Dar gelirli darda!

Her felaketin ardından hep bilikte haykırırız "Bu son olsun" diye. Kesinlikle son olmaz ama sonun başlangıcı olur. Türkiye'de yeni bir felakete değin. Önlemler, yasalar, denetimler hep günü kurtarır. Gün kurtulur . O gün olanlar gider gelenler de elinde bulduğu durumu eskiyi suçlayarak yoluna devam eder. Bu kısır döngü falan değil Dostlar! Bu Türkiye'nin birebir acı gerçeğidir. Cehaletle içiçe geçmiş, yobazlıkla itinayla sarmalanmış, din adı altında saçma sapan hurafelerle yalanlarla desteklenmiş bir " hırsızlıklar, yolsuzluklar" manzumesidir. Yirmi yıldır bu ucube sisteme nokta koyamayanlardır aslında enkaz altında kalanlar.  Onların rant hevesleridir ve cahil cühelaya beylik verenlerdir. O beyliklerin saçma sapan bilim dışı akıl dışı uygulamalarının bu ülkeyi getirdiği son noktada budur. Onun için bundan kurtulmanın tek yolu aklın bilimin bilimin yolunda birleşmektir. Dostlar ! Her doğan, bugün 3 bin 213 dolar daha borçluysa, AKP bunun sorumlusudur Her doğana daha çok borç yıkan AKP'dir. Birde ülkemizde son durum "Ankara seçim, vatandaş geçim ve barınma derdinde"  Dostlar ! Deprem bölgesinde terlik yok kahvaltılık yok. Ama sorarsan bir gecede 115 milyar Lira bağış toplandı. 

Terlik kahvaltılık gerekli 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen gün yaptığı açıklamada deprem bölgesindeki talepleri saydı saymasına da. Tepkilerin odağı oldu. Soruyor vatandaşlar. Kahvaltılık, terlik ve eşofman mı?! Bir gecede 115 milyar TL bağış topladınız. Bu miktar koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2023 bütçesiyle aynı! Ve terlik bağışı istiyorsunuz, inanılmaz...Depremzedelere yardım için toplanan paraların akıbeti merak ediliyor: 115 milyar lira nerede? 6 Şubat’ta 11 ili etkileyen Kahramanmaraşlı depremler sonrası  yardım için “Türkiye Tek Yürek” kampanyası düzenlendi. Ancak toplanan 115 milyar liranın ne için kullanıldığı bilinmiyor. Deprem bölgesinde yurttaşın hâlâ çadırı yok. Yurttaşlar “Toplanan 115 milyar lira nerede” diye sorarken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir kez daha yardım çağrısında bulunup “Kahvaltılık ürün, çay ve şeker istiyoruz” dedi.

Fuat Oktay'dan yanıt var !
Toplanan bağışlarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay; "Türkiye Tek Yürek kampanyasında taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon 528 bin liranın, 74 milyar 118 milyon 164 bin lirası yatırılmıştır. Toplanan yardımın her bir kuruşu deprem bölgesinin inşa ve ihyasına harcanmaktadır. Taahhüt edilip henüz AFAD hesaplarına aktarılmayan kısmın da önümüzdeki günlerde söz verenler tarafından iletileceğine inanıyorum."dedi.

Taneyle alışverişe cep dayanmıyor
Bir yanda deprem bir yanda depremden de beter "Hayat pahalılığı".  Yaşam o kadar zorlaştıki enflasyon ve zamlar yüzünden kilogram ile alışveriş yapamayan vatandaşlar pazara ve markete gittiklerinde ürünleri tane ile almaya başladı. Ancak ürünler tek tek alınınca bile oldukça pahalıya geliyor. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı vatandaşları kara kara düşündürüyor. Geçen yıl dilim ve gram hesabıyla yapılan  alışverişte 16 adet ürüne toplamda 58.23 TL harcandı. Ancak sıkı durun bakalım. 14 ay sonra aynı yerden yine adet, gram ve dilim hesabıyla yaptığımız alışverişe bu sefer 159.20 TL ödendi. Böylece bütçesine uysun diye tane ile alışveriş yapan vatandaşın cebinden çıkan para 1 yılda katlandı.

Her şeye zam
Zirve yapan hayat pahalılığı, vatandaşların kiloyla aldıkları meyve-sebzeleri gramla hatta taneyle almalarına neden oluyor. Son 14 ay içinde 16 ürün arasından fiyatı en fazla artan ürün portakal oldu. Portakalın fiyatı bu dönemde yüzde 805.7 oranında arttı. Fiyatı yüzde 705.4 zamlanan sivri biber zam sıralamasında ikinci sırada yer aldı. Bir dilim beyaz peynirin fiyatı da 3.26 TL'den yüzde 421.1 artarak 16.99 TL'ye yükseldi. Domatesin fiyatı da yüzde 403.4 arttı.

Kemik fiyatı bile cep yakıyor
Et alamayan vatandaşlar kemik alıp suyu ile yemek yapıyor. Ancak kasapların bir dönem atık olarak kullandığı kemiğin fiyatı da diğer ürünlerde olduğu gibi uçuşa geçti. Ocak 2022'de 300 gram kuzu kemiğinin fiyatı 8.82 TL iken, Mart 2023'te fiyatı yüzde 308 artarak 35.99 TL oldu. Bu dönemde en az fiyat artışı ise yüzde 22.2 ile karnabaharda görüldü.

Zamların ardı arkası kesilmiyor! 
Dar gelirli için etli yemek hayal oluyor. Kırmızı ette fiyat artışı durdurulamıyor. Depremin vurduğu hayvancılık sektöründe Ramazan ayı öncesi ‘maliyet artışı’ kaynaklı zamların devreye girmesi ve ülke genelinde yaşanan şap hastalığı nedeniyle et fiyatları son bir ay içerisinde yüzde 30 arttı. Kasaplarda kıymanın kilo fiyatının 300 liraya kadar yükselmesi dar gelirlinin tencereye et koymasını imkansız hale getirdi. Eskişehir sokaklarından yükselen sesler, etin adının bile anılmadığını gösteriyor Pahalılık ve alım gücünün düşmesiyle birlikte vatandaşlar en temel gıda maddelerinden olan kırmızı eti tüketemez hale geldi. Kilo ile et alma devri biterken, eti veya kıymayı gramla da olsa alabilenler kendini şanslı hissediyor.

3 ayda yüzde 51 arttı
Kırmızı ete yılbaşından bugüne kadar gelen zam oranı yüzde 50’yi, son bir ay içerisindeki zam oranı ise yüzde 30’u buldu. Ulusal Kırmızı Et Konseyi'nin verilerine göre dana karkas kesim fiyatı bazı bölgelerde 180 lira oldu. Kasaplarda kıymanın kilosu ise 300 TL’ye yaklaştı. 6 Şubat depremlerinin vurduğu hayvancılık sektöründe Ramazan ayı öncesi maliyet artışı kaynaklı zamlar ve ülke genelindeki şap hastalığı kırmızı etin fiyatının artmasında büyük etken oldu. Ete yapılan zam dar gelirli vatandaşları etkiledi. Ayda bir kere et veya kıyma alabilen vatandaşlar, son gelen zamlarla birlikte kırmızı ete veda etmek durumunda kaldı. İmkanı biraz daha iyi olan vatandaşlar ise bundan sonra et veya kıymayı gramla ancak alabileceklerini ifade etti.

Yemeğe et yalan oluyor
Geleneksel Türk mutfağının değişmezi “Etli yemekler”  son zamlarla birlikte artık tarih oluyor. Pahalılık ve alım gücünün düşmesiyle birlikte vatandaşlar en temel gıda maddelerinden olan kırmızı eti tüketemez hale geldi. Kilo ile et alma devri biterken vatandaşlar gramla et veya kıyma almaya başladı. Et fiyatlarına yapılan fahiş zamlar üzerinde Tarım ve Orman Bakanlığı harekete geçerek, Ramazan ayı öncesi ithalat yoluyla Avrupa ve Güney Amerika’dan canlı hayvan ve karkas et getirileceğini açıkladı. Yurttaşlar ise , ithal et getirmek yerine ülkede üretimin ve besicinin desteklenmesi gerektiğini söylediler

İthal etten yarar yok
İthal ete karşı olduğunu dile getiren yurttaşlar  “Bizim ülkemizde yetişen etle aynı olmuyor ithal et. Ama gel gör ki kasaba gidip et alamıyoruz. Eskiden kasaba gidince 2-3 kilo et alırdık. Şimdi 250-500 gram arası alabiliyoruz. İthal et alacağımıza üretime destek verelim. Ben bu konuda üreticinin desteklenmesi taraftarıyım” dediler 

Etin adı yok!
Son bir aydır etin adını bile anmadıklarını belirten yurttaşlar. "Et alamıyoruz çünkü para yok. Emekli aylığıyla zor geçiniyoruz. Et almak lüks oldu. İthal et getirtilince ucuzlayacağını düşünmüyoruz. Üretim gerek ülkemize. Son bir aydır etin adını bile anmıyoruz. Tavuğu bile haftada bir zor alıyoruz. Et konusunu sildik ailecek. Çünkü et almaya gücümüz yetmiyor” ifadelerini kullandılar

Et için bayramı bekleyen var 
Eğer et ithal olarak alınıyorsa bu noktada oturup düşünülmesi gerekiyor.  Hayvancılığın olduğu bir ülkede neden et dışarıdan geliyor? Çünkü besicileri desteklemiyorlar. Vatandaş çok zor durumda. İnsanlar et yiyemiyor. Evlerine kurbandan kurbana evine et giren vatandaşlar var. Ankara seçim, vatandaş geçim derdinde Dostlar; vatandaşlar “Her şey çok pahalı. Üretime destek verilmesi gerekirken ithal et alıyorlar. Ben ot yerim ithal et yemem. Düzenimiz çok bozuldu. Bir simit aldık arkadaşımla paylaştık durumu sen düşün. Bu pahalılık normal değil. Bu kadar verimli topraklar varken ülkemiz niye bu halde. Sonumuz hiç iyi değil” diyerek tepkisini dile getiriyorlar

Tarım Kredi bildiğiniz gibi
Tarım Kredi Kooperatif marketlerinde geçen yıl 169 lira olan Ramazan kolisinin bu yıl 320 liraya çıktı. Aynı koli 2018 yılında sadece 49 lira idi. “Hani fiyatlar sabitlenmişti?” diye soran CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Gıda enflasyonu devam ediyor, dar gelirliler Ramazan ayını çok zor geçirecek. AKP Genel Başkanı sabit fiyat anlatısı rafta zam olarak sırıtıyor” dedi. Gürer, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta, Tarım Kredi Kooperatiflerinin satış marketlerinde ürünlerin ucuz olduğunu söylemesine rağmen, bu marketlerde de fiyatların geçen yıla göre yüzde 100'e yakın oranlarda arttığına dikkat çekti. Tarım Kredi Kooperatifinden aldığı Ramazan kolisinin içindeki ürünleri tek tek göstererek, ürünlerin geçen yılki fiyatlarıyla bu yılkı fiyatlarını kıyaslayan Gürer, 2018 yılında 49 lira olan Ramazan kolisinin geçen yıl 169 liraya bu yıl ise 320 liraya kadar çıktığını ifade etti. Koli pahalı ama içinde peynir ve zeytinin obile yok. Kırmızı ve beyaz etin ise bu kolide zaten düşünülmüyor.Ekmek fiyatlarındaki artış da dikkate alındığında bu yıl ramazan sofraları geçen yıla göre nerede ise yüzde 100 artarak kurulacak. Fakir fukara yediğini kısarak bütçesi oranında oruç tutacak 

Mutfaklarda yangın var 
Gıda enflasyonu devam hızla yükseliyor. Sabit gelirli ve dar gelirlilerin bu yıl da Ramazan ayı çok zor geçecektir. Fiyat artışı sürdükçe vatandaşın beli bükülüyor, mutfaktaki yangın devam ediyor. Zam üstüne zam geldikçe huzur gidiyor, dertler artıyor, yoksulluk yaygınlaşıyor. Vatandaş birçok ürünü sofrasına koyamıyor. Sebze ve meyve fiyatlarının yanında özellikle et fiyatlarının son aylarda hızla yükselmesi ailelerin bütçesini zorluyor. Emekli içinse sorun giderek ağırlaşıyor. Bayram ikramiyesinin asgari ücret seviyesine çıkarılması istendi ama ona bile karşı çıktılar Dostlar! 
Türk kadını 90 yıl geriye gitti. Şimdi. Cumhur ittifakı ile gündeme gelen kadın hakları konusuna da kısaca değinmek isterim. Bir hafta önce kutlandı. 8 Mart Dünya Kadınlar günü, ya da kimine
 göre Dünya Çalışan Kadınlar Günü.  Ben çalışmayan kadın görmedim. Her kadın emekçidir. Aslında bugünün amacı kadının sosyal, siyasal ve ekonomik haklarının elde edilmesi için kadınların örgütlenmeye başlamasını sağlamaktır. Bu süre Türkiye dışında hemen tüm ülkelerde kadınlar için zorlu ve kanlı olmuştur.

SON SÖZÜMÜZ; Bugünün muktedirlerine olsun. Bugün Türkiye’de durum iliklerine kadar budur! Yalan söylediklerini biliyoruz, yalan söylediklerini biliyorlar. Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar. Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini biliyoruz.Ama hâlâ yalan söylüyorlar. /Alexandr Isayevich SOLZHENITSYN

KUTU
Kadın hakları geriledi
Türk kadını ise muhtemelen Dünya’daki en şanslı kadındı. Bir büyük adam, Mustafa Kemal Atatürk, muhtemelen Dünya’da kadınla erkeği eşit gören, bunu yasa karşısında da eşit hale getiren, kadınlara sosyal ve siyasal haklar konusunda bugünkünden bile ileri görüşlere sahip olan bir lider olarak herhangi bir örgütlü arayışa bile gerek kalmadan her türlü hakla donatmıştır.
Atatürk'ten bu yana  kadınımız geriledi. Bugün ne yazık ki, Türk kadını Mustafa Kemal Atatürk döneminden yana bundan hemen hemen 100 yıl öncesinden daha sıkıntılı bir sürecin içindedir. Her gün öldürülmekte, her gün cinsel ve ekonomik olarak sömürülmekte ve giderek gerileyen bir sosyal konuma itilmeye alışılmaktadır.Bugün bile kadınlar bir araya gelemesin, kadınlar ellerinden alınan haklarını geri isteyemesin, seslerini duyuramasın diye metrolar kapatılıp, meydanlar kuşatılıyorsa Türk kadını 100 yıl geriye götürülmeye ve oraya hapsedilmeye alışılıyor demektir. Kadının gere gittiği bir toplumun, ileriye gittiği ise asla görülmemiştir. Kadını mutsuz olan bir toplumda mutluluk olmaz. Kadının acı çektiği bir toplum, külliyen acı içindedir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi