13 milyon emekli perişan

Bugün, zamanında bu iktidarın değiremenine en çok su taşıyan kesimlerden ilki olan emekliler, iki gözüm iki çeşme ağlıyor. Hani şair demiş ya "Kör olasın demiyorum. Kör olma da gör beni" Umuyorum milyonlarca emekli kör olmadan onları bu hale kimlerin getirdiğini görüyordur. Şimdi rakamlara bakalım. Türkiye'de temmuz ayından itibaren en düşük emekli maaşı 3 bin 500 TL oldu. En düşük memur emekli aylığı ise 6 bin 78 lira.

Türkiye genelinde 8 milyon 615 bin işçi emeklisi, 2 milyon 718 bin esnaf emeklisi ve 2 milyon 389 bin memur emeklisi olmak üzere toplam 13 milyon 722 bin kişi emekli aylığı alıyor. Türkiye Emekliler Derneği’nin haziran ayında yaptığı bu araştırmaya göre İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde hemen hemen her beş kişiden biri emekli. Ve bu üç ildeki emekli sayısı neredeyse 5 milyonu buluyor

72 yaşındaki emekli öğretmen Bekir Tahsinoğlu; 7.500 TL emekli aylığı alıyor ve bu miktarın 5.500 TL'sini kiraya veriyor. Kirasını ödedikten sonra cebinde iki bin lira kalan bir emekli açlık sınırının altında. O nedenle gıda, doğal gaz, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarını gidermesi pek kolay olmuyor. Bunlar artık bazı temel gıdalardan da vazgeçiyorlar.Ucuz gıda için de sokak sokak dolaşmak zorunda kalşıyorlar. Emeklinin bu parayla ayakta kalabilmesi için yaşama şeklini değiştirmesi gerekiyor. Yani pek çok şeyi almaktan vazgeçiyor. Yoğurt yiyemiyor. Kayısı alamıyor, balık tüketemiyor. En ucuz balık 60 lira olmuş, balığa ya da ete selam veremiyor. Bu yeterince beslenememek demek. Bütün emekliler bu durumda.

Resmi rakamlara göre yıllık enflasyonun yüzde 80'leri aştığı ülkede gıda ve konut zamları karşısında dayanmak özellikle dar gelirli aileler için günbegün zorlaşıyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ) eylül ayı hesaplamalarına göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin 245,18 TL, yoksulluk sınırı ise 23 bin 599,93 TL.


Henüz kış gelmedi ama doğal gazı az kullanacak emekliler. Belki de evin içinde montla oturacaklar. Yani emekli artık yaşamdan verecek. Doğal gazı az kullanacak Evde montla gezecek. Suyu az tüketecek. Elektriği karanlık bastırmadan kullanmayacak. Ya kiralar. Kiralar çok pahalı, insanlar tersine göçe başladı. Hayat pahalı.

Son yıllarda artan elektrik, doğal gaz ve su faturalarına karşı boğazından kesmeye başlayana emeklilere maaşları da yetmiyor. Artık bir çeşit yemekle doymaya çalışıyor. Çünkü fatura ödemek zorunda. Eskiden lambalar açıkken rahatsız olmuyorlardı. Ama şimdi fazladan bir lamba açık kalsa hemen kapatıyorlar. Geceleri prizlerdeki fişleri çekmeye başladılar. Evdeki elektrikli aletler bozulacak diye çok korkuyorlar. Dikkat ediyorlar çünkü örneğin buzdolabı bozulsa alamayacaklar.
 


Doğal gazı açmayacaklar. Sobaya dönecekler.O da evde baca varsa tabi. Akşam bir soba yakıp oturacaklar. Çünkü doğal gaz artık lüks. Battaniye ile ısınacaklar. Sadece doğal gaz değil faturalar üçe katlandı. Emekli bunu hak etmiyor. Otuz yıl çalış. Vergi ver. Emekliliği hak et.İnsan gibi yaşamaları gerekirken, yalvarır duruma geldi. Aç kaldı.Emekli perişan oldu

Gıda enflasyonuna karşı bir çok üründen vazgeçen emekliler; peyniri, yağı köyü varsa oradan getiriyor. Çünkü artık buradan alamıyor. Her şey çok pahalı. Bir kilo domates yerine iki tane alıyorlar. Biber bile alamıyorlar. Hayat çok pahalı. Günlük tüketiyorlar her şeyi. Zaten etiketler her gün değişiyor. Acı gerçek kabahatın çoğu da sende emekli kardeşim.Bari bu sefer doğru karar ver.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Aslan Arşivi