Deprem bölgesine aşevi ve kreş açacağı gerekçesi ile yaklaşık 25 yıldır ilçedeki ihtiyaç sahiplerine, engellilere, yaşlılara ve kreşlerdeki çocuklara yemek hizmeti veren aşevini kapatan Bakırköy Belediyesi’ni eleştirdiğimizde, muhtemelen vicdanıyla hareket etmeyenler eleştirmiş, bir şeyi de alkışlayın demişti. Defalarca kez yapılan işlemin doğru uygulamanın yanlış olduğunu dile getirsek de doğruya doğrunun rahatıyla kim ne düşünüyorsa düşünsün modunda devam ediyoruz, en azından şahsım adına ben öyle devam ediyorum.

Geçmiş dönemde olası bir afet durumunda 20 bin kişiye 4 çeşit yemek çıkarma kapasitesine sahip Bakırköy Aşevi’nin, deprem bölgesinde neden 5 bin kişiye yemek hizmeti verdiği de tabi ayrı bir konu olsa da biz gelelim şimdi ki meseleye.

Bakırköy Belediyesi’nin Hatay'da kurduğu seyyar aşevinde et yok, çünkü belediye yıllardır et alımı yapmıyor. Ancak şimdilerde gördüğümüze göre yemek ihalesine çıkıyor. Türkçe karşılığı bir catering şirketi ile anlaşma yapacak. Bu arada menüye etli ve etli sebzeli yemek koyduruyor.

Belediyenin yemek hizmeti alım ihalesine bakıldığında da çelişkili bir durumun olduğu açıkça görülüyor.

Teknik şartnamenin son maddesi olan 8. maddede ifade bozukluğu ve ihale içeriğiyle ilgili çelişki var. Madde aynen şöyle:

"MADDE 8- Bakırköy Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü sözleşme tarihinden itibaren 30 Haziran 2023 tarihi arasında 6000 adet 4 çeşit sıcak yemek hizmet alım işi Teknik Şartnamesi 18 sayfa, 7 (yedi) maddeden ibarettir."

Bu maddeye göre 6 bin adet yemek verilecek fakat ihaleye 30 bin adet üzerinden çıkılmış.

İhale dökümanlarının hiçbirinde yemeklerin nereye verileceğine ilişkin bilgi de bulunmuyor. İhale belgelerinde firmanın belediyenin göstereceği yerlere yemeklerin dağıtılacağı belirtilmiş.

Bu çelişkili durumun yanında yemeklerin aylık veya günlük sabit bir dağıtım miktarının olmaması da ayrıca dikkati çeken bir ayrıntı. Yani belediye istediği yere istediği miktarda yemek dağıttıracak. Oysa ihtiyaç sahipleri için dağıtım yapılması durumunda, ihtiyaç sahiplerinin sayısı, dağıtım adresleri ve dağıtılacak yemek miktarı belirlenebilir ve buna göre şartname ve sözleşme hazırlanabilirdi. Ancak böyle yapılmayıp her şey idarenin idarenin keyfine bırakılmış görünüyor.