Nasıl iktidar olunur, iktidarda nasıl kalınır?

Son zamanlarda kamuoyunun çoğunlukla ilgilendiği tek konu, ekonomik olaylar, işsizlik, durdurulamayan enflasyon, yükselen döviz kurları, geçim sıkıntısı demokrasi ve gelecekteki erken ya da zamanında yapılacak seçim.

Halkın hali per perişan. İnleyen inleyene.

Fırından ucuz bayat almak için, tavuklarını bahane eden babayı, yeni tişört alamadığı için okulunun önceki yıllardaki kıyafetinden kalma tişörtü giyen gencin feryadını, “LGS öğrencisiyim, test kitabı alamıyorum” diyen öğrenciyi duymayan var mı?

Öbür taraftan, “Porsiyonunuzu küçültün” , “Kilo ile değil tane ile alın” diyenleri de herkes duymuştur.

Ayrıca akaryakıta yapılacak 40-50 kuruşluk zammı yememek için istasyonlarda sıraya girenleri, “Ülkemizdeki bolluğu bakın ki, araçlar akaryakıt istasyonlarına sığmıyor” diyenlerle, sokaklarda yapılan röportajlarda dert bir değil elvan elvan. Bir dokun bin ah işit olunca, halka mikrofon uzatanları göz altına alıp ev hapsi veriliyor ama, onlara röportajlarda “Geçinemiyoruz. Cebimizde simit alacak, otobüs ya da minibüse binecek paramız yok” diyenlere karşın, “Cebindeki telefonu çıkart” diyenler de var.

Ayrıca fırınlardan daha ucuz ekmek satan Halk Ekmek büfeleri önünde kuyruk bekleyenler için, “Bunlar bilerek oluşturulan kuyruk. Ekmek varken satmadıkları için kuyruk oluyor” diyenlerde biliniyor.

Tüm bunlar varken bu iktidarı indirmek için kim çalışıyor? Muhalefeti oluşturan partilerden CHP, İYİ, DP, ve SP’nin birleştiği ve diğer dostların resmen açıklanmadığı Millet İttifakı. Bu ittifakın içinde olan CHP lideri Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamalarda Cumhurbaşkanı seçildiğinde halkın ve kamunun menfaatine olan ve ülkeyi rahatlatacak hususları anlatıyor. Vaadlarına  bakıldığında, hak, hukuk, adalet, başta olmak üzere, ekonomik huzur, Cumhuriyet ilkelerine bağlılık, liyakat, ek gösterge, atanamayanların sorunları EYT’ lilerin durumu, üretici ve çiftçinin durumu ile emekli ve çalışanların içinde olduğu halleri,  velhasıl akla gelecek ve yapılması gereken her şey var.

Akşener, “ Ben Başbakan olacağım” diyor.   Olur mu? Evet olur. Cumhurbaşkanı bir kararname ile hükümeti kurma yetkisini verir ve Başbakan olur. Kimileri özellikle İYİ Parti kanadı, “Biz seçilecek adaya evet deriz” diyorlar. Akşener, “İmamoğlu ya da Yavaş aday olursa hayır demeyiz” diyerek İmamoğlu’nu Fatih’e benzetiyor. Ablasının onun yüzünde Rabbiyesir gördüğünü belirtiyor. Tüm bunlara karşın Kılıçdaroğlu kazanmaya en yakın aday olarak,  “İttifak ortaklarımız uygun görürse aday olurum” diyor.

İktidar olmak için çözüm

İttifakı oluşturacak CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, katılacak olarak tahmin edilen DEVA ve Gelecek Partileri bu ittifaka katılması beklenen Bağımsız Türkiye Partisi ile Sarıgül, İnce ve İşçi Partisi’nin partilerinin durumun net değil. HDP, güçlendirilmiş parlamenter sistem ve güçlü demokrasiden yana olan tavrını her fırsatta açıklıyor.

O zaman, haftalardır ittifakı oluşturacak partilerin alt kadroları görüşüyor her konuda mutabakat sağladıklarını belirttiklerine göre;

Liderler bir araya gelecek büyük bir miting düzenleyip, birer konuşma yaparak ve fazla oy alma hesaplarını da bir kenara bırakıp, mesele memleket meselesi olduğunu hatırlatıp el ele tutuşup, “Biz burdayız birliğiz. Düşün arkamıza geleceğimizi kurtaralım. Demokrasiyi yeniden inşa edelim. Huzura erelim.” diyerek halkı selamladıkları anda iktidar olurlar…

İktidarda nasıl kalınır?

Ekonominin kötü gidişi, döviz ve enflasyonun durdurulamayan yükselişi, işsizliğin artması, halkın geçim sıkıntısına düşmesi ve yapılan anketlere bakılınca, Cumhur İttifakını oluşturan Ak Parti ve MHP’nin oy kaybettikleri gün gibi ortada.

Durum böyle iken, Cumhurbaşkanı ve ittifakın lideri tahmin etmem ama,  “Arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ısrarcı oldum ve uygulamada sizlerinde eleştirdiğiniz gibi iyi gitmediği belli oldu. O zaman istediğiniz güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmemiz için gelin bir protokol yapalım ve Anayasamızı değiştirerek, hatta milletvekili sayısını da düşürüp Senato’nun da olduğu bir sistem oluşturalım” derse;

Bununla da kalmayıp, yeni sistemde Cumhuriyet ilkelerine, laikliğe bağlı kalarak, Devletin adalet sistemindeki tüm kurumlarını, Eğitim, vakıf, tarikat ve dini kursları gözden geçirip Milli Eğitime bağlanması yanında Diyanet ve devletin diğer kurum ve kuruluşlarının yeniden yapılanmasını, organize edip bunlarla ilgili yasal düzenlemeleri yapıp, yasalaştıktan sonra, Seçim Kanunu’nun da değişikliklerini hızlıca yapıp, hatta barajı tamamen kaldıralım ya da üçü düşürüp seçim kararı alalım gibi önerilerde bulunur, bir protokol’a bağlayıp  ve “Buyurun işte size fırsat hodri meydan” derse ne olur?

Öncelikle Ak Partiden hiç kimse, “Sayın Cumhurbaşkanım sin ne yapıyorsunuz, böyle şeyler olur mu? Bu kararı neden aldın. Bizim ideal ve düşüncelerimiz ne olacak?” diyen olmaz

Bu durumda bütün olumsuzluklara karşın, oy kaybını önler, hatta kayıpların bir kısmını geri getirerek birinci birinci parti olmasını sürdürür mü?

Sürdürürse birinci parti olarak yapılacak seçimde hükümeti kurma görevini alır, böylece iktidarda kalmayı başarır. Haaa bunları uygulayacak cesaretleri olur,  bu riski göze alırlar mı, almazlar mı? Bilemem. Benden söylemesi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Dolu Arşivi