Sabahın dördü

Saat sabahın dördü. Dördü çeyrek geçiyor üstelik. Mutsuzluk ve umutsuzluk orduları kuşatmış, taştan inşa ettiğimiz "yaşama sevincimizi..." Bir sigara yanıyor sonra bir tane daha. Peşisıra bir cılız kibrit ateşi karanlığın içinde. Çaresiz bir kabulleniş ve ıssızlık karanlıkta...

Çok şey söylenebilir çok anlatılabilir ama kime neye! Dedim ya saat 4. Üstelik 4'ü 17 geçiyor. Herkes uyur bu saatte. Gece bekçileri, polisler, acil servislerdeki doktorlar, hemşireler hariç belki. Fakat onlar da anlamaz bizi. Meyhaneler de kapandı üstelik. Vay bir başınalık...

Böyle saatlerde arınır olur insan. Hayatın tüm telaşı mağlup edilir. Üstüne üstüne gelen tüm kötülükler ve etrafı kuşatan umutsuzluk ile mutsuzluk; hiç "koymaz" bu saatlerde. Erik Satie dinliyorum şimdi. Nasıl iyi geliyor insan ruhuna anlatamam. Sanki sen yanımdaymışsın gibi...

Saat demiştim ya 4 üstelik 4'ü 20 geçiyor. Sigaram bitmiş. Alkol çok uzak deryalara bırakılmış. Zifiri karanlık bir kahvede aydınlık umuyorum. Sensizliğin orta yerinde seni ummak gibi. Saatin bu 4'ü 20 geçtiği karanlık Avcılar sabahında; güneşi görmeyi ummak gibi. Seni diyorum...

Ne hisliyim bir bilsen. Neler neler söyleyebilirim sana; lakin dedim ya saat çok geç. 4'ü 21 geçiyor şimdi. Piyano çalıyor evin içinde. İzlemiş miydin sahi; "Piyano, Piyano Bacaksız'ı" ne hoş filmdi. Sen de hoştun. Hayatta hoştu bir zamanlar. Şimdi saat 4'ü 22 geçiyor hepsi boş.

Derler ki; "geceler zindan..." Hayır. Geceler uçsuz bucaksız özgürlüğü insanın. Herkes uyurken, herkesten öte de bütün varlığıyla güneşi ummak ve iyi şeyler beklemek hayattan. Kahve diyorum. Ne güzel gidiyor. Bir tek memleket hali ve sensizlik gitmiyor. Gece de gidecek. 4:23...

"Karanlığın ardında kıvılcım gözlü orospular, arkalarına yaslanmış bir evliya gibi bekliyorlar" diye bir şiir vardı hani. Kaptan'ın. Atilla İlhan'ın yani. Sen ve ben çok severdik. Chopin çalıyor şimdi. Saat 4:24. Bu klasik müzik var ya; kötü günde omzuna pat pat yapan dost gibi.

Çok konuştum biliyorum. İyisi mi gideyim. Hem herkes uyuyor, sen uyuyorsun. Etrafı sarmış mutsuzluğun yılmaz neferleri ve umutsuzluk ülkesinin piyadeleri. Dur bakayım. Güneş hele bir doğsun. Hakkından gelebilirim hepsinin. Dur bakayım... 4:25...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Anıl Boduç Arşivi