir iyileşme yolculuğunun başlangıcıdır.

Diğer yandan; hiçbir iz silinmez, ister yar olsun ister yara... Hem bedensel hem de duygusal yaraların derinliğine ve izlerine iner. Bu düşünce, geçmişin insan üzerindeki etkisini ve belleğin kaçınılmaz intikamını vurgular. Geçmişin izleri, bedende ve bellekte derin bir yara açar; zamanla iyileşse de izlerini asla tamamen kaybetmez. Bu izler, insanın kimliğinin bir parçası haline gelir; onu şekillendirir ve karakterini belirler. Yosun tutmuş olsa da ,kabuk bağlamış olsa da o iz olması gereken yerde kalır. Kamuflaj olmuştur sadece.

Sonuç olarak, geçmişin izleriyle yüzleşmek ve onları kabul etmek, insanın içsel bir yolculuğuna çıkmasına neden olur. Bu yolculuk, acıyı, hüznü ve geçmişin hayaletlerini barındırsa da, aynı zamanda iyileşme ve kabullenme yolculuğudur. Geçmişin izleri, insanı unutulmaz kılar; hatıraların ve deneyimlerin bir yansımasıdır. Ancak, bu izlerle barışmak ve onları kabul etmek, insanın içsel bir iyileşme yolculuğunun başlangıcıdır.

Hayat; her şeye, herkese, her yolculuğa rağmen, yarının ışığındaki izlerle bugünü yaşayacaktır. Başımıza gelenler için dış güçleri suçlayarak Suizan etmek yerine, Hüsnü zan etmek belki de iyiliğin, güzelliğin ve huzurun anahtarıdır, kim bilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Rahsa Pınar Çetinkaya Arşivi