Zeytinburnu’ndaki Kazlıçeşme Sanat Binası zemininde bulunan ve 2018 yılında sergilenmeye başlayan, Geç Roma – Erken Bizans dönemi mozaiklerinin yapının dış kısmında kalan kısımlarının sergilenmesi için devam eden müze inşaatında sona gelindi. İnşaası büyük ölçüde tamamlanan Mozaik Müzesini, Başkan Danışmanı Restoratör Mimar Olcay Aydemir ve Belediye Başkanı Ömer Arısoy’la birlikte gezdik. Geçmiş dönem Kültür Müsteşarı olan Başkan Arısoy’un mozaiklerin en küçük taşını dahi anlatırken gözündeki ve sesindeki heyecana şahitlik ederken, Restoratör Mimar Olcay Aydemir, “Başkanımızın bu konudaki kurumsal hassasiyeti, olaya yaklaşımı böyle olmasaydı belki de bu güzellikler hiç bir zaman gün yüzüne çıkmayacaktı. Başkanımızın bu hassasiyetinin tüm yerel idarelere de örnek olmasını umuyorum” dedi.

Gazeteciler gezdi

Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, bölgede yayın yapan gazete temsilcilerine yakın tarihte açılışı yapılacak Mozaik Müzesi’ni gezdirdi. 1984'ten 2015'e kadar Belediye Başkanlık binası olarak kullanılan tarihi yapının restorasyon çalışmaları sırasında bulunan mozaiklerin bina dışında da olma ihtimali düşünülerek, 2019’da İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü ile birlikte öncesinde otopark olarak kullanılan alanda başlatılan deneme kazılarında da mozaik çıkınca devamına karar verilen kazı çalışmalarının sonunda Mozaik zeminin altında biri kadın diğerinin ise erkek olduğu anlaşılan, mor beze sarılı iki cesette bulundu.

Kaburgasında kırık var

Başkan Danışmanı Restoratör Mimar Olcay Aydemir, mor tekstilin imparatorluk ailesine özgü olduğunu ve lahitin içindeki cesetlerin yanında altın sırmalı mor bezin olmasının da, cesetlerin sıradan birileri olmadığına dair önemli bir işaret olduğunu söyledi. Altın sırmaları Arkeoloji Müzesi’nde korumaya alındığını, yapılan karbon testiyle de lahit mezardaki kişilerin 3. ve 4. yüzyıl tarihleri arasında yaşadıkları, kadının 30-40 erkeğin ise 40-50 yaşlarında olduğunun tespit edildiğini söyleyen Aydemir, erkeğin kaburgasında bir kırık ve romatizma hastalığı olduğunun da raporlandığını ifade etti.

Bir su kanalı bulundu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde devam eden DNA testi çalışmaları sonrası bu iki kişinin kim oldukları, akrabalık ilişkileri ve nasıl öldükleri ile ilgili yeni hikayelerin de ortaya çıkacağını belirten Belediye Başkanı Ömer Arısoy’da Kazlıçeşme Mozaikleri’nin sur dışında bu zamana kadar bulunmuş en nitelikli mozaik olma özelliğini hatırlatıyor ve başlıyor anlatmaya; “Belediye binasının restorasyonu sırasında zeminde bir su kanalı bulundu. Hemen İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne haber verdik ve birlikte alanda kazılara başladık. Mozaiklerdeki örgü motifleri, bordürleri, renk çeşitliliği, Süleyman düğümlü yerleri var. Oktacram dediğimiz yıldızların yanı sıra dairesel yıldız kompozisyonu da bulunuyor. Şimdi buradaki mozaikleri de ziyarete açmak üzere restorasyon ve konservasyon çalışmalarını tamamlamış bulunuyoruz. Burayı güneşten, yağmurdan koruyacak bir müzeyle ziyarete açacağız. İçerisiyle beraber toplamda yaklaşık 186 metrekarelik bir mozaik keşfettik. Bu sur dışında bulduğumuz en büyük mozaik dokusu. O bakımdan sadece ilçenin değil İstanbul'un tarihini de etkileyecek yeni bir bulgu diyebiliriz.”

AZ SAYIDA ÖRNEĞİ VAR

Devamında Kazlıçeşme Sanat Kütüphanesi’ni de Kütüphane Müdürü Hazel Yılmaz’ın verdiği bilgilerle geziyoruz. Bir ihtisas kütüphanesi olarak Türkiye’de az sayıda örneği bulunan kütüphanelerden biri olduğunu söyleyen Yılmaz, kütüphanenin dekorasyonunun da, bir sanat kütüphanesine yakışacak biçimde özel olarak tasarlandığını anlatıyor; “Resim, grafik, fotoğraf, heykel, mimarlık, tasarım, tekstil, moda, sinema, tiyatro, müzik konularında on binden fazla Türkçe ve yabancı dilde kitap barındıran kütüphane periyodik yayın açısından da zengin. Kütüphanemizden sanat dallarında lisansüstü çalışmalar (yüksek lisans, doktora) yapanlar, öğretim elemanları, öğretmenler (görsel sanatlar, sahne sanatları), yazarlar, sanatçılar, kurum uzmanları ve güncel basın kartı sahibi gazeteciler yararlanabilmekte. Zaman zaman özel gösterimler, söyleşiler ve mini konserler de düzenleniyor. Ziyaretçilere ilham vermek üzere salonun merkezine yerleşen piyano, içinde saklı duran sesleri açığa çıkaracak hünerli elleri bekler durumda. Yanındaki küre ise sanatın evrenselliğini sembolize ediyor. Her gün 10:00 – 22:00 saatleri arasında hizmet veren kütüphanemizde çay kahve içmek isteyenler için de gerekli donanım var. Marmara denizine bakan terasımız da Sanat Kütüphanesinin bir ayrıcalığı.

ÇOK MEMNUN OLDUM

Sabahın erken saatinde Kazlıçeşme Sanat’ın hemen yanı başında hizmete başlayan Mozaik Müzesi’ne de ev sahipliği yapan Mozaik Kafe’nin eşsiz manzarası ve tadına doyulmaz lezzetleriyle başladığımız gezimizin sonunda, öncelikle ilçesinde yerin altına da üstüne de aynı değeri veren, kültür ve sanat konularında hassasiyeti bu kadar büyük biriyle vede samimiyetle bir gezi yapmaktan biz gazeteciler olarak büyük memnuniyet duyarken, bu güzellikleri anlatarak bir kilinin bile bu güzellikten faydalanmasına aracı olabilirsek ne mutlu bize.