Öğretmenlerin gözünden “Öğretmenler Günü”

Her yıl 24 Kasım’da kutlanan öğretmenler gününde emeğini hakkıyla yerine getiren tüm öğretmenlerimizin gününü canı gönülden kutlarım.

Aslında her meslek grubunda olduğu gibi öğretmenliğinde zor yanları var. Mesela geçtiğimiz 10 yıl içerisinde eğitim sistemi nasıl değiştiyse öğretmenlerin de görevlerinde çeşitli değişimler yaşandı. Eskiden öğretmenden çekinen ya da saygıda kusur etmekten korkan nesiller varken, şimdiki nesilde öğretmenlerimize duyulan sevgi ve saygıda ciddi azalma var.

Öğretmenlik kutsal bir meslek.. Gelecek nesile doğru bilgiyi öğretmek sabır gerektiriyor. Sadece sabırla kalsa yine iyi, çocukların problemleri ve yeri geldiğinde velilerinde sorunlarıyla pek çok öğretmen alakalı olmak zorunda kalabiliyor.

Özellikle öğretmenler gününde pek çok eğitimci arkadaşlarımın veryansın ettiği bir mevzu var. O da “Saygısızlık” mevzusu.. Bu konuda parantez açmak isterim. Saygısızlık denilince akla sadece hakaret etmekten ibaret gelmesin.

Son yıllarda sistemsel değişikliklerden ötürü öğretmenlik mesleği eskisi kadar kutsal gözle bakılmıyor. Üzülerek söylüyorum ki birçok öğretmenlerin de hem maddi hem manevi olarak hakkı yeniyor. Bil hassa kadrolu ve ücretli öğretmen olarak ayrılmaları bu konudaki en çok baş gösteren sorunlardan biridir. Kadrolu öğretmenin “öğretmen” sayıldığı, ücretli olarak eğitim veren öğretmenin ne veliler ne de eğitimciler arasında maalesef ki “öğretmen” yerine konulmuyor.

Son dönemlerde velilerin öğretmen seçtiği ve hatta bazı özel ve devlet kurumlarında “ücretli öğretmenlik yapan eğitimcilere karşı “istenmeme ve dışlanma” durumları baş gösteriyor. Veli elbette çocuğunu istediği sınıfa ya da okula verme özgürlüğüne sahiptir fakat provoke edip öğretmenleri mağdur etmek son derece yanlıştır.

Hazır Öğretmenler Günü’nden bahsederken, öğretmenlerin yaşadığı bir sorunu huzurunuzda ele almak istiyorum. Mesela “karne günü zamanları”. Aslında çok basittir. Çocuğun dönem içerisinde ne kadar çalışıp çalışmadığını kontrol etmek amacıyla yapılır. Fakat son 10, belki 15 yılda karne günleri aslında öğretmenleri en çok zora sokan ve birçoğu için oldukça zor bir gün olarak geçer. Öğretmen, eskiden karne hazırlandığı zaman sadece öğrencisinin ders içinde yaptığı ve sınavlarındaki performansını sisteme dökerdi.

Şimdiki yeni dönemde öğretmenler, karne hazırlarken velileri de göze alarak notları velilerin de tatmin olacağı şekilde hazırlamaya çalışıyor. Burada bazı öğrenci ve velileri tenzih ederek söylüyorum fakat ülkemizin pek çok yerinde durum maalesef ki bu yönde ilerliyor. Veli, karnede öğrencinin notunu beğenmediği için öğretmeni suçlayıcı bulabiliyor. Aslında öğretmenlerin en çok zora düştüğü ve gerçekten mağdur oldukları mevzulardan biri de bu “işine karışılması” oluyor. Yukarıda bahsettiğim saygı mevzusunun bir parçası da bu konuda sadece bir örnekti.

Öğretmenler Günü sadece bir günden ibaret olmamalı. Öğretmenlere bir gün saygı gösterip, çiçek ve hediyeler alıp 24 Kasım’ı kutlayarak, diğer günler hor görerek davranmanın herhangi bir kıymeti yoktur. Öğretmenin hem psikolojik hem de ayrıştırılan tarafa yönlendirilmesi, öğrenciye ve ders içindeki verimi oldukça etkiler. Öğretmenleri mutlu etmek aslında öğrencileri de doğrudan etkiler. Mutlu, umutlu eğitmenler olmalı ki yeni nesilde onları örnek alan bireyler olsun. Çünkü çocuklar her şeyi çabuk sezer ve gördüğü en ufak şeyleri bile kendine kopyalar. Yani kısaca Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılardan sadece birini ele alarak bilgilendirmek ve eğitimcilerin gözünden bakarak bir pencere açmak istedim. Bu sözlerim umarım okuyan herkeste farkındalık yaratır ve düşünceli bir bilinç oluşturur.

Sevgilerimle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihan Konyalı Arşivi