Galatasaray'ın sorunu ne?

Bugüne kadar hep siyaset konusunda kelam ettik kalem oynattık ama bu defa spor hususunda da bir şeyler yazmakta fayda var. Nasıl olsa herkesin her konuda bilgi sahibi olduğu bir ülkede yaşamıyor muyuz? Eh öyle madem; ben de Galatasaray'a dair biraz kalem oynatsam fena olmaz.
Sarı kırmızı renklerine gönül verip desteklediğim Galatasaray; bu yıl beklenilenin çok altında görünüyor. Futbolda son iki yılın şampiyonu olan Galatasaray, özellikle Şampiyonlar Ligi'nde elde ettiği olumsuz skorlarla taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Ligde de bekleneni veremeyince ister istemez eleştiriler yoğunlaştı homurdanmalar arttı.
Peki Galatasaray'da en çok eleştiriyi hak eden kim? Başkan Mustafa Cengiz ve yönetimi mi, Fatih Terim mi yoksa futbolcular mı? Bana sorarsanız en az eleştiriyi Mustafa Cengiz ve yönetimi hak ediyor. Netice itibariyle Dursun Özbek yönetimi sonrası Galatasaray'a adeta sihirli bir dokunuş yapmış, kulübün mali sıkıntılarına belli ölçüde merhem olmuş bir yönetim var. Futbolda ardarda gelen şampiyonluklar da cabası... Bütün bu sürecin devamında taraftarla bütünleşmiş, taraftarın Falcao isteğine bile canhıraş bir mücadeleyle karşılık vermiş bir yönetim var. Dolayısıyla yönetimi eleştirmek pek doğru olmaz.
Peki kimi eleştireceğiz? Fatih Terim mi? Fatih Hoca'yı, oyun anlayışı nedeniyle karşılaşmalarda çıkarıp sahaya sürdüğü oyuncularla veyahut yaptırdığı transferlerle eleştirebiliriz. Ancak topyekün topun ağzına Terim'i oturtmak hocaya büyük bir haksızlık olur. Galatasaray'ın 8 şampiyonluğunda imzası olan son iki yılda da takımı şampiyon yapmayı başarmış çok başarılı bir teknik adamdan söz ediyoruz. 
Eh buraya kadar anladınız ki; bence en büyük eleştiriyi futbolculara yapmak gerekiyor. Galatasaray'ın ilk 11'ne baktığınız zaman şu an itibariyle kaleci Fernando Muslera hariç takımda takdiri hak eden bir oyuncu yok. Sakatlanana kadar gösterdiği birkaç maçlık olumlu performansıyla Andone'yi de onore edebiliriz. Fakat bu isimlerin dışında alkışlanıp takdir edebilecek bir oyuncu performansı göremiyoruz. 
Belhanda mesela. Kendisini izlerken iki kelime özet geçiyoruz; eyvah eyvah! Onlar nasıl top kaybetmek, o nasıl dirençsizlik, o nasıl isteksizlik? Dünya yansa yorganım yok içinde anlayışıyla sahada top sürmek dışında hiçbir olumlu hareketini göremiyoruz. Beklere bakalım. Mariano... O da bu sezon tam bir hayal kırıklığı. Hemen karşısındaki diğer bek Nagatomo. Trabzonspor'a karşı attığı gol bir nebze alkışlanır olsa da Nagatomo da sezonun geneline bakıldığına tam bir facia denilebilir. Arkasına kaçırdığı rakip takımın kanat oyuncuları nedeniyle Galatasaray'ın bu sezon kalesinde kaç gole maruz kaldığını izlerseniz siz de bana hak verebilirsiniz. Ve Emre Mor. Genç yetenek... Ama bu yetenek yalpalamak dışında başka bir şey yapmıyor. Geçmiş zamanlardan kalan bir Emre Çolak misali sahada sadece başıboş dolandığını görüyoruz. Feghouli ve bal yapmayan arı Babel de         cabası. 
Takımın forvet hattı için ise ne denilebilir bilmiyorum. Adem Büyük bence eleştirilemez. Zira performansını yoktan var ederek, iyi niyetle ve savaşarak oynayan bir oyuncu. Andone deseniz sakat... Falcao deseniz müzmin sakat. Dolayısıyla vay gol yollarının haline. 
Şimdi takımın önünde bir PSG deplasmanı ve bir Alanya maçı var. Galatasaray'ın zaten hiçkimse PSG'yi mağlup etmesini beklemiyor. Hayal kurmaya da gerek yok. Makul bir yenilgi herkesin dileği durumunda... Fakat Alanya maçı belli ki bu aydan sonra Avrupa defterini kapatıp lige dönecek Galatasaray için oldukça kritik. Galatasaray şayet Alanyaspor'u mağlup ederse ligde tekrar yarışın içinde iddialı bir konuma gelerek, devre arasında kadar makul bir çıkış sürdürebilir. Yenilgi         alırsa ise ...
Ahlar vahlar ve tatsız geçecek bir sezonu     kabulleniş...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Anıl Boduç Arşivi