Halkın derdi boş tencere

NEBATİ bakanın gözlerindeki ışıltılarla elbet aç karınlar doymuyor, boş cüzdanlar, dibine kadar dolmuş kredi kartları bir işe yaramıyor. Ama umut dağın ardında. onlar coşku vermeye devam ediyorlar. Vatandaşlar artık pes ederek, hergün neredeyse her saatbaşı değişen benzin mazot, altın döviz takibinden vazgeçti. Mübarek Ramazan ayını yaşadığımız bugünlerde garibin, yoksulun gündemi boş tencereye bir şey atıp kaynatmak. Bizi bu hale getirenler yaşattıklarını görmeden ölmesinler dostlar.

Marul kadar faydası olmayana iktidar verirsen böyle olur.Salata yapmak lüks oldu ,ot yeme, et yeme, peynir yeme, süt içme, pide yeme ama birileri çifter maaş alsın yandaşlar milyarder olsun, kesmedi manda yoğurdu kestane ballı tarifler yapsılsın ışıltılı gözlere ve bu yoksulluğa daha ne kadar dayanabiliceğiz bilmiyorum. Tarım ülkesi olan Türkiye'de vatandaşlar Kuyumcu dükkanına bakar gibi pazar tezgahlarına, marketlerde sebze meyva reyonlarına sadece gezip uzaktan bakar hale geldi. Bakınız. tane tane söyleyim ;bu ülkede "Marul" 20 lira kardeşim Hâlâ “şahlanıyoruz rüyası” gören bir milleti, yatak odasında kulağına zurna üflesen davul çalsan n uyandırabilir misin? Zor be Ayıptır, günahtır.

Patlıcanın tanesi 14 lira, yeşil marul 20, 25 lira, bir kilo domates 35 lira, pırasa 15, karnabahar 13, kereviz 25 lira yahu sizde hiç vicdan da kalmadı.Eğer, marul alırken bile düşünüyorsa bir ülkenin vatandaşı. Ekonomi iyi, demeyin. Silkeletmeyin kendinizi. silkelenin ve kendinize gelin YETTİ artık. Birde gözlerindeki ışıltı ile ekonomiyi düzleteceğine inanan Nebati bakan mecliste milletvekillerinin karşısına çıkmış, ‘Avrupa'da tablo bizden vahim’ diyor. Ya Allah’tan kork. Senin hem de makyajlı enflasyonun yüzde 61. En yakın Avrupa ülkesinin 18. Avrupa ortalaması ise 6 Yani diyor ki; 6, 61’den vahimdir! Allah aklımıza sahip olsun .

Boş gözleme de çıktı!

Boş baklava, boş dürüm derken şimdi de boş gözleme çıktı. Vatandaşın parası yokki boş gözleme bile 10 lira nasıl alacak. Daha geçenlerde paylaşılan menüde en ucuz gözlemenin 10 TL ile ‘içi boş gözleme' olduğu görülüyor. Beyaz peynirli, ıspanaklı, patatesli gözlemelerin 17 TL'den başladığı, kavurma kaşarlı gözlemenin 33 TL'ye kadar çıkmış

Marul 15-20 , biber 30-35.lira oldu.Hayaldi gerçek oldu.Haşa diyorlar ki ekonomi şahane. Yersen. Lağım suyunda bile yetişen marul fiyatı pazarda 15 TL- 20 lira . bandına gelince twitter Türkiye trendlerine girdi. Maydanoz, nane, dereotu 7.5 ile 10 lir

Buldunuz heryeri satıp savacağınıza her tarafı yanfdaşlarla beton yığınına çevireceğinize tarıma önem verseydiniz 20 yılda bizi fasfakir yaptınız. Bakın AKP sebep enflasyon sonuçtur.Salata bile lüks olsu güzelim ülke de. Sebep olanlar layığınızı bulun.

Bir ciğerimiz kaldı

Yahu yeter. Siz yeter nedir bilmez misiniz? Bir ciğerini sökmediğiniz kaldı, bu millet size daha ne fedakârlık yapsın? Önce siz lüksünüzden, şatafatınızdan fedakârlık yapacaksınız. OECD ve G-20 ülkeleri arasında enflasyon şampiyonuyuz.Türkiye'deki enflasyon artık uluslararası karşılaştırmalarda grafiklerin ölçeğine sığmıyor.Ve bu zulmü milletimize yaşatanlar hiç sıkılmadan "Elhamdülillah işler iyi" diyebiliyor.Ne diyelim; utancı gidenin kalbi de ölür. “Bir tarafta lüks otellerde kişi başı 1250 liraya iftar. Diğer yanda fitre 40 lira. 4 kişilik ailenin fitresi günlük 160, aylık 4 bin 800 lira. Asgari ücretten 550 lira fazla. Ve bu ülkede çalışanların yüzde 60’ı asgari ücretle yaşamaya çalışıyor.

Bir Bakan Yardımcısı, Her ay 25 asgari ücretlinin maaşını alıp cebine koyuyor.Nerede hak, nerede adalet? İstanbul’daki kupon arazileri bile tek tek takip eden AKP'nin, bunlardan haberi olmaması mümkün mü? Bu, “Rabbena, hep bana” düzeninin başı bellidir: AKP iktidarı!

Erdoğan'ın tavsiyesi üzerine,Gençlerin üç gün yurt dışına çıkmasının asgari bedeli Neredeyse üç asgari ücret. Bunlar çaresiz bıraktıkları milletimizin halinden bihaber.Kalpleri, vatandaşa karşı mühürlenmiş.Utancı gidenin kalbi ölürmüş,Bunların kalbi ölmüş.

Bu zam dalgasının sorumlusu kim? Bu ülkenin 128 milyar dolarını yok yere heba edip,Merkez Bankasının kolunu kıran kim? “Faiz sebep enflasyon sonuç” safsatasıyla, Merkez Bankası'nın diğer kolunu kıran kim? Elbette Recep Tayyip Erdoğan! Tüketici enflasyonunda 2002 Ocak ayından Üretici enflasyonunda ise 1995 Mart ayından bu yana, En yüksek seviyesinde.TÜİK makyajıyla bile mızrak çuvala sığmıyor.İnsanlar markete gitmeye korkar oldu.Bunların sorumlusu kim?

Hep aynı nakarat

Yine başladı ‘Milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacağız’ demeye... Milletin aşına, işine göz diken kim? Tarımın ana vatanında insanlar ekmek, yağ, ucuz kıyma için kuyruktaysa… Şeker satışına 5 kilo sınır geldiyse sorumlusu kim?. TÜİK 'in makyajlı rakamlarıyla, Tüketici enflasyonu yüzde 61.Üretici enflasyonu yüzde 115.Bu haliyle bile aradaki fark 54 puan.Tarihimizde üretici ve tüketici enflasyonu arasında böyle bir makas daha önce hiç yaşanmadı. Ne yazık ki, turpun büyüğü halen heybede.

Marula gelirsek eğer

Piyasada belirleyici ölçütler var. Bugün de marul olsun derim. Bakalım neler oluyor bu güzel memleketimde, Bu ülkede ot bile yiyemiyorsan vah halimize önceden hayvanlar güdülürdü bolluk bereket vardi şimdi hayvanını bile güdemiyorsun neden artık ot bile yetişmiyor memlekette. Bakın karpuzun kilosu 13,9 lira. En küçük karpuz 5 kilo gelir. 69,95 lira. Ramazanın hürmetine buna neden olanlar tez zamanda layıkını bulur inşallah. Marul pazarda 20 lira. Her toprakta yetisebilen sebze ya 20 lira nasıl olur! Bu işin çivisi çıktı. Artık dış güçler, savaş, terör tüm bu bahanelere yeter! Yahu bu ülkede salata yiyemiyoruz. Ot yiyemiyoruz. Eti tavuğu da geçtik. Dur dieseniz artık iktidar olarak ne dersiniz.

FATURA MİLLETİN

SIRTINA YÜKLENDİ

Erdoğan’ın yaptığı hataların faturasının milletin sırtına yüklendi. Hata üstüne hata yapan iktidar, milletimizde ‘Sabredin, koruktan helva olacak’ diyor. O helva olsa olsa, katlettiğiniz ekonominin helvası olur. Bunlar helvayı götürüyor, millet cefa çekiyor. Resmi verilerle tüketici enflasyonu yüzde 61’e, üretici enflasyonunun yüzde 115’e ulaştı. Kuzeyimizde savaş var. İşgale uğrayan Ukrayna’da enflasyon yüzde 10,7; işgal eden Rusya’da enflasyon yüzde 9,2. Savaş Ukrayna’da. Ambargolar Rusya’da. Ama üç haneli enflasyon, kıtlıklar ve şeker kotaları Türkiye’de.

Gıdada üreticinin bir yıllık enflasyonu yüzde 92’yi geçmesine rağmen, resmi verilere göre tüketicinin enflasyonunun yüzde 64 civarında. Aradaki fark 30 puan. TÜİK’in makyajlı rakamlarına göre, son 1,5 yıldır gıda sektöründe faaliyet gösteren üreticilerimiz ya zararına ya da hayrına çalışıyor. Ama nedense bu hayırsever iş insanlarımız, yine de iktidar ve şürekâsına bir türlü yaranamıyor. Hala ya fırsatçılıkla, ya da stokçulukla suçlanıyorlar. Şu anda asgari ücret açlık sınırından 600 lira daha aşağıda. Bu ne demek? Bu ülkede 20 - 30 milyon insan aç demek, aç. Daha olağanüstü nasıl bir durum olacak? ‘Tok, açın halinden anlamaz’ diye boşuna dememiş ki atalar…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘sabredin’ diyor, Nebati ‘şükredin…’ Neye şükredelim Sayın Bakan, ölmediğimize mi? ‘Millet yiyecek ekmek bulamayıp ölmüyor, henüz o noktada değiliz…’ Böyle bir şükür mü istediğin? Kusur işle milleti aç açık bırak, sonra ‘şükret’ de yerseler!

Yeni dönem!

Gerçekleşen enflasyon, Merkez Bankası’nın enflasyon hedefinden; yüzde 1 sapsa anlaşılır, yüzde 2 sapsa anlaşılır, yüzde 5 sapsa anlaşılır, yüzde 10 sapsa anlaşılır, yüzde 20 sapsa idare edilir, yüzde 1128 sapma diye bir şey olmaz! Bunun adı; Beceriksizlik, utanmazlık, sorumsuzluk, ciddiyetsizlik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomide ‘yeni bir safhaya geçiyoruz’ açıklamasında bulundu. Erdoğan; “Şimdi yeni bir safhaya geçiyoruz. Ara hedefimiz, enflasyon ve fahiş fiyatla, gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkarmaktır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’ın ekonomide ‘yeni bir safhaya’ geçiyoruz sözlerine tepki göstererek, “Ne olur, senden rica ediyorum. Yeni bir dönem açma, yeni bir şey yapma. Devletin iyi yetişmiş bürokratlarına teslim et şu işi, üç ay. Ekonomiyi bilen, devletin ahlaklı bürokratlarına teslim et. Git rapor al, dinlen, dış dünyayı gez” dedi.

SON SÖZ: Bugün son sözümüz Tolstoy'dan olsun. Ne demiş bilge "Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi