Yeşil ve cennet vatan dediğimiz ülkemizin her köşesinde ne hikmetse yeşil katilleri katliam yapmayı sürdürüyorlar.

Bir yandan ormanlarımız katledilirken bir yandan da yangınlar yeni rant alanları açmak için devam ediyor.

İşin garip tarafı devletimiz bu yangınları söndürmek için milyon dolarlar harcıyor.

Tüm bunları gören bazı yetkililer ise , “Canım ne var ormanları kesiyorsak ya da yanıyorsa yerlerine yenilerini dikiyoruz” diyor.

Arkadaş sen kafayı mı yedin yahu kesilen ağaç asırlık diktiğin fidan daha bir yıllık bile değil. O ağacın o hale gelmesi için neler yaşandığını kaç yıl geçtiğini biliyor musun acaba. Ya da kıyılan o ağaca sığınan kuşların ve diğer hayvanların şimdi yok ettiğin doğada ne yapacağını düşünebiliyor musun?

Osmanlı ile övünen yöneticilerimiz Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet'in, “Ormanımdan bir dal kesenin kolunu keserim” dediği fermanını ne çabuk unutmuşlar. Ayrıca atalarımızın, “Yaş kesen baş keser” sözünü hiç mi duymamışlar acaba! Müslümanlığı ile övünen çoğu islamiyete uygun olmayan yoldan gitmeyenleri horlayanlar, Peygamberimizin, “Kıyamet kopuyor olsa bile elinizde bir yaş dal varsa onu dikin” dediği hadisinden de mi haberleri yok.

Tüm bunlara karşın ormanlarımız Muğla’da, Hatay’da, Fatsa’da Artvin'de Kaz dağları’ nda hızını kesmeden devam ediyor.

Bu ormanların katledilmesine izin verenler o yörede yaşayan insanların feryatlarını duymuyorlar mı dersiniz?

Neymiş efendim, bu ormanların altındaki kömür çıkarılmaz ise, ülkemizin bir bölümü karanlıkta kalırmış.

İnsaf yahu!..

Ülkemiz Dünya’nın en iyi güneş alan bölgesinde bulunuyor. Ayrıca ülkemiz rüzgâr yönüyle de iyi durumda olduğu da bir gerçek. O zaman neden güneş enerjisiyle veya rüzgâr enerjisiyle elektrik üretilmesi denemiyor.

Ormanların yok edilmesindeki amaç, muhalefetin tabiriyle beşle çetelere ya da yandaş kuruluşlara para kazandırmaksa, söylediğimiz gibi güneş ve rüzgâr enerjisinden elektrik üretimini de onlar yapsın, yine para kazansınlar. Böylece ormanlarımızda serbest kalsın katliam durdurulsun. Milletin efendisi köylümüz ve üreticimiz rahatlasın.

Ya madenler

Yine yurdumuzun dağlarının peşkeş çekildiği maden işletmecilerinin de kimler olduğu belli. Elbette yurdumuzun yeraltı değerlerine ihtiyacımız var. Ancak bu durum usulüne uygun yapılmalı ve ön sırada insanlar ve onların sağlığı ile çevre olmalıdır. Bu madenler çıkarılırken onlara harcanan su miktarının, su yönü ile fakir olan ülkemiz için ne kadar önemli olduğuna dikkat ediliyor mu dersiniz?

Bu durumda da ülkemizin doğası yok ediliyor, çevre bozuluyor, insanlar zehirlenme ile karşı karşıya kalıyor. Otlar, ağaçlar, çiçekler, börtü böcek ve yaban hayatındaki hayvanlar yok oluyor. Elinizi vicdanınıza koyun ve bunları düşünün beyler ve doğaya kıymayın efendiler.

Köylüyü ve katliam çevresindeki insanlarımızın çiye çekmesini, eziyet görmelerini, üzerlerine gaz sıkılıp yerlerde sürüklenmesini istemiyorsanız

Bu yeşil katliamına son verin…

Yok, “Halka yapılan zulüm hoşumuza gidiyor” diyorsanız, aksırıncaya tıksırıncaya kadar, yiyin için, yan gelip yatın beyler. Bu ülkede hukukun olduğunu ve eninde sonunda tecelli edeceğini de unutmayınız….

Ekrem adaylığını açıkladı

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu düzenlediği basın toplantısında İstanbul Başkanı olduğunu ve Bu başkanlığı sürdüreceğini belirterek gelecek dönemde aday olacağını açıkladı.

İmamoğlu Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçimi CHP olarak seçimi kaybettiklerin belirterek özür diledi.

İmamoğlu, “Değişim ve dönüşümden yanayım. Ülke kuran ve CHP'nin ilk Genel Başkanı olan ATATÜRK'ün kurduğu parti bundan sonra seçim kaybetmemelidir. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazandığına göre kendimi İstanbul'a mühürlü hissediyorum.

Üç İmparatorluğa başkentlik etmiş İstanbul’a hizmet etmekten gurur duydum ve hizmete devam etmek için yola çıkıyorum” diyerek Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde aday olacağını ve halkın kendini seçmek için kendi arasında ittifak yapacağını belirtti.

Ekrem Bey, değişim ve dönüşümden yanayım ve bunun için çabalarım demesine karşın yapılan ilçe kongrelerinde seçilen listelere bakıldığında bu zamana kadar yapılan seçimlerde sadece iki ilçe başkanının değiştiği dikkate alınırsa değişim ve dönüşümün olup olmayacağı net değil.