Helalleşme ve 50+1 pişmanlığı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yayınladığı videolara halkla helalleşmeyi ekledi ve kimlerle nasıl helalleştiğini açıkladı.
İşte bu açıklamadan sonra eleştiri yağmuruna tutulduğu gibi , bu çıkışın uygun olacağını savunanlar oldu. Bu iki zıt görüş tartışmalarını sürdürüp üstünlük sağlamaya çalışıyorlar.

Kılıçdaroğlu açıklamasında, “Ben konvoylar ve saraylarla ülkemizin makus talihini yok edemem. Ben iz bırakan ve benden sonra gelecek iktidarlarda bunlara eklenerek yürüsün istiyorum. Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Kim ne suç işlediyse karşılığını alacak ve almalıdır. Ben ülkemde yaşayan herkesin dostluk ve kardeşlik içinde barışık yaşamasını istiyorum. Bu nedenle açık yaraları sarmak istiyorum” dedi.

Sonrasında 28 Şubatçıların açtığı yaraların kapatılacağını, ikna odalarını, Roboski mağdurları, Çorum, Kahramanmaraş, Sivas mağdurları Diyarbakır Hapishanesi mahkumları, mahallelerinden sürülen Romanlar, 6-7 Eylül mağdurları, mahkemelerde süründürülen askerler, şu veya bu sebeple zamanında idam edilmiş gençler, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi, Soma mağdurları, Ahmet kaya ve daha bir çok olaylarda mağdur edilmiş insanların ailesi ve çevresi ile helalleştiğini belirtti.
Bu listeye bakıldığında bu açıklamanın karşısında olanlar, “Yahu arkadaş bunları ne sen, ne de başkanı olduğun CHP yapmadı ki” diyerek karşı çıktılar.
Kılıçdaroğlu’nun bu deyişini geçtiğimiz günlerde Ankara Halini ziyareti sırasında esnaf, “Geliyor gelmekte olan” sloganıyla karşıladığında onun gelecekte neler yapacağını bilerek söylediler.

İşti Kılıçdaroğlu da yapılacak seçimde Cumhurbaşkanı seçildiğinde kuracağı ya da kurduracağı hükümet ile yukarıda sayılan ve daha da eklenebilecek olaylarla ilgili olarak devlet adına barıştığı ve belki de çoğuna iadeyi itibar uygulayacağını belirtmekten ibaret olduğunu düşünüyorum.
Hem Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalara bakıldığında birçok şeyi bir haftada, bir ayda ve ilk altı ayda halledeceğini beyan ettiğine göre, kendini seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak görüyor olamaz mı?

Helalleşmeyi olumlu karşılayanlar ise, “ Evet devletimizin belirtilen bu hususlardaki mağdurlar ve yakınlarıyla helalleşip barışı ve kardeşlik sağlanır ve ülkemize güven ve huzur gelir” deyip destekleyenlerde var.

50+1 kriz mi, pişmanlık mı?

Eğer erken seçim kararı alınamaz ise, normalde seçimlere bir buçuk yıl var. Yanlı ve yansız olan araştırma firmalarının yaptığı anketlere bakıldığında Cumhur İttifakının oylarının hızla düştüğü görülüyor,. Bu durumu Cumhur İttifakını oluşturan partilerin yöneticileri de farkında olduğu için Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanılması gereken yüzde 50+1 in yüksek olduğunu bunun sıkıntı yarattığını belirtiyor ve çözüm arıyorlar.
Bu sistem getirilirken iktidar kanadında olan Bekir Bozdağ, %50+1 ile radikal söylem biter. Toplumsal uzlaşma güçlenir demiş.  İsmet Yılmaz, “En az 550+1 oy alarak seçilmek demek, uzlaşma demektir” demiş. Ahmetli Burhan Kuzu ise, “%50+1 ile Türkiye de uç olmayanlar kazanır. Kucaklaşılır” demiş.
Teklif görüşülürken, Deniz Baykal, “Bu teklif kabul edilirse ülkemiz büyük sıkıntılar çeker. TBMM’nin iradesi ve milletin hakları bir kişiye emanet edilir. Dolmabahçe Sarayından  Ankara’ya getirilen egemenlik şimdi Beştepe’deki  sarayına teslim ediyorsunuz.” Diyerek tepki göstermiş.
Şimdilerde ise başta Cemil Çiçek, “Bu durum sıkıntı yaratıyor” derken, Şamil Tayyar, “50+1 Cumhurbaşkanına kurulan tuzaktır” diyor. Faruk Çelik ise, “%50+1 önce kalkmalı, siyaset rahatlatılmalı sonra sistem konuşulur” diyor.
Bunlara karşılık Cumhurbaşkanı ile konuşan ittifak ortağı Bahçeli grup toplantısında, “Bu sistem, milli bekanın güvencesi, milli birlik ve dayanışmanın sırrıdır. Bu sistemin meşruiyet temeli de %50+1 dir” diyerek net tavrını açıkladı. Zaten bu durumun düzenlenmesi için Anayasa değişikliğine İktidarın sandalye sayısı yetmiyor. O nedenle geleceği beklemek gerekiyor ya da tam anlamıyla anlaşılabilir bir anayasa değişikliğinde uzlaşmak gerekiyor. Elbet bu durumda da muhalefet Parlamenter sistemin getirilmesini isteyip bu saltanatın sonlanmasını isteyecektir.
Öte yandan Millet İttifakını oluşturan ki ana parti olan CHP ve İYİ Parti’nin liderleri ve sözcüleri ise, “Bizim için hiç fark etmiyor. Yüzde 60 da olsa biz varız. Bu iktidar bundan sonra olmayacaktır” diyerek kendilerine güvendiklerini açıkladılar.

Anketlere göre

Son bir ankete göre, AKP: 32.6 ortağı MHP: 7.4 toplamı %40
Millet İttifakı CHP: 25.2, İYİ Parti: 14.3, Saadet Partisi: 1.7 Toplam 41.2 bu orana Yerel Seçimlerde aday çıkarmayarak Millet İttifakına destek olan HDP’nin %  11.8 an itibari ile DEVA Partisinin 2.7 GELECEK Partisinin 2.2 Memleket Partisi’nin 1.6 ve diğer partilerin alacakları binde olarak bile ifade edilen oyları eklenince sıkıntıları yok gibi görünüyor.
Bu tablo kararsızlar dağıtıldıktan sonraki rakamlardan oluşuyor. Buraya dahil edilmeyen %10 civarında protesto oyların olduğunu da belirtmekte yarar var.
Gelecekte erken seçim mi olur, zamanında mı olur, bekleyip göreceğiz. Belli ki, bu seçim köprüsünün altından çok sular akacak.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi