Çeşitli zamanlarda CHP’nin yönetim kadrosunda olanlar ve partinin adından yararlanarak, partiye hiçbir katkısı olmadığı halde, orada gününü gün edenler, şimdi değişim öyle mi? El insaf yahu!

Lafı uzatmaya gerek yok. Bunların kim olduğu, geçmişte ve halen ne yaptıkları, partiye ne katkıda bulundukları belli.

Bunlar bu günlerde bir değişim diye tutturdular. Elbette değişim ama, her şey sırayla. Değişimin kendi kendine mi oluyor?

Yoksa kendini partiden üstün sayanların laflarıyla mı oluyor?

Efendiler farkında mısınız, partide değişim başlamış. MYK değişmiş, Parti Meclisi değişim için gerekeni yapmak üzere Genel Başkan’a yetki vermiş mi? Evet. Üst kurullar kurultay kararı alıp, takvimi başlattı mı? Evet. Eee o zaman sizlerin derdi ne? Yoksa değişimin kurultay kararı ile olacağını bilmiyor musunuz?

Değişim gönüllüleri ya da fedaileri lafı eveleyip, gevelemeden ne istiyorlarsa, nereye taliplerse açıkça söylesin ve tavırlarını netleştirsinler görelim.

Ayrıca değişim geçtiğimiz seçimlerde gerek partililer gerekse de ittifak ortakları tarafından yalnız bırakılan Genel Başkan'a saldırmakla olmaz. Değişim taleplileri, ideolojilerini, felsefelerini ortaya koyup netleşmelidirler.

Hiçbir şey bilmiyorlarsa rahmet ve minnetle andığımız önderlerimizden Atatürk ve İnönü’nün yol haritalarına bakıp öğrensinler.

Dahası bu zamana kadar partiye en yüksek oyu 1977 de yapılan ve seçime katılma oranının yüzde 72 olduğu seçimde yüzde 41.4 oy alan Bülent Ecevit’in, “Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen”, “Toprak ekenin su içenin olmalı”, “Kalkınma milletin efendisi olan köyden ve köylüden başlamalı” dediklerini analiz etsinler ve yola devam etsinler.

Milletvekilliği meslek değildir

Hep söylüyor ve tekrar ediyorum. Milletvekilliği meslek değildir. O makam ve koltuk halka hizmet etmek için vardır. Seçilenler ise, günümü gün edeyim, yalakalık yapıp seçilebildiğim kadar seçileyim, sonrasında meslek olmayan bir görevden emeklilik hakkı alıp yan gelip yatıp devlete yük olmak için değildir.

Değişim isteyenler öncelikle Mustafa Sarıgül ve Gürsel Erol'u örnek alıp partinin rağbet görmediği yerlerden nasıl vekil olunurmuş ona baksınlar. Çalışınca halkın ikna edilebildiğini öğrensinler. Hele hele birkaç dönemdir vekil oldukları halde seçim bölgelerinde kendilerinden başkasını TBMM’ye taşıyamayanlar düşünmelidir. Ayrıca çoğunlukla seçmenin seçtiği vekili tanımadığı Büyükşehirlerden aday olup haybeden vekil olmak değildir.

Ekrem İmamoğlu meselesi

Ekrem Bey seçimlerden sonra değişim istedi. Ancak değişimden neyi kastettiğini anlamış değiliz.

Ekrem Bey lafı eveleyip gevelemeden etrafından dolaşmadan Kurultayda Genel Başkanlığa aday olup olmayacağını açıklamalıdır.

Ekrem Başkan CHP'ye Genel başkan olur mu? Elbette her partilinin hakkı olduğu gibi Ekrem Beyi’in de o makama aday olma hakkı vardır.

Bana göre Ekrem Bey 2024 seçimlerine girmeli. İBB Meclisi'nde çoğunluğu elde etmeli ve kendisinden sonra o koltuğa kimin oturacağını tespit ettikten sonra, parti yönetimi ve partililerle görüşüp istifa eder ve parti olağanüstü seçimli kurultaya gider ve bu şartlarda aday olabilir.

Partinin toparlanıp büyümesi kanaati hasıl olursa partililerin de isteği ile Kemal Bey’in bu duruma itiraz etmeyeceğini tahmin ediyorum.

Seçimlerden sonra ilk Grup Toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, değişimin önünü ve yolunu açtığına göre; Hadi bakalım Ekrem Bey, parti ile irtibatını kesmeden ve daha da bütünleşerek gelecekte Genel başkan olmaya da niyetin varsa bu günden itibaren İlçe Belediye Başkanlarını çoğaltıp İBB Meclisinde de çoğunluğu elde etmek için yola çıkma zamanıdır.