Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

Ya Trump seçilirse?

Eğer Donald Trump tekrar kazanırsa ? Akademik bir soru değil ama bu soru şu anda Avrupa başkentlerinde, Brüksel'de, AB Komisyonu koridorlarında, basın toplantılarında çokça duyuluyor. Trump'ın ikinci kez ABD başkanı olabileceği fikrinin genellikle paniği veya şaşkınlığı tetiklediği gözleniyor. Soruyu şöyle de sormak mümkün. Trump kazanabilir mi? Teorik olarak, elbette, her şey mümkün. Ancak onun şu anda karşı karşıya olduğu davalar vesaire göz önüne alınırsa Beyaz Saray‘a geri dönüş yolunun, en azından söylemek gerekirse, hayli zor bir yol olduğunu da söylemek gerek.
* * * *

ABD’de eski bir başkanın yeniden seçilmesi, benzeri görülmemiş bir durum olmasa da oldukça sıra dışı bir durum. Tarihte bunun sadece bir örneği var ve yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip. Demokrat Parti’den 22. Başkan Grover Cleveland 1888'de yeniden seçilmeyi az farkla kaçırmış, dört yıl sonra tekrar aday olup kazanmış, 24. Başkan olmuş. Ardışık olmayan iki dönem görev yapan tek başkan.
* * * *

ABD’de yavaş yavaş ivme kazanan bir seçim kampanyası var; 5 Kasım 2024’te seçim yapılacak. Şu ana kadar Trump, Cumhuriyetçi seçmenlerin anketlerinde liderliğini koruyor. Önümüzdeki birkaç ayda çok şey olabilir ama Trump'ı eleştirenlerin çoğu, Amerika'nın 45. başkanının aynı zamanda 47. başkanı da olabileceği yönünde bir duyguya kapılıyorlar. Açıkçası, Trump'ın gerçekten de kazanabileceğine inanıyorlar.
* * * *

Trump'ın 2020 seçimlerini kaybetmesine rağmen Amerikan siyaseti üzerindeki etkisi hala var.Yenilgiyi kabul etmiyor. Partisinin başkanlık adaylığına başvurdu. 2024 seçiminde Beyaz Saray'a geri dönmek istiyor.Beyaz Saray'a geri dönme şansı nedir? Kaybettiği Kasım 2020 seçiminde 74 milyon oy aldı; Bu oy miktarı kendisinden önceki tüm Cumhuriyetçi adaylardan daha fazlaydı. Bunlar onun adaylığı için birer faktör.
* * * *

Le Monde gazetesinin ilk kadın yayın yönetmeni Slyvia Kauffmann, ‘Trump tekrar kazanırsa Avrupa hazırlıksız olmamalı. 2016'da Avrupa gafil avlandı; Bu sefer, korktukları sonucun pek çok habercisi var. Trump'ın Beyaz Saray'a dönme ihtimaliyle karşı karşıya kalan Avrupalılar, fırtınaya hazırlanmalı. Avrupa şimdi, kıtada ABD ayağının olası bir azalması da dahil olmak üzere yeni jeopolitik duruma uyum sağlayabilmeli. Örneğin konvansiyonel kuvvetlerin güçlendirilmesi ve nükleer caydırıcılık için planımız nedir?‘ diyor.
* * * *

Meslektaşım Kaufmann geçmişi bir örnek ile hatırlatıyor; ‘Mayıs 2017'de, yeni ABD Başkanı Donald Trump ile yapılan iki zorlu zirvenin ardından, Alman şansölye Angela Merkel, mevkidaşlarına şunları söyledi: "Biz Avrupalılar artık kaderimizi kendi ellerimize almalıyız. Geleceğimiz için tek başımıza mücadele etmemiz gerektiğini bilmeliyiz." Ne yazık ki, ne o ne de başkaları onun bu tarihi sözlerini hiçbir zaman uygulamaya koymadı.‘
* * * *
Trump’un seçimi kazanma ihtimali Avrupa’da panik yarattığını söylemek mümkün. Şöyle ki, yorumlara bakılırsa hükümetlerin, Trump'ın yakın çevresine kimlerin katılabileceğini veya yapmak istediklerini öğrenme umuduyla Washington bağlantılarını çalıştırdıkları anlaşılıyor. Örneğin Trump kazanırsa, Ukrayna’ya bugüne kadar yapılan yardımları Avrupa’ya fatura edebileceği iddialar arasında. Avrupa’da hükümet başkanları Trump için önemli olduğunu bildikleri için askeri harcamaları artırmak gibi son yıllarda attıkları adımların daha fazla görünür olmasına çaba sarf ettikleri de biliniyor.
* * * *
Bilinen bir şey. Almanya'nın güvenliği Amerika olmadan düşünülemez. Berlin'de şimdi siyasetin uzun süredir Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesi ihtimaliyle meşgul olduğu söyleniyor. Tabii bunlar açıkça ifade edilmeyen sessiz sesler.Sanki arka plandan geliyormuş gibi. Trump’ın yenilenen liderliği altında ABD'nin, NATO'dan uzaklaşması durumunda Almanya’nın/Avrupa'nın kendisini nasıl koruması gerektiği konuşuluyor.
* * * *

Yazıyı bir Alman bakanın hatırası ile bitirelim. Trump seçildiğinde Sigmar Gabriel Almanya dışişleri bakanı olmuştu. Nisan 2017'de İtalya'nın Lucca kentindeki G-7 toplantısında yeni ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile tanışır. Tillerson Ukrayna meselesinin gündemden çıkarılmasını ister. Gabriel, Tillerson'ın Ukrayna'nın Amerika'yı ilgilendirmediğini söylediğini hatırlıyor. ‘Bu sadece Avrupa'nın meselesi‘ der. Gabriel, Tillerson'a ‘Ciddi misin?‘ der. Tillerson şöyle cevaplar: ‘Hayır, ama başkanımın bu konuda ne düşündüğünü bilmenizi istiyorum.‘

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Çelikbudak Arşivi