Başlıkta okuduğunuz cümle benim değil CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in cümlesi. Dünkü CHP Grup Toplantısı'nda sarfetti. Şimdi diyeceksiniz ki; “Ne var yani böyle dediyse...” Hatta sonra devam edeceksiniz; “Kemal Kılıçdaroğlu da TÜİK'in önüne, Merkez Bankası'nın önüne, Yargıtay'ın önüne gitmedi mi, Adalet Yürüyüşleri yapmadı mı...” Evet haklısınız. Sorduğunuz bu minvaldeki her sorunun cevabı evet...

Ama gelgelelim;

Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel ikilemi arasında bir fark var. Birincisi şu; her ne kadar muhalif de olsanız her ne kadar iktidardan memnun da olmasanız siz de biliyorsunuz ki toplumun geniş bir kesiminin Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı tutumu hep “eh işte” veya “ne yapalım yani...” şeklindeydi. Özgür Özel ise Kılıçdaroğlu profilinden farklı olarak genç, hevesli, heyecanlı ve üstelik liderliğinde çok güçlü bir yol arkadaşı var ki o da; Ekrem İmamoğlu...

Hal böyle olunca Özgür Özel'in; “Sokaktan, meydan kaçmayacağız” tümcesi daha çok ses getirebileceğe benziyor diyebiliriz. Özgür Özel'in en büyük farkı da sadece iç siyasette değil dış politikada da muhalefetin ses çıkaracağını söylemesi...

Mesela dün; CHP'nin Sosyalist Enternasyonal üyesi olduğunu anımsattı. Bundan sonra buradaki toplantılara bizzat katılacağını söyledi. İsrail-Filistin meselesinde CHP'nin geçmişte Saraybosna konusunda olduğu gibi aktif bir rol üstleneceğini söyleyerek; Filistin'e gideceklerini söyledi ki bu çok önemli bir ayrıntıydı. Yine KKTC'deki temaslarından söz etti; Yavru Vatan'da CHP'li belediyelerin yapmaya çalıştığı destek ve yatırımların AK Partili bürokratlarda engellendiğinin altını çizdi...

İç siyasete dönük de çok net ve vurgulu mesajlar verdi. Ekonomiyi en başta gündemine alarak AK Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan rakamlar üzerinden yüklendi. “Erdoğan seçildiği gün asgari ücret 2 bin 280 ekmek alıyordu bugün bin 600 ekmek alıyor” dedi; en düşük emekli maaşının sadece bin 71 ekmek alabildiğini söyledi. Emeklinin maaşından ekmeğin, sütün çalındığını anlattı...

Hal ahval gösteriyor ki;

Özgür Özel hem CHP siyasetine hem de Türkiye siyasetine farklı bir hava getirecektir. İzleyip görelim...

Sanatçının eli öpülür!

CHP Lideri Özgür Özel sosyal medyada Yılmaz Özdil tarafından Kürt bir opera sanatçısının elini öptüğü için hedef alındı. Şimdi Özdil'e bu köşede cevap verelim;

Sanat ve sanatçı insanlıkla yaşıttır.
Tarih boyunca krallar, padişahlar, her alanda hükmedenler sanat karşısında her zaman hayranlıkla ve saygıyla eğilmiştir.
Sanat ve sanatçı dün vardı, bugün var ve yarın da var olacaktır.
Ben bu fotoğrafta zarafet, saygı ve bir kadına gösterilebilecek en zarif eylemi görüyorum.
Bu fotoğrafa itiraz ancak cehalet, ırkçılık ve sevgisizlik olarak tanımlanabilir!
Keşke bütün siyasiler ve bütün egemenler sanat karşısında samimiyetle eğilebilseler... İşte o zaman dünya biraz daha güzelleşir.

Ve sayın Özdil ismini kullanarak servet ettiğiniz Atatürk'ün bir sözünü de anımsatmak isterim;

“Sanatçıya el öptürülmez, sanatçının eli öpülür...”