Ahlatlıbel masası büyüyecek mi?

Aylar hatta yıllardır bir araya gelecekler, alt komisyonlar görüştü, taslak hazır gibi laflar söylenirken nihayet Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin altı Genel başkanı Ahlatlıbel’de bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu, davet ettiği misafir Genel başkanları kapıda karşılayıp buyur etti. Bir arada olan fotoğraf ve masa durumuna bakıldığında hepsinin yüzü gülüyor ve gelecek için umut veriyorlardı. Zaten vatan ve millet için bir araya geldiklerini ayrı ayrı beyan ettiler.

Umarım böyle olur ve devam eder. Yarınlarda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için mutabık kalan liderler, sakın ola ki, seçim zamanı milletvekili dağılımında masayı dağıtması nlar. İttifakı oluşturan partilere bakıldığında ittifak olsalar bile, bilindiği gibi ittifak içinde de baraj meselesi var. Cumhur İttifakı ortağı MHP için barajı düşürme çalışmaları yapıyor, hatta yüzde 7’de anlaştıklarını açıkladılar ama, bu oran har parti için yeterli olmayabilir.

Baraj tamamen kalkmalı

Parlamenter sistem ve demokrasilerde baraj olmamalı. Her fikir kendini ifade edebilmesi için aldığı oy oranında parlamentoda temsil edilirse tam demokrasinin temeli atılmış olur. Çok oy alan çok vekil az alanda hakkına razı olur ve çok’a sahip olmak için çalışmalarını hızlandırır halka gidip hallerini anlatır. Bu anlamda baraj inmeli şayet, “İndirilmesin, koalisyonlar gelir” denilirse de, her fikrin temsil edilebilmesi için Türkiye milletvekilliği tekrar gündeme getirilmeli ve her parti aldığı oy oranında vekili parlamentoya taşımalıdır.

Masa takviye edilmeli

Masada oturan parti liderlerine bakıyorsunuz, daha dünlerde AKP bünyesinde olup, Genel başkanlık ve Başbakanlık yapan Davutoğlu var. Yine yıllardır Türkiye ekonomisinin teslim edildiği ve yıllarca ekonomiyi yöneten Ali Babacan var. Şimdi gidişatın yanlış olduğunu anlamış olmalılar ki, Liderleri Erdoğan ve eski partileri AKP’ye karşılar.

Öte yandan, “Biz Milli Görüş gömleğimizi değiştirdik” diyerek Saadet Partisi’nin kökünden filizlenip türeyen ve yine, “Biz Türkiye'yi daha iyi yönetmeye talibiz” denilerek Kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) nin baba ocağı olan Karamollaoğlu var. Doğru Yol Partisi milletvekili, Erbakan-Çiller Koalisyonunda İçişleri Bakanlığı, sonrasında R. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile birlikte AKP’nin kuruluş hazırlıklarına katılıp, sonrasında ayrılıp MHP’ye giren, oradan milletvekili seçilip Genel Başkanlığa aday olan, kazandığı halde mahkeme kararı ile kazanılmış kongrenin iptal edilmesi sonrasında partisinden ihraç edilen ve İYİ Partiyi kuran Meral Akşener var. Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi’nin devamı niteliğindeki Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal var.

Bahçeli neler görmüş neler!

Biz demokrasi ve geleceğimiz, laik Demokratik Cumhuriyetimiz için bir araya geldiklerini sandığımız yukarıdaki liderlerden başkaları da masada varmış. İşin garip tarafı onları ne biz, masada oturan liderler görmüş.

Altı Genel Başkanın bir araya gelmesi milleti geçmişte bir araya gelip ülke sorunlarını tartışıp çare arayıp bulan liderleri hatırlattığından, bu buluşma bir umut olmuştu. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bundan memnun olmamış olmalı ki “Zillet, ittifakı çürümüş ve çözülmüştür. Bölücülük ittifakıdır, PKK ittifakıdır, FETÖ ittifakıdır Türkiye düşmanlarının ve HDP’nin gözetimi ve denetimi altındadır” dedi.

Bahçeli, masa dikdörtgen ya da kere olsa dört ayağının olacağını belirterek yuvarlak masanın orta ayağı olarak HDP‘nin masada olduğunu belirtti. Yetmedi yine masada Avrupa Konseyi, Avrupa birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin de masada olduğu belirti.

FETÖ ve PKK ittifakını gören ve benzeten Bahçeli, geçmişe, Barış Sürecine ve sonrasına, Oslo’ya, Dolmabahçe’ye Adaya, 17-25 Aralık’a, 15 Temmuz öncesi ve sonrasına baksa gelişmeleri görebilirdi.

Masa tamamlanmalı

Millet İttifakını oluşturan altı lider vatan millet için bir araya geldiklerini söylüyorlar mı? Evet.

Peki bu liderler yarınlarda milletvekilliği pazarlığında aynı birlikteliği gösterebilirler mi? Orası tam net değil. Bu mesele barajın kaldırılmasıyla çözülebilirliğini belirttim.

O zaman mesele vatan, millet, demokrasi, laik çağdaş Cumhuriyet, refah içinde yaşayan insanlar olduğuna göre, o masada HDP, İşçi Partisi hatta diğer partilerin temsilcisi de olsaydı da onların da fikir ve görüşleri alınsaydı fena mı olurdu?

Hayır olmazdı. Onlarda vatanını milletini seven, örf ve adetlerine bağlı demokrasiyi, eşit özgürlüğü ve yurttaşlığı isteyenler olduğuna göre ve bu partilerin liderleri aynı konuda, “Bu konuda, ülkemizi demokrat, laik, Cumhuriyetin ilke ve inkılaplarına bağlı, liyakat’ı esas alan, soyguna, vurguna dur diyecek Cumhurbaşkanı adayını destekleriz” demelerine rağmen niye orada olmadılar ya da bundan sonra neden düşünülmez ki?

Sonuçta o partilere oy verenler ülkemizin vatandaşları. Onlarda bu vatan ve millet için çalışıyor, askerlik yapıyor vergi veriyor, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında görev yaparak ülkeye ve halka hizmet etmiyorlar mı?

Cumhurbaşkanının yol arkadaşı iken, şimdi ona karşı olanlar haklı ve bu ülke hepimizin, vatan millet, halk için varız, demokrasi için varız, ülkeli kalkındırmak ve huzura kavuşturmak, kimsenin adına, soyadına cinsine, cibiliyetine, inancına bakmadan hizmet için var olduklarını belirtilenlerin fikri görüşü alınmalıdır. Kabul görülmezse herkes yoluna devam eder.

Gelecekte bu konu görüşülüp mutabakat sağlanırsa insanlar daha mutlu ve umutlu olurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi