Yerel seçimlere aylar kala Türkiye’nin en büyük ili ve toplam 56 milyon 322 bin seçmeninin, yüzde 20 sinin yani 10 milyon 559 bin seçmeninin olduğu İstanbul’da aday muamması yaşanıyor.
Adı geçen adaylar bilindiği gibi, Muharrem İnce, M. Akif Hamza Çebi, Gürsel Tekin, İlhan Kesici, Abdullatif Şener, Bir ara Oğuz Kağan Salıcı ve son zamanlarda adı birden ortaya çıkan ve büyük oranda aday gösterileceği beklenilen Ekrem İmamoğlu.

Peki, kimdir bu Ekrem İmamoğlu?
1970 Trabzon doğumlu, Ortaöğrenimini ve İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünü bitirdikten sonra, insan kaynakları ve yönetim dalında lisans     yapmış.
1992 yılında inşaat ve taahhüt işleri yapan aile şirketinde iş hayatına atılmış.
2009 yılında CHP’den Beylikdüzü Belediye Başkanlığına aday adayı olmuş ancak o seçimde görev verilmemiş. Aynı yıl CHP, MYK’nın 16 Eylül 2009 günü Beylikdüzü CHP ilçe Başkanlığını atanmış. Bu görevini 2014 yerel seçim öncesine kadar sürdüren İmamoğlu, girdiği 2014 seçimlerinde yüzde 50.83 oy alarak Beylik Düzü Belediye başkanı olmuş.
24 Haziran 2014 Genel seçimlerinde Beylikdüzü’nde CHP’nin oyu yüzde33.40 düşmüş.
Kadir Topbaş, görevinden azledildikten sonra İstanbul Başkanlığına aday olmuş ancak meclisteki CHP çoğunluğu seçmeye yetmediği için seçilememiştir.
Beylikdüzünü bir devrede parlatan ve İstanbul’un en iyi ilçelerinden biri haline getiren, imar kirliliğine izin vermeyen Ekrem İmamoğlu, teklif alınca önceleri başladığı projelerinin olduğunu ve bunları tamamlayıp iyice öne çıktıktan sonra aday olacağını belirtmiş olmasına karşın;
Gelişen günlerde ne olduysa daha adı açıklanmamasına karşın adaylığı kabullenmiş gibi görünüyor. Hatta bazı çevrelerin, “Tanınmıyor” demelerine karşın faaliyetlerinden kendini tanıtmaya da başladı bile.

ÖZELLİKLERİ
E.İmamoğlu CHP li olmasına karşın, yaşam tarzı öyle bazılarının yakıştırdığı gibi bazı CHP’lilere benzemiyor. Mütedeyyin hatta dindar bir aileden geliyor. Bu özelliği nedeniyle onu çekemeyenler mi diyeyim, ya da bazıları İmamoğlu’nu AKP ye daha uygun olduğu homurduyorlar.
Bunlar, İmamoğlu’nun çağdaş, demokrasinin, laikliğin, hak, hukuk ve adaletin kati savunucusu, ilkelerinden ödün vermeyen, ideolojiden uzak her belediyecinin yapması gerektiği hizmet odaklı biri olduğunu bilmiyorlar.
Beylikdüzü’nü AKP’nin elinden yüksek bir oyla alan İmamoğlu, kampanya ve organisazyonlar da çok iyi olduğu gibi, o, bu demeden karşısına kimin çıkacağını bilmeden her eve girip, hane halkı ya da her kesimden insanla ile görüşüp dost ayrılma özelliğine sahip bir isim.

GÜRSEL TEKİN
Kulislere ve yapılan çalışmalara halka ve partililere bakıldığında, İstanbul adaylarının diğeri Gürsel Tekin görülüyor.
Yine adı geçen adaylardan Muharrem İnce’nin isteğine uyulup sandık konulması veya temayül yoklaması yapılarak aday tespit edilmesi durumunda, anket sonuçlarına göre, Muharrem İnce ve Gürsel Tekin önde geliyor.
Anlaşıldığı kadarıyla Muharrem İnce’nin adaylığına Kılıçdaroğlu ve çalışma arkadaşları sandık koymadıkları gibi olumlu da bakmıyorlar.
O zaman elde Tekin ve İmamoğlu kalıyor. İmamoğlu’nun bildiğim kadarıyla özelliklerini anlattım.
Şimdi Gürsel Tekin’e bakalım.
1964 Kars, Şimdi Ardahan’a bağlı olan Göle doğumlu. Kars Alpaslan lisesinde öğrenci iken Ecevit’in Genel başkanlığı döneminde partinin gençlik kollarında çalıştı. Okul bitince, Erzurum Üniversitesi Edebiyat Fakültesine devam ederken, öğrenimini yarı bırakarak o zamanki hayat şartları nedeniyle ailesiyle İstanbul’a göç etti.
1981 yılında Kadıköy de bir kafeterya da çalışmaya başladı. Daha sonra ticarete atıldı. SODEP’e girdi. Daha sonra Sosyal Demokrat Halkçı partiye geçti. 1989 seçimlerinde SHP meclis üyesi oldu. 1995 yılında SHP ve CHP birleştikten sonra CHP’de politikaya devam etti. Kadıköy Belediye Başkan vekilliği, Büyükşehir üyeliği ve encümen başkanlığı yaptı. 14 Ağustos 2007 yılında Sinasi Öktem’den boşanan İstanbul İl Başkanlığına atandı.
İl başkanlığı döneminde bu zamana kadar ki başkanlar arasında en çok çalışan ve ünlenen birisi olarak CHP’nin çıtalarını yükseltti.
4 Ağustos 2010 yılında CHP parti meclisinin 48 oyu ile MYK üyeliğine seçildi ve Genel Başkan Yardımcısı oldu. Daha sonra Genel Sekreterlik görevine getirildi. 23,24,25,26. Dönemlerinde İstanbul Milletvekilliği görevine seçildi ve halen görevini sürdürmektedir.
Gürsel Tekin’de yobaz ve dinci kesimin CHP lire yakıştırdığı görünümde olmayan, örf adet ve ananelerine bağlı, büyükle büyük, küçükle arkadaş olan ve kendi tabiri ile, düğün evinin tefçisi ölü evinin yasçısı olan biri olduğu gibi bu özelliğini sürdürmektedir.
Bu özelliklerindendir ki, tabanda Türk le, Kürt le, Laz la, Çerkez le ve diğer alt kimliklerle ve tüm inançlarla dost ve arkadaştır. Bu zamana kadar kimseye ahirette ilk soruyu soran Münkür ve, Nekir melekleri gibi dinini, mezhebini ve kemliğini, nereli olduğun sormamış ve elinden geldiğince onların haklarını savunmuş ve halen bunu sürdürmektedir.
Halka yakın olması nedeniyle ve onların anlayacağı şekilde anlatım ve ziyaretlerini sürdürmekte olduğundan kendisine , “Halk Adamı” ya da, “Halkın adamı” denilmektedir.
Durum bu dur. Bir tarafta Tekin, Diğer tarafta Kılıçdaroğlu’nun dillendirdiği ama adaylığını açıklamadığı İmamoğlu.
Bunları Binali Yıldırım la karşılaştıranlar, İmamoğlu’nun tanınmadığını Yıldırım ise Bakanlık, Başbakanlık ve TBMM başkanlığını yaptığını söylüyorlar ama İzmir seçimlerini kaybettiğini dillendiren yok.
Kılıçdaroğlu ise, “İmamoğlu nu tanıtırız” derken, Tekin için, “Hiç sahadan ayrılmadı. O hep halkın içinde” diyor. Gürsel Tekin ise, “Çok uysalım ama, koyun değilim. Anket yapılsın kim çıkarsa hep beraber çalışıp İstanbul’u alalım” diyor.
Bu seçimin en önemli yeri, ana teması ise Genel Başkan Kılıçdaroğludur.
Aday kim olursa olsun kazanırsa Kıalıçdaroğlu da kazanmış olacaktır.
İstanbul kaybedilirse, Kılıçdaroğlu kaybetmiş sayılacaktır.
Bekleyip göreceğiz…