Sevginin karşıt kelimesi korkudur esasında. Ve ikisi yanyana geldiği zaman; biri gölgede kalırken, diğerini yok eder,eritir... Sevginin hoşgörüsü, dokunulmazlığı vardır. Korkunun gözleri acımasızdır.

"Seviyorum ama kaybetmekten korkuyorum o yüzden kıskandım, öldürdüm."

"Amacım öldürmek değildi" gibi gibi bir sürü gerekçe ile sevdiğini düşündüğü kadına "ya benim olursun ya toprağın" şarkısındaki gibi hayatı arabesk yaşayan, psikolojisi bozuk insanlar yüzünden kadın cinayetleri bitmiyor. Sevilmediğini, istenmediğini kabul edemeyen katillerin sayısı, kadın cinayetleri sayısı ile birlikte artıyor.

Kadın dernekleri, sığınma evleri sayısı artarken hafif yada yüksek ceza alan katiller, tacizciler, tecavüzcüler için sadece cezası değişken bir mahkumiyet alınıyor. O da ıspatlanırsa...

Bir hayat vahşice bitiriliyor ve aldığı cezalar düşündürücü...

Ya sonrası, topluma karıştıktan sonrası orası da ayrı bir sorun...

Örnek olarak; Ordu'da 20 yaşındaki Ceren Özdemir'i öldürdükten sonra yakalanan katil Özgür Arduç'un polise verdiği ifadede 'Kimi öldürebilirim' diyerek insanları takip ettiği ve "Cezaevinden çıkarsam yine insan öldürmeyi düşünüyorum" diyecek kadar ruhu katil.

Sayılar öyle ürkütücü şekilde artıyor ki, buna çare sadece kadın dernekleri ve sosyal medya yeterli olmaz. İstismar ve kadın cinayetlerinde" iyi niyetden dolayı cezai indirim" kalkmadığı ve cezalar ağırlaştırılmadığı sürece, eskiden üçüncü sayfada olan bu cinayetleri birinci sayfadan takip etmeye devam edeceğiz.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre Türkiye'de sadece Ekim ayında 36 kadın öldürüldü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, 2016’da 304, 2017’de 353, 2018’de 280 kadının öldürüldüğünü belirterek, “Bu yıl ise maalesef geçen yılın biraz üzerindeyiz” dedi. Türkiye’de son 11 yılda 2 bin 860 kadın cinayet kurbanı oldu.

Bütün dünyada yaşanan kadın cinayetleri içinde örnek verecek olursak; yüksek sayılarda olan İtalya'da cezaların 1.5 katına çıkarılmasıyla geçen sene 142 kadın cinayeti sayısını bildirdi.

Kadın

Parçalara ayrıldı çöp konteynerine konuldu

Kadın parçalara ayrıldı varilde yakıldı

Kadın sırtından boydan boya bıçak darbesi ile öldürüldü

Kadın 17 bıçak darbesiyle öldürldü

Kadın evine giderken bir sapık tarafından öldürüldü

Kadın kızının önünde boğazı kesilere öldürüldü

Kadın tecavüz edildi, balkondan aşağı atıldı öldü

Kadın istemiyorum dedi öldürüldü

Kadın sevmiyorum dedi öldürüldü

Kadın kendi tercihini uygulayamadı ve hayatını yaşayamadan öldürdü.

***

Şule Çet, Aleyna Çakır cinayetleri ve Merve Tula davasının avukatlığını da yapan başarılı ve konusuna hakim kadın hakları savunucularından Av. Umur Yıldırım ile konu hakkındaki görüşmemizde şöyle söyledi;
 

"2020 yılında 300 fazla kadın öldürüldü, 170'den fazla kadının ölümü de "şüpheli" olarak kayıtlara geçti. Bu rakam dehşet verici. Kadınlar ölüyor ve bunlar bir sayı olarak rakamlara yansıyor. Yapılması gereken artık dur demek ve ciddi caydırıcı hukuki adımlar atmak. Kadınların kim tarafından, nasıl öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama ile şüpheli, sanık ve azmettirenler caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici ve koruyucu tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam edecek."

***

Kadınları öldüren kimler... Hep seven, sahip çıkan, koruması gereken yakınları... Eş, sevgili, nişanlı, aile bireylerinden herhangi biri...

Seviyorlarmış...

Sevgi hiçbir katilde olamaz. Sevginin o muhteşem duygusunu taşıyan hiçbir kimse kıyamaz. Bu korkudur, bilinçaltında bir çok sebeplerden birini ve ya bir kaçını taşıyan katil ruhluların.

Sevgiden bahsetmesinler o yüzden...

Bakın Mevlâna’yı çirkin ve sevimsiz sözlerle karalamak isteyenlere, Şems şöyle demiş:

“Siz Mevlâna’yı sevmiyorsunuz; eğer sevseydiniz size öyle sevimsiz ve çirkin görünmezdi. Bir seven, ona karşı kör ve sağır olur, yani sevilenlerin eksik tarafı görülmez ve işitilmez. Sevgisini yitiren hemen kusur görmeye başlar.” der.

Daha başka güzel bir anlatımı var mı? Sevginin yenemeyeceği zorluk yoktur. O yüzden sevdiğim için yaptım ettim diyenler kendini kandırmaktadır.

Kadın şiddetinin, tacizinin, cinayetinin artan sayısı için artık yeter demekten yorulduk. Bir an önce toplumun huzuru adına yapılması gerekenlerin cezai işlemlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekir.

Kadın varsa hayat var. Hayat varsa orada kadın var demektir. Bir kadının hayatının bitmesi, kaç bin kadının umut ağacının solmasıdır. Bir suçlunun cezası, acı içindeki kaç bin kadına hayat ışığı olacaktır. Kadın cinayetlerine susmayın...