Seçime 3 gün kala tarafsızlık psikolojisi!

14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarını hepimiz gördük. Tek tük, ufak tefek itirazlar halen yasal olarak inceleniyor milletvekili seçimleri için, ancak cumhurbaşkanlığı seçimleri tamamlandı ve 2. tur seçim yapılması, YSK tarafından ilan edildi…
Resmi Gazete’de de yayınlanan bu duruma istinaden, 23 Mayıs 2023 tarihi itibariyle yurt dışında Türklerden, son yapılan açıklamaya göre yaklaşık 1 milyon 400 bini yeniden oylarını kullandı.
Gümrük ve havalimanı kapılarında ise 28 Mayıs akşamına dek, ülkeye giriş çıkış yapanlar oy kullanabilecek…
28 Mayıs 2023 akşamı, sandıklar kapatılınca, hepimiz bekleyeceğiz. Öncelikle, YSK, seçim yayın yasaklarını kaldırdığını ilan edecek. Sonra da veriler hızla akacak…
Anadolu Ajansı’na niye saldıracak kelamla birileri. Haklı ve haksız ama onlarca saldırı yapılacak.
Yetinmeyecekler, muhalif kanadın KRT’si ile kardeş olan ANKA Ajans’a da, “Sen kimin adamısın lann?” diye efelenenler olacak sosyal medyada. Birileri de “Bizim, bizim. Ama Gürbüz Çapan’ın, veya Tuncay Özkan’ın veya Donald Trump’ın. Sahibi kim bilmiyoruz, ama birilerinin işte. Sonra muhafliler şaşıracak… “Haaa, Anka bizdenmiş…”
Cumhurcular da Milletçiler de Tayyipçiler de Kemalciler de sosyal medyadaki cahil cüheladan, psikopatolojik anormallerden çok çektiler, çekmeye devam ediyorlar…
Her iki kesimin de amigoları var, holiganları var, fanatikleri, vandalları var.
Oysa, tüm kesimlerin aydın fikirli, konuşunca ağzından bal damlayan, İlber Hoca tadında, güzel insanları da var…
Bugüne dek, bir tane akademisyen çıkıp da HDP adına konuştu mu?
Bir tek akademisyen, CHP, AK Parti, MHP adına konuştu mu?
Tabi konuştu, diyenlere, hepsinin de siyasi görevi, makamı, rütbesi veya beklentisi olanlar, oysa biz, akademik bakış istiyoruz, dedik…
Cehalet suç değildir…
Cahil kalmaktaki inat suçtur, küfürdür, inkardır, vahşettir, zulümdür..
Ülkemizde, şu an trafik sorunundan daha büyük, pandemi – ponomiden daha ağır, terörden de ağır, hepsinden ve tüm belalardan büyük bir sorun var:
Sevgisizlik…
Ötekini sevmiyoruz…
Ötekini sevemiyoruz…
“Çünkü…” diye başlayınca, haklı oluyoruz…
Oysa, kim doğru, kim yanlış, buyrun evrensel kurallara göre bakalım: Yani, tüm zamanlarda, tüm asırlarda, tüm coğrafyalarda, tüm halkarda geçerli olan kurallara bakalım…

1. Ekmeğimizden çalma…

Cengiz Han, o yoksul günlerinde, ailenin ortak malı olan, kurutulmuş balıklardan birini çalıp, tek başına gizlice yiyen kardeşini öldürür ve öteki kardeşlerine şunu söyler: Ailemizden çalıyordu, hepimizin ölmesi ihtimaline rağmen, tek başına yedi…

Haşa.
“Malum yiyenler, bizi de görsün” demek değil..
Bir gram haram zıkkım, milletimin hakkı cebime – mideme gireceğine, bin kere canım çıksın, yeğdir, onurludur….
Ekmeğimizden çalanlar kimler?

2. Emniyetime, canıma malıma ırzıma, evladi iyalime göz dikme…

Kimdir, canımıza kast eden, bizi öldüren, öldüre öldüre yıldırmak isteyen, kimdir şiddetin en kanlısına sırtını dayayarak, siyasete dahil olup, haklı veya haksız, ama şiddete sırt vererek, omuz vererek siyasette bizim oyumuzu isteyen?
Silahı, öldürmeyi hayatımıza dahil edip, iktidarların da ekmeğine habire milliyetçilik sürenler kimler?

3. Yarınlarımızı kim ipotek altına alıyor?

Kim, dün ve bugün ve yarınlarda, çocuklarımızın rızkından, işe girmesinden, geleceğini kurmasında, ülkesinde mutlu ve huzurlu yaşamsından değil de tam zıddına, ülkeyi borçlandırıyor, sadece bize çalışır bu çark, siz yallah dışarı, diyor?
Yarınlarımız için doğru karar verebilecek miyiz?

4. Efendim; o parti bu parti. Türkiye’nin meselesi parti değil, seçilecek cumhurbaşkanının hangi insan olacağı da değil, çünkü Recep Tayyip Erdoğan da seçilse, Kemal Bey de seçilse, kişisel değil, kuramsal, kavramsal, yasal davranmak zorundadırlar…
Öyleyse, bu seçimler, biz seçilelim de bizim oğlana kıza, herife avrada, damada geline, kardaşa bacıya iş buluruz seçimi mi?
İhaleleri braz da biz kanazalım seçimi mi?
Ülke çıksız diye düze, canlarından vazgeçenlerin geride bıraktıkları için mi bu seçim?
28 Mayıs’ta, sakince gideceğim, gözlerimi kapatacağım ve içim kiminle vicdani olarak rahat, kiminle vicdani ve gerçekcilik bağlamında huzurlu ise oyumu da ona vereceğim…
Hemi vallahi, hemi billahi, hemi tallahi…
Hızır yoldaşınız olsun, Yüce Allah’a emanetsiniz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asker Avşar Arşivi