Bir millet tükeniyor...

DOSTLAR ; Atalarımızın söylediği gibi, hesap bilmeyen kasap, ne bıçak bırakır, ne de masat. “Çin modeli uygulayacağım” diyen Erdoğan, ekonomiye artık Çin işkencesi yapmaya başladı.Hepimiz her geçen gün daha da fakirleştiriliyoruz. Bu Gömlek Yama Tutmaz.Ekonomi Çöktü. Türk Lirası Cumhuriyet tarihinde en değersiz seviyeye geldi. Dün faiz indiren Merkez Bankası sözde müdahale ediyor. Memleketin içinden geçtiler. Venezuela olmadan BU ÇÖKÜŞ durmayacaklar. Keşke yanılsam. Bir saptama yapalım burada ; Tek bir adamın talimatıyla, koskoca ülke yönetilmeye kalkılırsa, Bugün Türkiye’de olduğu gibi, krizler, skandallar da vakayı adiye haline gelir. Bu ülkenin Merkez Bankası'nın yıl sonu dolar beklentisi 9,98 TL. Yılın bitmesine 13 gün var Dolar 17.35 ülkemin gerçeği bu. Fıkra gibi. bunlar yine başladılar “Hepimiz suçluyuz, bu duruma gelmemizde hepimizin payı var” demeye. Ben suçlu falan değilim, en ufak bir payım da yok, içinde bulunduğumuz duruma zerre katkım olmadı o yüzden, kimse bana kendimi suçlu hissettiremez. Başka kapıya.
 

Şimdi çuvaldızı da kendimize batırralım. Nazım Hikmet'in "Akrep gibisin" şiirinde ki gibi. Allah kimseyi, evinin kirasını ödeyemiyorken 26 milyar liralık sarayda oturanları savunacak kadar akılsız; Çocuğuna süt alacak parası yokken; her ay elektriğe, doğalgaza çaya çorbaya zam yapanları alkışlayacak kadar da şuursuz yapmasın...
 

'Eli mızraklı baldırı yapraklı...'
Dostlar; Milli paramız, Tüm dünya para birimleri karşısında pul oldu. Geçtiğimiz yıl sonundan bu yana Türk Lirası; Dolar karşısında yüzde 54, Çin Yuan’ı karşısında yüzde 53, Rus Rublesi karşısında yüzde 52, Bulgar Levası karşısında yüzde 48, Pakistan Rupisi karşısında yüzde 46, Mozambik Metikali karşısında yüzde 58, Kaleşnikofla Merkez Bankası yöneten, Taliban’ın Afganisi karşısında yüzde 31, Hatta eli mızraklı, baldırı yapraklı, Papua Yeni Ginelilerin Kinası karşısında, Yüzde 52 değer kaybetti. Türk Lirası performansı en kötü para birimi oldu.
 

Maliye Bakanı başka gezegende mi!
Bu arada birde bu ülkenin Maliye Bakanı çıkıyor TBMM'den hepimizin aklıyla adeta alay ediyor, dalga geçiyor. Asgari ücretin ne denli yüksek olduğunu neleri rahatlıkla karşılayacağından söz ediyor. Diyor ki; “Berlin’de asgari ücret 1585 Euro iken şehir merkezindeki bir kira 1969 Euro, Amsterdam’da 1701 Euro ücret varken 2 bin 622 Euro kira, Paris’te 1555 Euro asgari ücret varken 2 bin 750 Euro kira, Türkiye’de yeni ücretimiz 4 bin 250 lira 40 kuruş, kira şehir merkezinde 1261 Türk Lirası” Bakan Nebati birara Mars'a gitmek ve dönmemek istemişti. Sanırım aklı orada kaldı başka gezegende yaşıyor. Olsun o da bugünlerin keyfini çıkarsın.
Vazgeçtim İstanbul'u herhangi bir kentte bir ev kirasının şehir merkezinde 1261 lira olduğu kesinlikle yalandır. Bence bu TÜİK'ten öteye geçti yeni bakan Nebati. Neden derseniz TÜİK'e göre duruma bakalım
 

TÜİK: “Yıllık bazda en yüksek artış lokanta ve otellerde” TÜİK’in verilerine göre yıllık bazda en yüksek artış, yüzde 28,90’la lokanta ve otellerde görülüyor. Bunu yüzde 27,11’le gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 25,14’le ev eşyası, yüzde 23,78’le konut izliyor. Yıllık bazda en düşük artış yüzde 5,77’yle haberleşme fiyatlarında. Alkollü içecekler ve tütündeki artışsa TÜİK’e göre yüzde 7,91"
Yani TÜİK diyor ki konut fiyatları bile son bir yılda yüzde 23 arttı. Ev kirası artışı yüzde 20'ye dayanmış. Burada demem o ki; sayın Bakan ya yanıltılıyor. Yada bilerek isteyerek kendi iradesiyle bizimle eğleniyor. Canı sağolsun. Vatandaşla kimler kimler eğlenmiyor ki varsın kalan şu kısa dönemde oda bizle eğlenip keyfini çıkartsın dostlar. !
 

Şimdi kısaca bu kira olayını toplayalım: Dün gazetemiz manşetinden de bu konu detaylarıyla yer almıştı. O paraya uyani 1261 liraya İstanbul'da kümes kiralayamazsınız. Bu diğer iller içinde geçerli. bakın emlakçılar ve yurttaşlar neler diyor. "İki zemin katı 3 bin 500, 4 bine vermeye çalışıyoruz. Ki havada gidiyor, bir günde gidiyor. 6 bine kadar gidiyor. Mümkün değil üstelik şehir merkezinde. Eğer ana merkezlerde Moda, Feriköy, Bostancı gibi, bin 261 TL’ye daire varsa hemen ben 10-15 tanesine talibim.” Ve ekliyorlar “Bakan şöyle bir gezsin de, kiracı gibi dolaşsın da ondan sonra rakam versin millete. Bakan bir gezsin sivil olarak normal bir vatandaş gibi. Kiralık daire arıyorum desin ondan sonra açıklama yapsın.” Bundan sonra ne olur biliyormusunuz; İşçi ve işvereni de karşı karşıya getirdiler sanki bu enflasyonu, dolar Euro yu bu seviyeye getiren işverenlermiş gibi. Hükümet çok iyi iş başardı, fazla sürmez orta kesim esnaf dükkanlarını kapatır hem fiyat artışı hem işçi maliyeti yarın kiralarda ikiye katlar esnafta dükkan kapatır,
 

Döviz ve altın durdurulamıyor
Dün sabah itibarıyla; Dolar 17.35 Euro 19.55 ve Altının gramı da 1011 Türek lirası idi. Türkiye'de her şey artık anlık yaşanmaya başladı. Küçük esnaf tükendi. Kur dengesizliği yüzünden hareket edemiyor. Malzeme bulamıyor. Rezalet diz boyu aldıran yok. Açıkçası da kimse ne yapacağını bilmiyor. Güvenli liman diye insanlar artık dövize altına yöneldi. Tıpkı savaş zamanları gibi. Ne acıdır ki ülkemizi yönetenler hala döviz bozdurun; atın şuraya 100'er milyon dolar demek gibi aymazlıklarını çekinmeden sürdürüyorlar. Bu ülkede 1 OCAK 2021 günü Dolar 7.37 TL iken 16 ARALIK günü 15.65 18 Aralık günü sabahı ise 17.35 lira oldu. Daha da vahimi bankalardaki mevduatların şu anda yüzde 65.3'nün döviz karşılığı olduğudur. Yani ülkemizde kim ne derse desin Türk parası neredeyse tedavülden kalkmış durumdadır.Bu ağır bir ekonomik tablodur. Ve çok acıdır. Bakın; şu tekerlemede her şey gayet net ; "Faiz nerede? Suya düştü. Dolar nerede? Dağa çıktı. Lira nerede?.Yandı bitti.Pul oldu" Yazıktır günahtır. Bizden geçtim geleceğimiz yok ediyorsunuz. Çocuklarımızı mahvediyorsunuz. Yapmayın etmeyin bu vatana yazıktır günahtır.
Erdoğan ‘Kur dediğin bugün artar yarın düşer’ demişti, ama…
Türk Lirası diğer para birimleri karşısında günden güne eriyor. 'Ekonominin sorumlusu benim ben' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Aralık 2021 günü AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada döviz kurlarındaki hareketlilik için "Kur dediğin bugün artar yarın düşer" dedi. Açıklamanın yapıldığı gün dolar 13 Euro ise 15 lira seviyesindeydi, aradan geçen 16 günde döviz soluksuz yükseldi. Dolar 4 lira, Euro 5 lira değer kazandı.
Geçmişte ‘Türkiye'nin ekonomisinin sorumlusu benim ben!’ diyen Erdoğan, 20 Mart 2021 gecesi Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ı görevden alarak, yerine Şahap Kavcıoğlu'nu atadı. Bu kararının ardından 7.20 seviyesinde olan dolar/TL paritesi 8 lirayı hızla geçti. Daha sonra yükseliş trendine giren dolar kuru son dönemde Merkez Bankası’nın aldığı faiz indirimi kararlarıyla önce 9 lirayı ardından hızla 11 lira seviyesini aştı.
 

İşler karıştı
Erdoğan’ın Kasım ayında yeni ekonomi modeline geçildiğinin duyurması ve “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadelemi de sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada, nas ortada olduğuna göre sana bana ne oluyor. Olaya buradan bakacağız ve ona göre de adımımızı atacağız” açıklamalarının ardından Türk Lirası’nda değer kaybı hızlandı.
 

Milletimiz 'Patates soğan

güle güle Erdoğan' diyecek
CHP Partisi Sözcüsü Faik Öztrak, son gelişmelerle ilgili olarak "Millet Erdoğan Şahsım Hükümetine tasdiknamesini vermek için artık gün sayıyor. Sandık önüne geldiğinde de, “Patates, soğan güle güle Erdoğan” diyecek" diye konuştu.
 

Herkes şaşkın
Öztrak; "Ülkeye istikrar getirecek diye milletimize pazarlanan, Erdoğan Şahsım Rejimi, Ne yapacağını şaşırmış vaziyette. Panikledi, tüm tuşlara aynı anda basarak Oynadığı oyunun bir sonraki bölümüne, geçmeye çalışıyor. Kibir ve cehalet, devlet yönetimindeki zafiyeti artırıyor. Yaşadığımız ekonomik buhranı da, Besleyip, büyütüyor"Son üç yılda, Üç Hazine ve Maliye Bakanı, Dört Merkez Bankası Başkanı, Dört TÜİK Başkanı gördük.Ama baş aşağı gidiş durmadı. Kötü yemek yapan aşçı yerine, Bulaşıkçıyı değiştirmek, Yemeği lezzetli yapmaz. Beceriksiz aşçıyı değiştirmeden, Ağızlar tatlanmaz. Değiştirilmesi gereken Erdoğan’dır.Ülkede istişare bitti. Kural bitti, kendini kral sanan var. Bürokratlar Erdoğan’ın iki dudağına bakıyor. Onun talimatı olmadan kimse iş yapmıyor." şeklinde konuştu.
 

Böylesi görülmedi
Öztrak ; “Talimatlandırmak” diye, Ucube bir saray jargonu devlette yaygınlaştı. Anayasamızın ve kanunların emrettiği işleri yapmak için bile, Sarayın “talimatlandırması” bekleniyor. Orman yangınlarını söndürmek için dahi “Talimatlandırma” beklenir oldu. Bürokraside, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla” diye söze başlamadan, Cümle kurulamıyor.Devlet yönetimine bugüne kadar, Çok saygın Başbakanlar, Cumhurbaşkanları geldi geçti. Ama Erdoğan Şahsım Rejiminin bu sakil üslubu ve yönetim anlayışı daha önce hiç görülmedi." diyerek olanlardan Erdoğan'ı sorumlu tuttu
 

Türk mlleti elden gidiyor
Bakın dostlar; Asgari ücretilanının ardından 24 saatte eridi. Markette herkes asık suratla alışveriş yapıyor, 19-20 yaşında ki gençler kendini 50-60 yaşında hissediyor. Otobüslerde, İş yerlerinde, Misafirliklerde, Cafelerde herkes doları ve zamları konuşuyor. 13-14 yaşında ki çocuklar bile asgari ücret takip ediyor. İşte size yeni Türkiye! Asgari Ücret Komisyonu'nun belirlediği yeni asgari ücret, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 16 Aralık'ta açıklandı. Fakat yeni asgari ücret, döviz kurunda yaşanan rekorlar sonrası 24 saatte eridi. 16 Aralık kuruna göre, 274 dolara denk gelen 4 bin 253 liralık asgari ücret, 18 Aralık saat 11.32 itibarıyla 245 dolara denk geliyor.Ve bir ayrıntı daha verelim 4250 Türk Lirasını bozuk paraya çevirip hurdaciya satsak 6500 TL yapıyor .!
 

Erime hızla sürüyor
Açıklandığında 274 dolara denk gelen 4 bin 253 liralık asgari ücret, 36 saat içinde daha da eridi.Dolar/TL’nin 16,90’ı görmesiyle; 2021 yılının asgari ücreti, 17 Aralık saat 13.32 itibarıyla

251 dolara denk geliyordu. Dün ise bu erime 245 dolara kadar asgrai ücreti geriletti.
Türkiye'de artık Rusya’nın esnafı, Almanya’nın işçisi, İngiltere’nin emeklisi, Japonya’nın öğrencisi gelip memleketimizin dört köşesini gezsin, beş yıldızlı her şey dahil tatil yapsın, bizim emekçiler şehirlerarası otobüs bileti alamasın, faedersiniz ama kıçını silecek kağıt bulamasın. Bu Kölelik Düzenine Hayır! demek zorundayız.
 

Ekonomi tepetaklak gidiyor
2019 başında Erdoğan yaptığı açıklamalardan birinde "Bunlara göre dolar 10 lira olacak, enflasyon %30'u aşacak, bankalarımız tökezleyecekti. Noldu? Bunların hiçbiri oldu mu?" demişti. Şimdi biz soralım Olmadı mı?
 

Merkez Bankası son dört toplantıda 500 baz puan faiz indirirken, faiz indirimlerine başladığının ilk sinyalini verdiği Eylül ayı başından bu yana TL yaklaşık yüzde 51 değer yitirdi. Dolar/TL kuru yılbaşına göre yüzde 129 yükseldi. Değer kayıplarının büyük bölümü son bir buçuk ayda meydana geldi. Dolar/TL’de yükseliş Merkez Bankası’nın (TCMB) devam eden faiz indirimleri, ucu açık yönlendirmeleri ve müdahaleleri sonrası da sürdü. Dolar/TL bugün 17.35 ile rekor kırdı.
Böylelikle, Merkez Bankasının 1 Aralık'ta başlayan müdahale sürecinde 5 günde toplam satış miktarının yaklaşık 6 milyar dolara ulaşmış oldu. Merkez Bankası'nın dördüncü müdahalesinde 1 günlük satış miktarı 2.5 milyar dolar olmuş, yabancı yatırımcının da ciddi şekilde alıcı olması, müdahale büyüklüğünü artırmıştı.
 

Ülkemiz yangın yerine döndü
TBMM'de görüşülen bütçe benim yurttaşıma, benim garibanıma, benim fukarama hayır getirmez. Sadece kol kola girdikleri yandaşlara hayır getirir ama onların da memlekete zaten hayrı yok! Erdoğan Tipi Ekonomi Modeli ile Türkiye tepetaklak gidiyor.. İşçinin alacağı zamlı asgari ücret daha cebine girmeden çalındı.İktidar sözde yangını söndürmek için tekstilci bakana çorapçı yardımcı atıyor. Ne de olsa her şeyin ucuzu Mahmutpaşa’da.Don da var.Ucuz emek de. 3 Euro=60 TL 3 TL'ye simit bile alınamıyor. Dolar 17.35 lira Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına üç yıldır para ödüyoruz, borcumuz azalacağına borcumuz arttı! Merkez Bankası 1 Aralık’tan bu yana 6 milyar dolar ‘yaktı’Merkez Bankası'nın doğrudan döviz satış yöntemiyle yaptığı beşinci müdahalesinde yapılan satış tutarının yaklaşık 2 milyar dolar olduğu belirtildi "Paramız bellidir, o da Türk Lirası'dır" diyen Sayın Cumhurbaşkanına soruyorum; neden yandaş müteahhitlerinize ödeme garantilerinizi dolar üzerinden veriyorsunuz?
 

Serbest ekonomi bu mudur!
“Türk Lirası cinsinden kullandırılan kredilerin, Amacına aykırı işlemlere konu edilmesi” ne demek? Eğer serbest piyasa ekonomisi isek, Eğer Türk Lirasına konvertibl diyorsak, Kredi özel bir amaca dönük olarak, Doğrudan devlet tarafından verilmiyorsa, Devlet tarafından sübvanse edilmiyorsa, Ne şekilde kullanıldığı, Ancak konusu suçsa devleti ilgilendirir. Tüm kredilerle ilgili getirilen bu düzenlemenin amacı nedir? Kredinin amacına uygun kullanılmaması da ne demek? Amaca aykırı kullanımı, Hangi kanunla, hangi yetkiyle BDDK belirleyecek? Kime abanın altından sopa gösteriyorsunuz? Eylül ortasında yüzde 19 olan TCMB faizi, Sarayın talimatıyla 3 ayda 5 puan düşürüldü. Ama piyasalardaki faizler düşmüyor. Erdoğan politika faizini düşürdü, Ama ne piyasa faizi ne enflasyon düştü, Ne de paramızın değer kaybı azaldı. Azalmayı bırakın, daha da arttı. Şimdi Millet aldığı krediyi dövize yatırıyorsa, Sarayın talimatıyla, Arşa çıkan döviz kurunu da, enflasyonu da Sürdürülebilir bulmuyorsa kabahat kimde? BDDK bu yazıyı vatandaşa değil, Merkez Bankasından yüzde 15’ le borçlanıp, Bunu hazineye yüzde 22 den satan bankalara yazsın.
 

Cin şişeden çıktı
İşte ekonomiye aklıselime ve bilime aykırı müdahalelerde bulunursan, cin şişeden çıkar ve artık olacakları durduramazsın. Krediyi siz cebinizden vermiyorsanız, Milletin aldığı krediyi nasıl kullandığına karışamazsınız. Böyle bir ekonominin adı, Serbest piyasa ekonomisi olmaz. Böyle bir ekonomi dışa açık olmaz, Parası da konvertibl olmaz. Böyle bir ekonominin adı, “Kumanda ekonomisi” bile olamaz. Çünkü kumanda ekonomisi de kurala dayanır. Kumanda ekonomisinde; Plan vardır, program vardır. İyi kötü bir hesap vardır, kitap vardır. Bu olsa olsa, Erdoğan Şahsım Rejiminin ucube “talimat ekonomisi” olur.
Demek ki sorun dışarıda değil, Sorun dünyada değil. Sorun bizde. Sorun doğrudan Erdoğan Şahsım Hükümetinde.Bu Yönetim, Güzelim ülkemizi elin evladı için, 1 milyoncu mağazasına çevirdi. Bu ülkenin öz evlatlarını da parya yaptı.
Milli paramızın değeriyle beraber, Milli varlıklarımızın değerini de beş paralık etti. Milletimizin tasarrufları, Yılların emeği ve birikimi bir anda pul oldu. Şimdi bu ülkenin en değerli limanlarını, En stratejik tesislerini, Körfez şeyhlerinin üstüne yapmak için fırsat kolluyorlar. İşte esas mandacılık budur. İşte esas utanmazlık budur. İşte asıl ahlaksızlık budur.
 

Doların hızlı yükselişi
Erdoğan’ın müellifi olduğu talimat ekonomisinde, Ne hesap var, ne de kitap. Akıl, fikir hiç yok. “Ol dedim, olsun!” Kafa da, anlayış da bu Erdoğan ve damadı; Kerameti kendinden menkul, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” safsatası için, Bu ülkenin 128 milyar dolarını yok ettiler.
Damat 128 milyar doları kamu bankaları eliyle Güya çaktırmadan satarken, “Dolar 10 lira olacak ya, 15 lira olacak ya. Çok beklersiniz” diyordu. Ama ne yazık ki çok beklenmedi. Dolar kısa sürede 10 lira da oldu. 15 lira da oldu. Bugün 17 liranın üzerinde. Ama olan bu arada da, Milletin 128 milyar dolarına oldu. 128 milyar dolar kimlerin cebine gitti? Hangi kurdan, kimlere satıldı? Bunu hala öğrenemedik. Damat “at izi, it izine karıştı” dedi. Kaçtı gitti. Şu anda Merkez Bankası’nın kasasında, Bankaya ait tek sent yok.
10 Aralık itibariyle Merkez Bankası’nın döviz kasası, 38 milyar 781 milyon dolar açık veriyor. Ve hala Merkez Bankası, Kendisine ait olmayan dövizleri satmaya devam ediyor.Beşinci müdahale geldi. Bu çare olur mu? Olmaz. Dibi delik kova suyu tutmaz.
Piyasa da bunu biliyor. “Görelim bakalım, Daha ne kadar döviz satıp, dolar kurunu tutabileceksin” diye, Merkez Bankasını test ediyor. Son iki haftada piyasaya milyarlarca dolar satıldı. Ama hiçbir etkisi olmadı. İşte dolar 16 lirayı geçti. 17 liraları gördü. Son müdahaleye rağmen, 16 liranın üzerinde durmaya da devam ediyor. Devlet ve ekonomi yönetimi gayrı ciddiliği kaldırmaz. Ülkede işsizliği arşa çıkarırlar. “Her patron birer işçi alsa, İşsizlik sorunu hallolur” derler. Sorumluluğu patrona yıkarlar.
 

Türk Lirası pul oldu
Türk Lirası’nı pul ederler. “Her patron 100 milyon dolar satsa, Türk Lirası’nın erimesi durur” derler. Sorumluluğu yine patronlara yıkarlar. Sel olur vatandaş dere yatağına ev yapıyor. Yapmasa sel olmaz derler. Sorumluluğu vatandaşa yıkarlar. Sizin modelinizde her işi başkası yapacaksa, Allah aşkına siz orada niye oturuyorsunuz? Siz ne işe yarıyorsunuz? Memlekette iyi bir şey olursa, Erdoğan’dan geliyor. Ama kötü bir şey olursa da, sorumluluğu başkasına atmakta sınır yok. Bunlar sorumluluğu yüce Allah’a atmaktan bile çekinmiyorlar.
“Türk tipi başkanlık sistemi gibi Türk tipi ekonomi modeli değil, Erdoğan tipi ekonomi modeli. Bu ekonomi modeli, başı ağrıyanın kolunu kesmek, dişi ağrıyanın bacağını kesmek gibi bir şey. Bilimden, akıldan, izandan uzak bir ekonomik model. Yirmi yıldır Türkiye’ye kan kusturan bu anlayış iflasın eşiğine getirdi. Böyle bir ekonomik modelle Türkiye tepetaklak gidiyor, vatandaşların önünü görmesi mümkün değil.
84 milyonluk bir ekonomi üzerinde, Adeta canlı canlı deney yapıyorlar. 84 milyonu kobay gibi kullanıyorlar. Ülkeyi bitkisel hayata sokuyorlar. Sonra da yeni atanan Nebati Bakan çıkıyor, Model çalışmazsa, millet perişan olursa, “Üzüleceğini” söylüyor. Bakandaki anlayışa bir bakın, Şimdi de “Tutmazsa üzülürüm modeline” geçtik. Nebati Bakan, “Ben kaybedersem babamdan kalan koca fabrika gider, Milletin maaşından başka kaybedeceği bir şey de yok” diyebiliyor.
Herkesin helal kazancı, alın teri, en az sizin babadan kalma işletmeniz kadar değerlidir. Şecaat arz ederken, Sirkatin söylemek bu olsa gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi