Bahadır Sügür

Bahadır Sügür

Sen ne anlatıyorsun?

Çatalca'da belkide son yılların en büyük krizi yaşanıyor. İşsizlik diz boyu. Pardon, diz boyu bile az kalır. Omuzlara kadar geldi. 
Biliyorsunuz ki, özellikle sosyal paylaşım ağlarında yaptığım iş ilanları (Ücretsiz, amme hizmeti) o kadar çok talep görüyordu ki, aklınız şaşar. Mesela bir şoförlük ilanına en azından 100 müracaat olurdu. Çok derdim buna he! Ve sekreterlik ilanı! Bu tarz ilanlarda ise başvuru en az 500 oluyordu.
Bugün geldiğimiz noktayı sizlere aktarayım. Şu an için bana ulaşan iş ilanı da yok, öyle hani eskisi gibi hızlı... Ancak iş arayan, oğluna, kızına, gelinine, torununa, kendisine iş arayan o kadar çok kişi bana ulaşmaya başladı ki, bunu bugün için en az 1000 kişi olarak telaffuz edebilirim.
Dehşet derecede bir işsizlik krizi baş gösterdi. Aslına bakarsanız, ekonomik koşullar sebebi ile insanların çalışmaya da ihtiyacı daha ağır basmaya başladı.
Çatalca diğer tüm ilçelere göre ekonomik krizi dibine kadar daha fazlası ile yaşıyor çünkü.
Örneklendirir isek, bir kaç gündür İstanbul'un diğer ilçeleri,ne gidiyorum. Kimi gündüz saatlerinde, kimi akşam saatlerinde. Ne olur ise olsun, yine de bir sirkülasyon var. İnsan yoğunluğu içerisinde kaldırımları ve meydanları var. Gerek yiyecek, gerek giyecek dükkanlarında insanlar az da olsa kalabalık oluşturuyorlar. Yani yüz kişi giriyor ise bir mağazaya, o mağazadan hiç olmaz ise 10 kişi yine de alışveriş yapıyor.
Gelelim bizim ilçemizin yani Çatalca'nın durumuna...
Sabah saat 08.00-09.30 arası Çatalca'ya gelmeye çalışan birisi der ki "Ne kalabalık bir ilçe."
Çünkü ilçe merkezine gelene kadar Serbest Bölge'den itibaren en az 20-25 dakikanız geçiyor. Gerçekten de acayip bir araç sirkülasyonu var. Ancak kaldırımlara baktığınızda insan görmeniz çok ta mümkün değil. Tüm araçları ile Çatalca'ya gelenler, araçlarını park ettikten sonra ya ofisine yada çalıştığı yere atıyor kendini. Önceden lokantalar öğlenleri neredeyse masalara tabure koyacak hale gelirdi, ama bugün bir çok masa boş geçiriyor öğle yemek arasını... Yarım ekmek dönerciler bile kampanyalar yapmaya başladı. Çünkü istediği iş kapasitesini bulamıyor. Yani taktığı dönerin ve ustanın parasını çıkartabilmesi için o döneri bitirmesi gerekiyor.
Kıyafet yani giyecek satan firmaların ise işleri içler acısı! Hangi esnafa gitsem "Kışı çıkartabilirsek ne ala" diyor. Yani yazdan bir şekli ile de olsa ümitli.
Ve saat 18.00'dan sonra!
Bildiğiniz bir ÖLÜ ŞEHİR Çatalca! Peki neden? İnsanlar nerede? Sokaklar neden boş? Ekonomik koşullar mı? Soğuk hava mı? madem öyle, neden benim insanım Mimaroba'da? Neden Beylikdüzü, Büyükçekmece, Silivri ve Bahçeşehir'de?
İnsanları evlerine ve ofislerine, iş yerlerine mahkum ettiğimiz sürece, bu ilçede gelişmek isteyen büyük işletmelerin önünde gerek enerji, yani elektrik kesintileri set olduğu sürece, bu ilçeden kimse gerçek anlamda ekonomik bir refah beklemesin.
Çatalca'da tarla paraları bitmiştir! Aynen böyle... Son 10 yıldır ilçemizdeki ekonomik refahın sebebi emlak sektöründeki rahatlıktı. Büyük paraların dönmesi idi!
Şimdi ise Çatalca'mızı, diğer tüm ilçelere göre çok daha zor günler bekliyor. Bu ilçede ekonomik sirkülasyonu sağlayacak yeni bir şeyler gerekiyor. Buna fabrika mı dersiniz, yoksa üniversite mi dersiniz bilmem ama bu şart. İlçemiz her geçen gün geri gitmeye ve halkın ekonomisinin dibe vurduğu bir ilçe olarak ün yapmaya devam edecektir.
Kısacası Çatalca'nın durumu hiç iç açıcı değil! Çatalca çok zengin bir ilçe diyen de halt etmiş! Ona da "Sen ne anlatıyorsun be kardeşim" deme hakkı da bana düşer. Size de haydi haydi düşer...

çatalca

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahadır Sügür Arşivi