Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

Karanlığın örtüsü

Şöyle bir tespit ile başlayalım. Yemen’deki Husiler, Ekim ayının başından bu yana İsrail’e füze atıyor, Kızıldeniz'den geçen gemilere saldırıyor. Dünya deniz nakliyesi trafiğinin yaklaşık yüzde 15'inin geçtiği bu rota artık çok tehlikeli. Asya-Avrupa arasında deniz trafiğinde gemiler, tankerler Afrika’yı dolaşıyor. Önemli devletlerin uzak durmasına rağmen ABD Kızıldeniz'deki gemi trafiğini korumak için bir koalisyon kurdu.
* * * *
En baştaki seçenek Husilerin insansız hava araçlarını, füzelerini düşürmek, gemilere saldırılarını savuşturmak olarak görülüyordu ancak bu seçeneğin sınırlı olduğu anlaşıldı. Çünkü ABD savaş gemilerinde sınırlı ölçüde bulunabilen pahalı güdümlü füzelerle ucuz Husi füzelerinin düşürülmesinin anlamsız olduğu düşünülmeye başlandı. Öte yandan sorunu kaynağında ele almak diğer bir seçenekti, ancak ABD bölgesel bir savaştan da çekiniyordu, karşı harekete geçmekte tereddüt ediyordu. Tereddüt Kızıldeniz’deki güvenliği daha da kötüleştiriyordu.
* * * *
Nihayet Perşembe günü geç saatlerde, ABD ve İngiltere, ‘karanlığın örtüsü‘ altında harekete geçti. ABD donanması, Kızıldeniz çevresindeki muhriplerinden ve denizaltılarından Yemen'e düzinelerce Tomahawk seyir füzesi ateşlerken, Kıbrıs'taki RAF hava üssünden kalkan dört Eurofighter Typhoon İngiliz jeti, lazer güdümlü Paveway bombaları fırlattı. Cumartesi sabahı erken saatlerde bölgedeki USS Carney destroyerinden Tomahawk seyir füzeleriyle ikinci bir bombardıman saldırısı daha yapıldı.
* * * *
Şimdi sorulması gereken soru şu; Bölgede işler yakında çok daha kötüleşir mi ? Bölgesel bir savaş riski nedir ? ABD, Avrupa veya Ortadoğu’daki önde gelen siyasi analistlere bakıyorum, yorumları okuyorum. Bombardımana katılan İngiltere’nin The Financial Times gazetesi ‘ABD ve müttefikleri Husileri durdurabilir mi?‘ diye soruyor. Sanırım cevabı merak edilen haklı bir soru. Ancak şimdilik kesin bir cevabı yok. Hemen ikinci bir soru da ‘Bombardımanın etkisiz olması durumunda ABD‘nin tepkisinin ne olabileceği‘. Bu kritik sorunun da cevabını kestirmek şimdilik zor.
* * * *

Gazeteye göre, pek çok kişi, Husilerin ABD ve Britanya'nın eylemlerinden korkabileceğinden şüphe ediyor. Pek çok analist ABD’nin şimdilik başka alternatifi olmadığını da işaret ediyor. İngiltere eski ulusal güvenlik danışmanı Peter Ricketts de aynı düşünceyi paylaşıyor. "Birçok açıdan bombardımandan başka bir alternatif yoktu: Husilerin saldırılarına büyük bir gemi vurulana kadar devam etmesine izin verilemezdi. Eylemsizlik daha kötü olurdu. Hesap, Husilerin davranışlarını bir gecede olmasa da en azından yavaşlatmalarını değiştirecek kadar büyük bir saldırı başlatmak gibi görünüyor" diyor.
* * * *
Neue Züricher Zeitung gazetesi de ‘ABD’den Husilere uyarı ateşi‘ başlıklı yorumunda, ‘Arap Baharı sonrası kaosa sürüklenen Yemen'in sorununu iki veliaht prense bırakma girişimi fiyaskoyla sonuçlandı. Sana'da Husi hareketine karşı Suudi Arabistan ve Emirlikler öncülüğünde yürütülen askeri operasyon amacına ulaşmadı. Aksine, yıkıcı insani sonuçlar doğurarak ülkedeki çatışmayı daha da şiddetlendirdi. Amerikalılar arka planda kalsalar da bu fiyaskonun sorumluluğu ABD’ye aittir‘ diyor.
* * * *
Gazeteye göre, ABD, Yemen sorununu görmezden gelmeye çalıştı ancak ne zamanki Husilerin "Filistinlilerle dayanışma amacıyla" Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılara başladı, Kızıldeniz’deki güvenlik mimarisindeki tehlikeli erozyon açıkça ortaya çıktı. Ayrıca Husilerin kendi çıkarları doğrultusunda değil, Amerika ve İsrail ile vekalet savaşı yürütmek isteyen İranlı destekçilerinin çıkarları doğrultusunda hareket ettiği de açık. Yine gazeteye göre, ABD'nin, Husilerin askeri tesislerini bombalaması iç savaş yaşayan ülkedeki güç dengesini değiştiremez. Ama en azından Husi cephaneliğini zayıflatma ve hesaplarını etkileme şansı var. Dolayısıyla bombardıman ABD’nin başka alternatifi olmadığı için gerçekleşti.
* * * *
Görülüyorki bölgedeki ‘gerilim‘in seviyesi yüksek. “Gerilim” kelimesini kullandım çünkü ilginç bir kelimedir, dikkat çeker, bir miktar korku yayar, veya işlerin yakında çok daha kötüleşebileceği uyarısını yapar. Son gelişmelerin, bölgedeki gerilimin daha büyük bir çatışmaya dönüşebileceği yönündeki korkuları, riski artırdığı gözardı edilemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Çelikbudak Arşivi