Ali İbrahim Önsoy

Ali İbrahim Önsoy

İktidar ve zam

Her iktidara gelen meziyeti ne olursa olsun bir öncekini eleştirerek icraata başlamakta. Hatta, devamı olduğu parti bile olsa ‘Pusulası düzgün ama kaptanı yetersiz’ demekte.

Çok değil bu yüzyılın başında 12 Eylül 1980 Askeri Faşist Darbesinin medarı iftiharı yetiştirip kolladıkları hala iktidarda.

Bir dönem Isparta gülü ya da çoban Sülü’ nün politikada ki varlığı uzun sürdü demiştik. Oysa bu kişinin varlığı onu aratır duruma geldi.

Bu kişinin iddiası neydi?

“Eskiler gibi olmayacağız. Herkes inancına göre yaşayacak. Ana dilini konuşacak 12 Eylül ile hesaplaşacağız…”

Aradan yirmi yıl geçti ne değişti?

Demeden geçmeyelim, ‘1979 yılında molla Humeyni ile birlikte gelenler ve destekleyenler vardı. Çok değil iki üç yılda birçokları mollanın fermanıyla meydanlarda asılırken diğerleri ülkeden kaçmaya başlar.’ Buna ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulmak’ denir. İran halkı bunu anlayacak durumdaydı ama neden sessiz kaldı?

17 Ağustos 1999 afeti sonrasında yaşanan ekonomik ve politik kriz hat safhaya vardı. İktidarı yöneten güçler boşalan kasayı doldurmak için ek vergiler çıkardı. Vergiler yetmeyince kamusal hizmetler zamlandı. Ülke parasının değeri düşmeye devam etti.

Birileri iktidara gelmek için yurttaşla konuşmadan önce birilerinden icazet almaya ABD’ye gitti. Dünya finans çevreleri ile anlaşma yaptı. Ülkeye geldi, “Herkes inancına göre yaşayacak, ana dilini konuşacak” dedi ya birileri koşarak yanına gitti. Bu da yetmedi “12 Eylül darbecileriyle hesaplaşacağız, mağdurlara tazminat ödenecek” dedi. Tabii ki birileri “Yetmez ama evet” dedi. Bu da yetmedi iktidarın “akil adamları” oldular.

Peki biz ne dedik, “1979 İran’ı” hatırla.

“Kuzu postuna bürünmüş Kurt’u unutma”.

“Akrep’i ne kadar eğitsen de bir gün gelir zehirli iğnesini sana sokar.”

Sormak gerek, Dolmabahçe de resim çektirenler neden cezaevine atıldı?

Akil adamlar iktidarın değirmenine su taşımaktan başka ne yaptı?

12 Eylül ile hesaplaştılar mı?

Yetmez ama evet diyenler iktidarın gününü kurtarmanın dışında ne yaptı?

24 Ocak kararlarının, 12 Eylül askeri faşist darbecilerinin yasa ve diğer uygulamaları mevcut iktidar tarafından yirmi yıldır uygulanmakta. Özelleştirme, yandaş yaratma ve sadakaya muhtaç çoğunluk yaratma hala devam etmekte.

Eğitimli işsizler gittikçe çoğaldı. Eğitim niteliksizleşti. Okuyamayan iş bulamadı. Okuyan eğitim alan diplomalı işsiz oldu.

Çok değil kendi iktidarı döneminde 2005 yılında döviz temelinde paramızdaki bol sıfırlar atıldı. Şimdi atılan sıfırlar tekrar yerine gelmeye başladı. Yandaşa verilen garantili ballı ihaleler yurttaşı birlikte soymak temelinde olduğu görülmekte. Vatandaşın hizmet almadığı yararlanmadığı kamu hizmetleri zamlandı.

Kadim dostum Sezai Sami evinin aralık ayındaki elektrik ve gaz faturası 275/307 TL. iken, şubat ayında 475 ve 690 TL. olmuş. Aynı kişinin emekli maaşı 3500 TL. den 4500 TL. ye çıkmış. Üniversite değil Ticaret lisesine giden bir öğrenci bile burada bir dengesizlik olduğunu anlayabilir.

İktidar ekonomiyi düzenleyip denetleyemez iken, kamu hizmetlerine zam üstüne zam yapmakta. Paramız döviz değerinde gittikçe değersizleşmekte. Çalışanlar ve emekliler açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildi. Yurttaşın alım gücü düştü.

İktidara gelirken ve destek ararken, “herkes inancına göre yaşayacak, ana dilini konuşacak, 12 Eylül ile hesaplaşacağız” dedi yapıldı mı?

Sorunlar çözüldü mü?

Yirmi yıllık iktidarda kendi oligarşisini kurdu, “yakası kalkık, omuzu kalabalık ve beli silahlı” bir de eli kalem tutan çenesi güçlü oligarklarını yarattı; yoksulluk ve yolsuzluk aldı başını gitti.

İktidar bunu yaparken muhalefet ve burnundan kıl aldırmayan “sol görünümlüler” sözde sınıfsal mücadele yaptığını iddia edenlerin pısırık ve hımbıllığı tavan yaptı.

“Zam ve iktidar işte yirmi yıl.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali İbrahim Önsoy Arşivi