Selvi Sarıtaç

Selvi Sarıtaç

Atadınız, dayattınız yetmedi iki dudak arasına hapsettiniz..

Yerel seçimler yaklaşırken, CHP'de değişimcilerin kurultay sürecinde teşkilatlarına ve delegelere 'ön seçim' vaadini tutmaması, birçok şehir ve ilçede sorun oluşturmaya başladı. Beylikdüzü, Küçükçekmece, Beşiktaş, Kartal gibi değişimden yana net tavır gösteren ilçeler dışında değişmesi muhtemel birçok ilçede değişimin yerelden olması vurgulanırken, işin aslı belirlenecek adayın Ekrem İmamoğlu’nun iki dudağının arasında olduğunun bilinmesi ve dillendirilmesi de ayrıca çok acı...

Halk tarafından istenmeyen adayların konulması ya da konulma ihtimali CHP seçmenini rahatsız etmeye başladıysa da, kitlesel bir ses çıkmayışının tek sebebi bana göre gerek belediye başkanı gerekse meclis üyesi aday adaylarının umutlu bekleyişi.

Özellikle yerel seçimde gözlerin çevrildiği İstanbul’da Fatih ve Pendik adayları netleşirken, 57 Mahallesi bulunan Fatih’e atanan Mahir Polat’ın yerelde ne kadar eleştirildiğini ya bilmiyorlar, ya da bilmemezlikten geliyorlar. Fatih’te izlediğim 60 yıllık ömrünü CHP’ye vermiş bir üye diyor ki; 60 günlük bir genel merkeze ben ‘Evet’ demiyorum...

Tek bir ilçeden yükselen ses, ‘Parti içi kıyıma son verin’ şeklindeyken, görünen o ki yerel seçimden sonra CHP’yi zor günler bekliyor. Eğer aday belirleme işleri ATAMA şeklinde olacaksa görünen o ki CHP’de daha çok kazan kaynayacak.

İrade nöbeti!

Neyse biz yine gelelim Bakırköy’e. Geçtiğimiz hafta Bakırköylü bir grup seçmen yaklaşan yerel seçimlerde belirlenecek adayla ilgili basın açıklaması yapmış, Bakırköy'de emeği olan, liyakatli, vizyonlu, Bakırköy’ün değerlerine sahip çıkan, dokusuna hakim, kamu alanlarını koruyacak ve en önemlisi halkın sesine kulak verecek yerel bir başkan ve meclis üyeleri istediğini dile getirmişti. Esnaftan ve halktan destek alan eylemin devamında ‘İrade Nöbeti’ adı altında aday belirleninceye kadar her Cumartesi toplanma ve imza kampanyası başladı.

Geçtiğimiz dönem mevcut başkanın aynı tepkilerle yeniden aday olarak gösterilmesi (dayatılması) nedeniyle oy oranı düşmüş, CHP'nin meclisteki temsiliyet sayısı 27’den 26’ya düşmüştü.

Her ne kadar bazıları oy oranının düşüşünü İYİP ve DSP’den ve hatta CHP’den istifa ederek bağımsız aday olan Mehmet Görgülü’den dolayı olduğunu söylesede, 2 dönem Bakırköy Belediye Başkanlığı yapan İYİP’in adayı merhum Ateş Ünal Erzen, açık ve net bir biçimde döneminde yapılan hizmetlerin yok olmasından dolayı aday olduğunu, Kerimoğlu dışında bir aday gösterildiği takdirde aday olmayacağını açık ve net bir biçimde söylemişti.

Elim kırılsaydı!

Yine aynı şekilde Ali Fatinoğlu’nun gerekçeleri de neredeyse aynıydı ve o da halktan gelen talep üzerine DSP’den aday olmuştu. Bağımsız Belediye Başkan Adayı Dr. Mehmet Görgülü ise zaten Kerimoğlu’nun adaylığının açıklandığı gece, CHP ilçe binası önünde önünde toplanan partililerin tepkilerine cevaben partisinden istifa etmiş ve sadece kendi oyuna güvenerek bağımsız aday olduğunu açıklamıştı.

Dolayısıyla İYİ Parti’nin aldığı 12 bin 570 oy da, DSP’nin aldığı 8 bin 967 oy da, bağımsız aday olan Dr. Mehmet Görgülü’nün aldığı 453 oy da ‘Dayatma Adaya’ tepki oylarıydı.

Geçtiğimiz dönem mevcut adaya karşı çıkan, oylarını farklı siyasi partilere veren, hatta oy verdiği halde ‘Elim kırılsaydı da oy vermeseydim’ diyen ve belki de sırf bu yüzden değişimden yana tavır gösteren bu halk, Bakırköy özelinde Bakırköylü bir aday gösterilmediği takdirde ne yapar varın siz düşünün.

Ha ama; ‘Biz Kerimoğlu ile bile yüzde 56 ile aldık yüzde 50 ile alırız ama yine alırız' diye düşünülüyorsa o başka ama bence bu kez kazın ayağı öyle değil.

Zaten böyle bir kötülüğü ne koca Bakırköy halkına, ne de gönül verip aday adayı olmuş partililere yapmaya da kimsenin de hakkı yok bence…

Ovalıoğlu kimdir?

Kulislere yansıyanlara göre (!) ki ben bunun tamamen algı olduğunu ve halkın ne tepki vereceğinin ön araştırması şeklinde bir çalışma olduğunu düşünen biri olarak, şundan 15-20 gün önce İBB bürokratlarından Ertan Yıldız’ın adı Bakırköy için konuşulurken, şimdilerde yerine Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu denilmeye başlandı. Kimmiş bu Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu diye baktığımızda ise Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'nun doktoru Cem Ovalıoğlu'nun eşi olduğu basına yansımaya başladı.

Aslında bunu bilen parti yönetimi belkide kendilerinin söylemesini beklemişti ama benimde şahit olduğum bir olayda, genç bir ilçe yöneticisi Cem Ovalıoğlu’na, belkide bilinçli olarak, ’Sizi bir yerden tanıyorum ama çıkaramadım. Bir yerden adaylığınız olmuş muydu?’ diye sordu. Sorunun cevabını bildiğim için merakla beklerken Cem Ovalıoğlu, ‘Hayır bir adaylığım olmadı’ şeklinde net bir cevap verince açıkçası ‘Acaba mı?’ diye düşünüp sessiz kaldım. İlerleyen günlerde bu durum parti içinde aslında ciddi de rahatsızlık yaratırken, belkide çok basit bir olayın neden gizlenmiş olduğunu anlayamadım. Ya da açıkça söyleyip, sempati oluşturmaktansa, yalan söyleyip empati oluşturmak nasıl bir matematikti anlayamadım. Belkide soruyu soran genç dikkate alınmadı bilmiyorum ama gel gör ki işte o genç, CHP İlçe Yöneticilerinden biriydi…

Devamında tabi yakın takiple Cem Ovalıoğlu’nun, İmamoğlu’nun eski danışmanı PM üyesi ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’nın yardımcısı Baki Aydöner ile samimiyeti de dilden dile dolaşıyor.

Aslında konu bunların hiç biri değil, CHP’nin aday belirlemedeki kriteridir. Sözde örgüt emekçisi partilileri ile iş birliği içinde yerel aday seçeceği sözünü vermesidir. Yıllardır Bakırköy’e Bakırköylü aday diyen bir seçmen kitlesi varken, partisine emek vermiş, liyakat göstermiş, Bakırköy’ün değerlerine sahip çıkmış, dokusuna hakim, kamu alanlarını koruyan çok da düzgün partililer ve aday adayları varken, Bakırköy hakkında hiçbir fikri olmayan, kamu alanlarının dahi neresi olduğunu bilmeyen, son 10 yıldır kaybolan değerlerinden bi haber sözde Bakırköy ikametli olmak mıdır aday belirleyicilerin kriteri?

Bir çok aday adayının yaptığı çalışmalardan zaten amaçları çok da net okunurken, kimin genel merkeze, kimin topluma yönelik çalıştığı gayet de ortada aslında. Yani kimin kim olduğunu genel merkez bu ilçenin muhtarlarına, STK’larına, gazetecilerine ve en önemlisi kendi parti ilçe başkanlığına sorsa gayet net ve doğru cevap alır.

Aday belirleme kriteri ahbap çavuş ilişkisine dayanıyorsa, bence CHP hiç öyle iktidara 'Tek adam’ falan diye laf atılmasın. İktidar partisini beğenirsin beğenmezsin ama temayül yoklaması yaptığını cümle alem biliyor. Peki CHP ne yapıyor. Ön seçim dedi yok, temayül dedi yok, en son anket dedi, ondan da ses seda yok…

Kimilerinin parti terbiyesi nedeniyle, kiminin dillendirdiğinde parti ahlakına aykırı davrandığı gerekçesiyle aforoz edilmesine kadar varan süreçlerde, biz gazetecilerde bu konuları dile getirince ya adamcı oluyoruz, ya taraf. Adamcı değiliz ama elbette ki tarafız. Olduğumuz tarafta doğru olduğuna inandığımız, samimiyetine güvendiğimiz taraf o kadar…

kutu.jpeg

BU İNSANLAR NE İÇİN ÇALIŞIYORLAR?

Bakırköy’de toplamda 18 aday adayı var. Bir çok yerden duyup okuyoruz ki çok fazla aday adayı varmış da, genel merkez; daha bunlar kendi aralarında birbirini yiyor, bir adaylığı paylaşamıyor. İyisi mi biz dışarıdan atayalım dermiş de… Bu kafayla giderlerse daha çok beklerlermiş de…

Yahu son 4 dönemdir, yani 20 yıldır Bakırköy’ü Bakırköylü biri mi yönetti de birbirini yediklerini gören olmuş? Tüm bunların suçlusu aslında tek başına CHP’de aday belirleyici konumda olan genel merkez değil midir? Dün Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Özgür Özel'den çok Ekrem İmamoğlu değil mi? Eee hadi şimdi buyrun burdan yakın. Yani aday belirleyici genel başkan bile değil, değişim hareketinin öncüsü Ekrem İmamoğlu…

Madem öyle ise ilçe başkanlığı da dahil, gerek ilçe belediye başkanlığında, gerek İBB başkanlığında bu örgütü en iyi bilen İmamoğlu değil midir? Peki ilçelere aday belirleme kriteri nedir İmamoğlu’nun? ‘Adama, kişiye, kişilere, gruplara, cemaatlere, vakıflara, derneklere hizmet işi bitti’ diyen Ekrem İmamoğlu: adama, kişiye, kişilere, gruplara, cemaatlere, vakıflara, derneklere adaylık mı dağıtacak?

Yine Bakırköy özelinde eğer eş dost muhabbeti ile babasının doktorunun eşi olması kriter ise geriye kalan 17 adayın hadi 10’unu çıkar, kalan 7’sine yazık değil mi? Bu insanlar ne için çalışıyorlar? Neden maddi manevi tükeniyorlar? Neden tüketiyorsunuz bu insanları…

Yine aday adaylarından Behçet Elbistanlıoğlu, Hamza Kaya, Mehmet Akyüz’ün kim olduğunu bilen yok. Pardon, ilçe başkanlığının düzenlediği aday adayı tanıtım toplantısında söz alarak kendisini tanıtan, İTÜ mezunu olduğunu söyleyerek açılımını da ‘İstanbul Tahtakale Üniversitesi’ olarak lanse eden aday adayı Hamza Kaya, o gün bu gündür baya bir tanındı aslında.

Hele bir aday adayımız var ki evlere şenlik. 10 yıldır Bakırköy yereline ait tek kelime etmemiş, popülist siyasetle teee Kars’taki adamın konuştuğu şeyi ilişkileri nedeniyle haber yaptırdığı için kendisini ünlü sanan. Yapılan meclis toplantısında esnaf gezdiği için kendisini eleştiren muhalefet partisine, bölgede tanınan biri olduğunu söyleyen aday adayına deyin ki; sen milletvekili aday adayı değil, belediye başkan aday adayısın. Esnaf gezmek adayın işi. Sen önce git, muhtarları, STK’ları, dernekleri, platformları gez de, 10 yıldır kendilerini İBB’de temsil eden meclis üyelerinin kim olduğunu görsünler. Olur da aday olursan, millet kim bu atama demesin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Selvi Sarıtaç Arşivi