Seçim günü yaklaşıyor. Seçim çalışmaları tüm partilerde hız kesmeden devam ederken Çatalca'da adayların söylemleri de zaman zaman sertleşiyor. Çatalca Halkı tercihini kimden yana kullanacak?

1999-2009 Yılları arasında 10 yıl süresince belediye başkanlığı görevini üstlenmiş ve o dönemde yaptığı çalışmaları referans gösteren İYİ Parti Belediye Başkan Adayı İsmail İp’ten yana mı?

2009-2019 Yılları döneminde Çatalca Belediyesi’nde çeşitli kademelerde görev almış, Çatalca Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı yapmış daha sonra da İBB’de tecrübelerine yeni deneyimler ekleyip belediyecilikte yeteneklerini geliştirdiğini ifade eden CHP Belediye Başkan Adayı Erhan Güzel’den yana mı?

2019 Seçimlerinde Çatalca Belediye Başkanlığı’nı kazanan ve uzun yıllar belediyecilik tecrübesinin olduğunu, Çatalca’ya 5 yıldır yaptığı hizmetlerin bunca gelmiş geçmiş tüm belediye başkanlarının yaptığı hizmetlerle kıyaslanamayacak kadar fazla olduğunu her toplantısında dile getiren, yaptığı hizmetlerin 31 Mart Seçimini kazanırsa yapacaklarının garantisi olduğunu söyleyen mevcut Belediye Başkanı ve AK Parti Adayı Mesut Üner’den yana mı kullanacak?

Seçim çalışmalarında zaman daraldıkça seçmene hitap şekilleri de değişti. Ilımlı söylemlerle başlayan seçim propagandaları son günlerde özellikle AK Parti ve CHP Belediye Başkan Adayları arasında karşılıklı sertleşmelere ve restleşmelere sahne oldu. En iyi ben yönetirim en iyi benim projelerim yarışı yerini eski hesapların açılmasına bıraktı. Hatta kim daha Atatürkçü yarışına dönüştü. Bu tersleşmeler seçmeni ne derece etkiler bilinmez.

Çatalca diğer ilçelere göre daha farklı bir toplumsal yapıya sahip. Bu ilçede herkes birbirini yakından uzaktan tanır. Herkesin birbiri hakkında mutlaka bir fikri vardır. Akrabalık ilişkileri yoğun olduğu için bununla birlikte bireysel ilişkiler fazladır. Çatalca’da particilikten hatta projelerin çarpıcılığından, hizmet kabiliyetinden ziyade kişiye duyulan sempati öndedir. Seçmende güven, sempati ve samimiyet duygularını uyandıran aday ilçede seçimi alır. Yıllardır takip ettiğim seçimlerde seçmenin oy verme yönelimiyle ilgili gözlemim bu yönde olmuştur. Demek istediğim diğer ilçelerde adayları bu kadar yakından tanımak mümkün değil, tercih sebebi partisine duyulan sempati ve kazandığı vakit yapacakları üzerine vaatleri yönündeyken Çatalca’da seçmenin fikrini değiştirecek pek çok etken olduğudur. Örneklendirmek gerekirse en yakın geçmişte 2009-2019 döneminde CHP’den Belediye Başkanı Adayı olarak Cem Kara’nın iki dönem seçimi kazanması bunun en açık örneğidir. İktidar partisi ve İBB Başkanı ile aynı partiden olmadığı için pek çok hizmeti Çatalca’ya getiremediğini hatta bazı hizmetlerin engellenmesiyle karşı karşıya kalıp vaat ettiği projeleri hayata geçiremediğini ifade etmesine rağmen Çatalca'da yaşayanlar Cem Kara’dan vazgeçmemişti. Çatalca seçmeni farklıdır, gönlünü kazanırsan oyunu alırsın yani tüm vaatler, projeler bir yerde hikaye olur. Önemli olan süslü siyaset diliyle seçmeni etkilemek değil, dün yaptıkların ve bugünkü tutarlı tavrındır. Samimiyetine, dürüstlüğüne, insanlığına, adil olacağına inandığı adayı destekler ve koltuğa oturtur.

Aslında adayların yapması gereken en önemli şey “kendi gibi olmak”. Gereksiz polemiklere girmeye gerek yok. 1 Nisan sabahı her şey kaldığı yerden devam edecek. Kimin kime oy verdiğinin öneminin olmadığı bir güne uyanıp yine aynı komşularımızla, arkadaşlarımızla selamlaşıp sohbet edeceğiz. İyi günümüzde birlikte sevinip, zor günde birbirimize destek olmaya devam edeceğiz.

Seçimlerin özeti şu ki seçimde sandığa gidilir oy verilir, kalp kırılmaz.