Hızla gelen ölüm değil, daha hızlı gelen namussuzluk bizi öldürecek!

Şöyle gören gözler ile çevremize dikkat ile baktığımızda, etrafımızda dönen ahlaksızlıklara, basından okuduğumuz olayların çirkinliğine bakınca böyle bir başlık ile ilgili bir yazı yazmayı uygun gördüm.
Eskiden “Onurlu bir insan olmak için para mı daha önemli insanlık mı?” diye sorulsa büyük bir çoğunluk bu soruya hiç düşünmeden tabii ki insanlık denirdi. Eskiden “Karakter mi önemli para mı? Diye sorulsa hiç düşünmeden karakter denirdi. “Eskiden kazancın az ama helalinden mi olsun?” ya da “Haram ama çok mu olsun?” diye sorulsa az olsun ama helal yollardan olsun denirdi.
Anadolu’da ve Türk dilinde güzel bir deyiş vardır “Yokluk yiğitliği bozar” derler, maalesef bozdu da.
Parlamenter sistemin dışına çıkıp, tek adam rejimine dönerek o tek adamın dünya görüşüne, aklına ve idari becerisine kalırsak bu sonuç kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu sürecin bozulmasının en temel nedeni ise adaletin yok sayılması, adalete güvenilmemesi ve idarecilerin yetersiz oluşundan kaynaklıdır diyebiliriz. Ortak akılın yok edilmesi Türk toplumunun kültürünün, ahlak anlayışının, namus kavramının yozlaşmasının da kaçınılmaz bir sonucu olmuştur.
Tüm dünyada ortak aklın uyguladığı ekonomik politikaların dışına çıkıp, “Ben yeni bir sistem keşfettim. Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek politika yaparsan ve başarısız da olursan yukarıda belirttiğim toplum üzerindeki kötü yan etkilerin sebebi de sen olursun.
Ülkemizin geldiği bu yozlaşmış ve çürüyen değerlerin birinci derece sorumlusu iktidarken diğer bir sorumlusu ise siyasetini beceriksizce yapan muhalefet olmuştur. Bana göre başarısız görünen mevcut hükümetin defalarca iktidarda kalmasının en önemli nedeni, muhalefet partilerinin yetersiz olmalarıdır. Toplumu çaresiz ve liyakatsiz kadrolara mahkûm bırakan muhalefet, siyaset üretememek ile bu çürümüşlüğün ortağı olmuştur.
Gerçek anlamda halkın çıkarlarının temsilcileri olan, adeta ana muhalefet görevini yapan, iki elin parmaklarından az olan özgür ve cesur gazetecilerimizdir. Çalışanın da, emeklinin de, bozulan düzenin sesi de bu gazetecilerimiz olmuştur. Olmaya da devam ediyorlar.
Meclisimizdeyse 600 vekil varken halkın dertlerini içten paylaşan 6 vekili belki sayabiliriz.
Bende buradan bu sıkıntıları bir kez daha dile getirmek isterim.
Koltuk sevdasına kapılan, asıl görevi oturduğu koltuğu ne pahasına olursa olsun bırakmamak olan, oturduğu koltuğun hakkını veremeyen adaleti şaşmış yöneticilerimize sesleniyorum.
Rızkını çalışarak, emeği ile kazanan bir insanın hakkını vermeyip cebinden rızası olmadan parasını alırsanız, yokluğa sefilliğe mahkûm ederseniz, geriye kalan bu insandan ahlaklı olmasını bekleyemezsiniz çünkü “Yokluk yiğitliği bozar.”
Yapılan havaalanına gidemeyen, yapılan metroya binemeyen, yapılan köprülerden geçemeyen, yapılan hastaneye gidemeyen, kiralık evinde oturamayan, fakir, çaresiz ve umutsuz bir toplum ile karşı karşıya kalırsınız.
Siyasetçi ülke sorunlarına çözüm üretir. Üretiyor mu? Emekli ve çalışan kesim hayat pahalılığı karşısında linç ediliyor adeta öldürülüyor ve çaresizliğe mahkûm ediliyor. Emekli geçinemiyor, çaresizce yaşlı bedeni ile tekrar çalışmak zorunda kalıyor.
Yaşam şartları tüm ülkede dayanılmaz noktalara geldi ve ahlaksızlık, hırsızlık çoğaldı. Dolandırıcılık ve kolay para kazanma yolu arayan insanlar sürüsü oluştu.
Topluma bu yönetim anlayışınız ile ”Demek ki alın teriyle olmuyormuş” diyen, kara para aklayan, parayı kolay yoldan kazanmaya çalışan insanlar topluluğuna dönüştürdünüz.
Ölen bir insan musalla taşına koyulduğunda hoca şunu sorar. “Mevtayı ahir hayatınızdayken nasıl bilirdiniz?” Ardından ise “Haklarınızı helal ediyor musunuz?” der. Siyaset yaparak idareci olan ve kamu yöneticiliği makamlarında oturan, bu toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarından önde tutmayan her bir yöneticilerimize ben iyi bilmem ve hakkımı da helal etmiyorum…
Siyasetçi koltuk derdinde vatandaş ekmek derdinde… Yıllardır da bu hep böyle!
Toplum nezdinde genel olarak siyasetçilere güvensizlik hızla artıyor. Bu da çok sakıncalı bir durumdur. Yapılan siyasi yaptırımlar ve yanlış kararlar sonucu ahlaki ve insani anlamda çürümüş bir toplum yaratmak bir toplumun çöküşüne neden olabilir!
Bu nedenlerden dolayı; “Hızla gelen ölüm değil daha hızlı gelen namussuzluk bizi öldürecek.”
Makale başlığım severek okuduğum Plato’nun “Sokrates’in Savunması” kitabından esinlenilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kanun Göçer Arşivi