Savaşa yokluğa yolsuzluğa HAYIR!

ÖYLE bir yüzyıla denk geldik ki bizim yaşadıklarımızın ve biraz daha büyüklerimizin çekmedikleri çile görmedikleri pek fazla birşey kalmadı. Savaşlar gördük görmeğe devam ediyoruz. Yokluk ve yoksullukla sınanıyoruz.Yolsuzluklarla boğuşuyoruz. Rusya Ukrayna'ya saldırdı amiyane tabiriyle biz öldük. Bu nasıl iştir arkadaş; Benzin ve Motorine akaryakıta yine yeni yeniden zam yapıldı. Fakirleştikçe mutlu olan ve onu fakirleştiren iktidarı savunan bir halk için yapılacak en büyük devrim zam üstüne zamdır aslında vede öyle oluyor da bizim suçumuz nedir. Tarihi elektrik zamlarından sonra, akaryakıta tarihi zulüm pardon zam yapıldı.Vallahi iyice bıkkınlık verdiniz. Avrupa artık bizi kıskanmıyor, zira bizde de fiyatlar 1.10 Euro oldu. Sözün bittiği yerdeyiz. Millet tükendi.
 

Ekonomimiz uçuşa geçti
Dostlar şunu anladım ki bizim ZAM ile mücadelemiz, daha fazla ZAM yaparak devam ediyor. Muazzam bir taktik. Artık kuruş kuruş değil, lira lira ZAMlanıyoruz.
Önceki gün gece yarısından itibaren benzine 1.61 TL, motorine 1.51 TL zam geldi. 50 Tl ile artık sadece 3 litre akaryakıt alabiliyorsun. Akaryakıt fiyatları 17 TL’ye dayandı. Arabası olan dahi artık binemiyor Araba kullanmak lüks bir zevk haline geldi. Evde aslan beslesen daha az masrafı olur.Pandemi ve kur zamları yetmedi savaş zamları tüm hızı ve şiddetiyle üzerimize geliyor. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) son ayda 13.843 TL'den 15.139 TL’ye yükseldi. Şubat 2021’de bu rakam 8.856 TL idi. Bu koşulda 4 kişilik bir ailede 4 kişi de emekli olsa yoksulluk sınırının yakınına bile gelemiyor.
 

Zamda level atladık
Artık kuruşlarla değil, liralarla akaryakıta zam yapıyorlar. Tek seferde; Benzin ve Mazota %10 civarında zam yaptılar. Böyle bir zammı daha önce hiç görmedik. Milletimiz bu gidişle ne yazık ki arabasına da veda edecek. Ancak Brent petrol fiyatları düştü, dolar da düştü ama, akaryakıta görülmemiş bir zam yapıldı. Bir açıklaması var mı? diye sorsak bu soruya muhatap bulacağımıza inanmıyorum ama meraktan soruyorum. Hükümetin kuru yükselten politikaları yüzünden aylardır zam sağanağı altında ezilen yoksul halk şimdi de Rusya-Ukrayna savaşının yol açacağı yeni zamlara maruz kalmaya başladı.
 

Döviz endeksli mecvduat yara olacak
Ha bir de Nebati Bakan'ın zihni sinir projesi olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile siyasi iktidar döviz üzerinden zenginin mevduatına kefil oldu. İhracatçının gelirine el koyup kurun seviyesini korumak için sattılar. KKM’de gerçekleşen ortalama dolar kuru Aralık’ta 12.19TL, Ocak 13.58TL oldu. Bu arada Hazine, şimdi vatandaşa panikle dolar almayın diyor. Nasıl rakamlar bunlar artık anlamıyorum Dostlar. Hesaplamalara göre şimdiye kadar sisteme giren tasarruf sahiplerinin tümü 14.30 lira üzerindeki her seviyede kur farkı elde edebilecek. Dolarda 14.50 seviyesi devlete 25 milyar lira maliyet yaratacak. Memlekette en doğal insani hakkımız olan barınma desen barınamıyoruz ulaşım desen ulaşamıyoruz, beslenme desen beslenemiyoruz. 50 liralık benzin alanlar ile halay çekenler nerede? Yahu yaprak yere düşse bizim ekonomiyi etkiliyor. Farkındamısınız !

Koronavirüs tehdidi sürüyor
BUGÜN sona kaldı ama yaşamsal konumuz gene Covid-19 ve varyantları. Konuyla ilgili uzmanlar uyarıyor ama galiba bunlar sesini duyuramıyor. Yada iktidara bunlar vız gelip tırıs gidiyor. Türk Tabipler Birliği geçende kapsamlı bir açıklama yaptı. Açıklama öncesinde uzmanlar son durumu özetledi. Buna göre; HASUDER Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, gerek toplumdaki gerekse de sağlık çalışanlarındaki kötümserliğe karşı gerçekleri açıklamak yerine boş iyimserlik aşılamanın bir sonuç vermediğini belirtti. Erbaydar, Sağlık Bakanlığı’nın maviye boyalı haritasının yanıltıcı olduğunu ve üç doz aşılamanın çok yetersiz kaldığını ifade etti.
KLİMİK Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, salgının henüz bitmediğini ve bağışıklık düzeyi yüksek olduğu için önlemleri gevşeten ülkelerin Türkiye için örnek olamayacağını kaydetti. İnaktif aşıların Omicron varyantı karşısındaki zayıflığından söz eden Azap, “Yapılması gereken; en riskli grupların etkili aşılarla ve hatırlatma dozlarıyla aşılanması, maske-mesafe-havalandırma önlemlerinin uygulanmasıdır” dedi. TTD Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu, Türkiye’de inşaat çılgınlığı ile yapılan yeni binaların havalandırma bakımından çok yetersiz olduğunu vurgulayarak söze başladı. Kalyoncu, ülkelerin pandemi ile mücadele yöntemlerinde farklılıklar olduğunu, dolayısıyla başka ülkeleri referans alarak hareket edilmemesi gerektiğini dile getirdi. KLİMUD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın da Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan sınırlı verinin doğruluğundan şüphe duyduklarını söyledi. Salgın büyümesine karşın buna uygun adımların atılmadığını da belirten Aydın, “Mücadelenin başarılı olması için, sizin gücünüzü oluşturan insanların motivasyonunu, yetkilerini ve sorumluluklarını geliştirmeniz gerekli” diye konuştu. Yapılan açıklama özetle şöyle Salgın Önlemleri Olmadan Pandemi ile Mücadele Edilemez. Ocak ortasından itibaren hızla yayılan Omicron varyantı; hızlı bulaşma özellikleri nedeniyle daha önceki piklerden çok daha fazla sayıda kişiyi etkilemiştir. Kurumsal yetkililerin rehavet yaratan sözleri ve yeterli önlemlerin alınmaması sonucu resmi verilerde dahi COVID-19 günlük ölüm sayısı aylar sonra 300’ü aşmıştır. Omicron varyantının yüksek bulaş özelliği nedeniyle daha çok insanda hastalık oluşturması ve aşılamanın yetersiz olması, toplum için daha fazla ölüme neden olmuştur. COVID-19 pandemisinin tanı ve izolasyon süreçlerinde önem arz eden PCR testlerinin kısıtlanmasıyla, test edilecek grupların kısıtlanmasına rağmen; resmi verilere göre halen günlük 80 bin civarında kesin tanı almış COVID-19 olgusu ve 250-300 civarında ölüm görülmekte, test pozitiflik oranı %15-20’ler seviyesinde seyretmektedir. Bu veriler, salgının yurdumuzda kontrol altında olmadığını ve yayılımın devam ettiğini göstermektedir. Ülkemizde salgından korunma önlemlerinin yetersizliğinden dolayı zaten her gün yüzlerce önlenebilir ölüm yaşanırken; şu anda aşılama oranı iyi olan ülkelerin aldığı kararlar emsal gösterilerek, tüm önlemlerin dayanağı olmadan kaldırılması bilimsel değildir ve COVID-19 ölüm sayılarında artışa yol açacağı açıktır.
Salgının hafiflediği ve bitmekte olduğuna dair yetkili ağızlardan yapılan açıklamalar toplumda maske kullanımını çok azaltmış, maske kullanımının tamamen kalkacağı beklentisini yaratmıştır. Oysa rakamların gösterdiği üzere salgın hafiflememiştir. Toplumda, özellikle kapalı (okullar, ibadethaneler, konser ve tiyatro salonları, sinemalar, hastaneler, AVM’ler vb.) ve kalabalık ortamlarda (futbol maçları, konserler, mitingler vb.) olmak üzere maske kullanımına her koşulda mutlaka devam edilmelidir. Salgının başından beri dikkat edilmeyen havalandırma ve kapalı alanlarının kapasitesinin düzenlenmesi konularında gerekli adımlar atılmalıdır. Hızlı antijen testleri yaygın, parasız ve erişilebilir şekilde faaliyete sokulmalıdır. Ülkemizde salgından korunma önlemlerinin yetersizliğinden dolayı zaten her gün yüzlerce önlenebilir ölüm yaşanırken; şu anda aşılama oranı iyi olan ülkelerin aldığı kararlar emsal gösterilerek, tüm önlemlerin dayanağı olmadan kaldırılması bilimsel değildir ve COVID-19 ölüm sayılarında artışa yol açacağı açıktır. Salgının hafiflediği ve bitmekte olduğuna dair yetkili ağızlardan yapılan açıklamalar toplumda maske kullanımını çok azaltmış, maske kullanımının tamamen kalkacağı beklentisini yaratmıştır. Oysa rakamların gösterdiği üzere salgın hafiflememiştir. Toplumda, özellikle kapalı (okullar, ibadethaneler, konser ve tiyatro salonları, sinemalar, hastaneler, AVM’ler vb.) ve kalabalık ortamlarda (futbol maçları, konserler, mitingler vb.) olmak üzere maske kullanımına her koşulda mutlaka devam edilmelidir. Salgının başından beri dikkat edilmeyen havalandırma ve kapalı alanlarının kapasitesinin düzenlenmesi konularında gerekli adımlar atılmalıdır. Hızlı antijen testleri yaygın, parasız ve erişilebilir şekilde faaliyete sokulmalıdır.

Corona da zamlardan beter aslında
Gelelim başımızdaki sağlığımızla ilgili bela Corona'ya. Günlük ölüm sayısı 250'nin altına düşmüyor, camilerde yarım saatte bir cenaze namazı kılınıyor ama hasta sayısı düşüyor!! Yeni servisler açılıyor ama hastaneye yatışlar azalıyor. Havuz hesabını çözemeyen insanlarla sağlık istatistiği yapıyorlar. TTB'nden yapıalan açıklamada "Ülkemizde, COVID-19 pandemisinin başladığının resmen ilan edilmesinin üzerinden iki yıla yakın bir zaman geçmiştir. Salgının başından itibaren gerekli olan filyasyon uygulamasındaki yetersizlikler, izolasyon önlemlerinin alınmaması, toplumsal hareketliliğin yeterince düzenlenmemesi, tanı testlerinin yeterince yaygın yapılmaması ve bağışıklık sağlamadaki gecikmeye bağlı olarak 24 Şubat 2022 tarihindeki Sağlık Bakanlığı verileriyle toplam 93 bin 539 yurttaşımız COVID-19 nedeniyle yaşamını kaybetmiştir. Tespit ettiğimiz fazladan ölüm sayısı ise 266 bindir. Bu süreçte, salgınla mücadelede 200'den fazla hekim meslektaşımız olmak üzere 500'ü aşkın sağlık çalışanı kaybedilmiştir." denildi. Daha sonra bu konuya döneceğiz Arkadaşlar. Şimdi gelelim. Rus-Ukrayna savaşına ve bize yansıyan durumlara.
 

Bizim nesil çok şanslıymış!
Evet "Şimdi ne olacak ?". Akıllarda o inanılmaz düşünce. Bakın; Darbe gördük, kriz gördük devalüasyon gördük, Covid belasını gördük,şimdi yeni bir savaşı görüyoruz. Dostlar sorarım size. Biz bu günyüzünü ne zaman göreceğiz. Şu gerçeği görelim Ukrayna'da Zelenski'den kahraman çıkmaz. Hem ABD ve NATO'ya güveneceksin hem de "yalnız bırakıldık" diyeceksin. Bu "Kandırıldık" sürümünün Ukrayna versiyonudur. Olan yine Ukrayna halkına olmaktadır ve ne yazıkki olacaktır. Bu konuda da Cumhurbaşkanı Erdoğan: "NATO kararlı bir adım atmıyor, Zelenski'nin dediği gibi bunlar nasihatten öteye gitmiyor."diyor buna da dikkat çekmek istedim.
 

Işıltılı gözler biz kurtaramadı
Dünyanın derdi çilesi bitmiyor. Birde ne var bakın burası önemli ! Başka iki ülke savaşa giriyor bizim ekonomi sarsılıyor. Cenaze dışarda ağıtı bizde. Halâ dünya bizi kıskanıyormuş. Bi yürüyün gidin. Neyini kıskansınlar senin. Savaş başlıyor Dünya'da ekonomiler takla listeye bakıyoruz en çok değer kaybeden Türk Lirası birde savaşan Rus Rublesi. Bakarsanız Nebati'nin gözlerine ışıltıyı görürsünüz ama ışıltı başka gerçekler bambaşka. Bizleri içinde bulunduğumuz olumsuzluklardan aydınlığa çıkarabilecek tek güç, Atatürkçü düşünceyi eğitim,ekonomi ,dış politika ve siyaset gibi her alanda etkin olarak hayata geçirmekle mümkündür.Bu da Türk milletinin gerçek liderinin evrensel değerleridir.
 

Biz nelerle uğraşıyoruz?
Hepsini geçtik 21.yüzyılda cehaletle akıllara sığmayacak densizliklerle uğraşıyoruz. Yine de bu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ; yılana, çıyana, haine bunca hırsıza arsıza rağmen dimdik ayakta. Ne savaşlar gördü bu ülke ama hep O'nun ilkelerine sığınarak sağ salim çıktı o badierelerin içinden. Demem o ki Dostlar; rehberi Atatürk olanın ışığı bol, yolu aydınlık olur. Bilimin fennin ışığı ile büyük başarılara imza atacağız. Bu günlerde geçecek Dostlar. Ne var ki olan bitenden tarihten ders çıkarmak önümüzü görmek açısından son derece önemlidir. Savaşın kaybedeni halklar, kadınlar, çocuklardır. Rusya’nın ve NATO’nun yayılmacı politikaları sonucu savaşın ortaya çıkaracağı tahribatı kaygıyla izliyoruz. Herkesi bu savaşın karşısında olmaya davet ediyorum
 

Cevabı bilinen soru
Cevabı bilinen soru "Şimdi ne olacak" Dostlar; İsrail Filistin'i işgal ederken ne olduysa aynısı olacak. Rusya Ukrayna'dan istediğini alacak tüm dünya seyir edecek Mazlumların hayatı son bulacak bu sürede .Güçlerinin yettiği ülkeleri önemsemeyen liderler zalim olurlar. Bunu gizlemek isterler. Aslında hep barışçıl olduklarını göstermek isterler. İnsanları inandırmak için dünyaya güçlerini aşılamak isteyerek önce savaş çıkartmaları gerekir Bu kural hiç değişmedi. Yabancı ülkelerin şehirlerine; 82 Kerkük, 83 Musul diyerek plaka numarası verenler, Emevi camisinde namaz kılacağız diye nutuk atanların, Rusya’nın işgalci politikalarını eleştirmek hakları da yok gibi geliyor bana.
 

Tek adam rejimleri
Tek adam rejimlerinin nasıl bir sıkıntı yarattığını tüm dünya ile birlikte bir kez daha görüyoruz. Ukrayna Başkanı Zelinski'ye sormak lazım. Hiç mi öngörünüz yoktu? Ülke mi kurdunuz yoksa lokmacı dükkanı mı açtınız? Ruslar iki günde başkentine girdi, şimdi halkın fakir kesimi ölürken zenginler kaçıyor sen de başkalarından medet umuyorsun. Bakın dostlar. Acemi Zelenski, acemi Abdülhamid'in durumuna düştü. Türkiye 25 sene önceki Kırım Harbi'ndeki gibi Batı yardımıyla Rusya'yı durduracağını sanarak Rusya'nın kışkırtmalarıyla 93 Harbi'ni göze aldı. Rus Ordusu Yeşilköy'e gelene kadar Batı'nın nasıl yalnız bıraktığını dehşetle gördü. Keşke ABD, Avrupa ve NATO’nun piyonu olduğunda. İlk harcananın”SEN”olacağını düşünseydin. Zelenskiy tarihi okusaydın.Gürcistan’a baksaydın.Yalnızlığının sebebini anlardın. Ama ne yazıkki . Savaşın kaybedenleri hep masumlardı
 

Bize benziyorlar
Yarı başkanlık sistemi, başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin bazı özelliklerinin karışımıyla yönetilen Ukrayna sanki bize benziyor. Yürütme gücü halk tarafından seçilen devlet başkanı ile meclis güvenine dayanan hükûmet başkanı arasında paylaşılır. Fiili olarak ise yürütmenin başı devlet başkanı. İşte tamda bu noktada yeniden Ukrayna Devlet Başkanı Zelinski'nin şu sözlerini anımsatayım isterim. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy "Ülkenin savunulmasında yalnız bırakıldık, Batı sadece destek açıklaması yaptı." dedi. Zelenski:" 27 Avrupalı lidere Ukrayna'nın NATO'ya katılıp katılmayacağını sordum. Herkes korkuyor. Cevap vermiyorlar" diye sitemlerini sürdürdü. Rus ordusunun acımasız saldırıları altında kalan Ukrayna'nın Başkanı Batı'nın ipiyle kuyuya indi. Kuyuda kaldıklarını, ipin sağlam olmadığını, aslında kuyuda kalmanız için bunu yaptıklarını yeni anladı. Hani anımsayın bizde de böyle şeyler olmuştu ya ne demişlerdi. "Kandırıldık". Bu da aynı şeyin Ukaryana dilinde olanı gibi geldi bana haksız da sayılmam.
 

Ukrayna'nın Atatürk'ü yok ki
Ha birde Ukrayna rejimi bayağı benziyor bize. Olan bitene de bakınca hayret demek geliyor içimden. Ama bizde Allah'tan sağlam bir temeli olan Cumhuriyet ve bunu yoktan var eden ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünceleri uygulamaları var. Her ne kadar bunlara karşı dursalarda yine de onları Atatürk'ün öngörüsü kurtarıyor Örneğin Boğazları Montrö Anlaşması ile kurtarıyor.
 

Avrupanın en fakir ülkesi
Ukrayna, İnsani Gelişme Endeksi'nde 74. sırada yer alan gelişmekte olan bir ülkedir. Moldova ile birlikte Avrupa'nın en fakir ülkesidir ve çok yüksek yoksulluk oranı ve ciddi yolsuzluktan muzdariptir. Ancak, geniş verimli tarım arazileri nedeniyle Ukrayna, dünyanın en büyük tahıl ihracatçıları arasında yer almaktadır. Aynı zamanda Rusya ve Fransa'dan sonra Avrupa'nın en büyük üçüncü ordusuna sahiptir.2019 Ukrayna cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda Volodımır Zelenskyi, 20 Mayıs 2019'dan beri yaklaşık %73.23 oy almış Ukrayna'nın başkanıdır.
Savaşın kazananı az kaybedeni çoktur
Bakınız arkadaşlar kısa bir hesap yapalım. Bu benzin doğalgaz yoluyla Ruslar'ın kasasına 3.5 milyar dolar giriyor. Savaş yüzünden 10 dolar artsa kasalarına 35 milyar dolar girer.Gaz petrol ile beraber hareket eder. Onu hesaba katmıyorum bile. Dolayısıyla yaptırım uygulayacağız, servetlerini donduracağız kaçıklamaları tamamen günah savmaktan ibarettir.Lavrov'un Mallorca'da, Miami'de villası yok.Neye el koyacaklar?
 

Zararı bize oluyor
Rusların bundan sonraki hedefleri küçük liman şehri Nikolaev sonrasında Odessa'ya hareket ederler.Nikolaev Odessa arası 30-45 dakikadır. Odessa çok önemli ve çok zengin bir liman şehridir.Odessa'ya girip orayı da işgal ederse Karadeniz tamamen eline geçer. Çünkü zaten Sivastopol onlarda. Odessa'da yönetim yahudi asıllılardadır.Onlar anlaşma yoluna gidebilirler, gitmek isteyeceklerdir. Hesap sorulacaktır tehditleri Belarus için korkutucu olabilir ama Rusya için caydırıcı olmaz. Tam aksine Belarus'u Rus hinterlandına daha çok sokar.Büyük ihtimalle bu harekattan Ukrayna'dan sonra en zararlı çıkacak ülke biz olacağız. Çok sıkıntılı bir açmaz içindeyiz ve çok nazik bir anda yakalandık maalesef.
 

SON SÖZ: "Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti savaşa sürüklemek taraftan değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir" 15/Mart/ 1923 Adana/ Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi