Düşündüğüm kadar varsın

Herkesin kendi beyninde bir gündemi vardır ve tam da bu nedenle bir olay birisinde varken diğerinde yoktur. İki arkadaş bir olay yaşarsınız ve bakarsınız ki o hala oradadır ama siz değilsinizdir. O neden hala oradadır? çünkü sürekli düşünüyordur. Seni oradan alan şey düşünmemendir. ‘Var’ ya da ‘yok’ kavramı düşünme alışkanlığından kaynaklıdır. Tıpkı ana haber bültenleri gibi, bizim de beynimizde olaylar sıralaması vardır. Yalnızca o sıralamada olanlar hayatında vardır, sıralamada olmayanlar ise hayatında yoktur. Zihninde olmayan şey hayatında da olamaz. Hayatımızda yer kaplayan şeyleri düşüncemizle biz var ediyoruz. Sizin düşünerek hayatınızda var ettiğiniz şeyleri, başkasının hayatında da var zannetmeyin. Herkes kendi gündemini oluşturur!

Gelecek bir bilinmezlik. Neler olacağını veya bizim olup olmayacağımızı bilmiyoruz. Sadece tahminler üzerine kurulu bir muamma! Geçmiş de aslında yok. Oraya gidebiliyor muyuz? Hayır. Geçmiş nasıl var olur biliyor musunuz? Eğer geçmişi düşünürseniz, onu siz sadece kendi hayatınızda var edersiniz. Evet sadece kendi hayatınızda var edersiniz çünkü öyle bir şey yok. O bitti. Yaşandı ve bitti artık yok. Bu yüzden geçmişi ve geleceği düşünmek büyük bir saçmalıktır. Şu anda var olmayan şeyleri neden zihnimizde var edip şimdiki zamanı kaçıralım ki? Geçmiş ve gelecek yoktur, olan tek şey şimdiki zamandır. Geçmişi ve geleceği düşünmek şimdiki zamanı kaçırmaktır. Şimdiki zamanı kaçırmak da yaşamamaktır.

Yaşanılan olayları, kötü anıları veya arkadan konuşan insanları ben düşünerek hayatımda var etmem. Değerli olanı düşünürüm, değerli olana hayatımda yer veririm. Onlar konuşsun, zamanını benimle harcasın ve hayatında beni var etsin. Ama ben etmem.

Zamanım hepsinden daha önemli. Sizin istediğiniz şeyleri beynimde var edemem. Ancak kendi istediğim şeyleri beynimde var ederim. Ve üzgünüm ki siz, yalnızca düşündüğüm kadar varsınız. Düşünmediğim zaman ise yalnızca bir ‘yok’tan ibaretsiniz. Oysa ki bir saniyemizin bile çok önemli olduğu bu hayatı ben sevdiğim insanlara ayırmayı tercih ediyorum. Gülmeye tercih ediyorum, eğlenmeye tercih ediyorum, güzeli ve iyiyi düşünmeye tercih ediyorum. Çünkü su gibi geçen bu ömrü; gereksiz, değersiz, saçma ve anlamsız olaylara ve insanlara ayırmanın aptallığını biliyorum…

Şunu aklınızdan çıkarmayın: Size her şeyden çok acı çektiren şey, sizin kendi düşüncelerinizdir. Vuku bulan olaylar değildir çoğunlukla sebep; bu olayların ne denli korkunç olduğuna dair sizin getirdiğiniz yorumdur. Bunu idrak ettiğinizde, olan şeylerle artık zihnen tartışmadığınız başka bir yaşam biçimi olduğunu da idrak edersiniz. Böylece kendinize çektirdiğiniz ızdırabın sonu gelmiş olur. Şayet kendime acı çektirmezsem başkalarına da acı çektirmem. Çünkü bu ikisi daima birlikte hareket eder.” Eckhart Tolle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuğçe Marik Arşivi