Çocuklar yoksulluk içinde büyüyor

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün umutlarımız, geleceğimiz, yarınlarımız olan çocuklarımıza adadığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 103'ncü yılında ne acıdır ki bu bereketli topraklarda çocuklarımız aç yatıp aç kalkıyor. Dünyada Kosta Rika’dan sonra çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ikinci ülke olan Türkiye.

Bakın sondan başlayım da görün rezaleti. Bugün Türkiye'de et, tavuk veya balığı her gün tükettiği belirtilen çocukların oran yüzde 12,7 ile sınırlı. İstatistiklerle Çocuk sayısına bakarsak TÜİK verilerine göre, 2022  yılında 22 milyon 578 bin 378 çocuk nüfus (yıl) Türkiye nüfusunun %26,5 ini çocuk nüfus oluşturdu. Bu çok ciddi bir rakamdır.Ayrıca her dört çocuktan biri aç ve yoksuldur 
 Bunu biz söylemiyoruz DOSTLAR ! OECD verilerine göre Türkiye'de çocuk yoksulluğu, toplam nüfusun yoksulluk oranından fazla. Buna göre, Türkiye'deki yoksulluk oranı yüzde 15 iken çocuklardaki yoksulluk oranı yüzde 22,4. Artan yoksulluk çocukların en çok ekmek ve makarnayla beslenmesine yol açıyor.100 çocuktan 22’si yoksulluk içinde büyüyor.Şimdi dağılabiliriz. Gidin seccade diye minik beyinleri yıkayın. Siyasetinizin mezesi olarak kullanın. Gidin camilerde hırsızlığı yolsuzluğu yoksulluğu örtmek için propaganda yapın. Yapın ki beş yıl  daha bu çocukların açlığı büyüsün iyimi oluyor böyle beyler ! Ha bu yazıda yer alan tüm rakamlar TÜİK'in resmi rakamlarıdır.Yani hani bir benzetmeyle söylüyor ya ana muhalefet sözcüleri; Tayyip'i Üzmeyen 
İstatistik Kurumu verileri rezaletimiz gözler önüne seriyor.

Çocuğu siyasete alet etmeyin! 
Kısa bir anımsatma yapayım da yukarıda sıralann şeylerin boş olmadığı ortaya konsun Dostlar ! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim otobüsündeyken yanına çıkan kız çocuk “Onlar seccadeye basıyorlar, ben AK Partiliyim” dedi. Erdoğan "Oyy yerim ben seni. Bak neler diyor. Onlar diyor seccadeye basıyor" diyerek çocuğa sarıldı ve 200 lira vererek "Bayram harçlığı" dedi. Kılıçdaroğlu’nun çektirdiği bir fotoğrafta ayakkabılıyken yerde seccade olması tartışma yaratmıştı.
Görüntüleri sosyal medyada paylaşan Nasuh Bektaş adlı yurttaş videoya şu yorumu yaptı: "Ve gerçekten içimizi yakan bir görüntü. Ne olur ama ne olur çocuklarımızı koruyalım. Ne olur!!!! Söyleyeceği söz sen çocuksun bunları düşünme diyeceğine, ne yazık bir çocuğun dünyasında bu şekilde müdahale edilmesine seviniyor. Bundan mutlu olup ödüllendiriyor. Gerçekten insanlık tarihi bu kadar ağır kötülüğü görmemişti. Ne olur çocuklarınızı koruyun. Erdoğan'ın çocukla görüntüleri başka birçok kullanıcı tarafından eleştirildi.

Çocuk yoksulluğu içimizi yakıyor 
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ancak son dönemde ‘Türkiye’de çocuk olmak’ denilince dikkat çeken en önemli konu, artan çocuk yoksulluğu oldu. Ülkede hızla artan yoksullaşma, yoksulluk içinde büyüyen çocukların oranında da önemli artışlara yol açtı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye, çocuklarda yoksulluğun en yüksek olduğu ülkelerden birisi.

Dünya'da bu rezillikte ikinciyiz!
Dünyada Kosta Rika’dan sonra çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ikinci ülke olan Türkiye’de, 100 çocuktan 22'si yoksulluk içinde büyüyor. Öyle ki, Türkiye’deki yoksulluk oranı yüzde 15 iken çocuklardaki yoksulluk oranı yüzde 22,4. Toplam nüfusta yoksulluğun en yüksek olduğu 37 ülke içinde 10. sırada yer alan Türkiye, çocuk yoksulluğunda ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’den sonra çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu üçüncü ülke İsrail iken, bu ülkeyi Şili, İspanya, Meksika ve İtalya takip etti. Çocuklarda yoksulluk oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Finlandiya olarak öne çıktı.


Makarna ekmek temel yemek 
Türk-İş’in hesaplamasına göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı 2023 Mart’ta 9 bin 590 TL’ye, yoksulluk sınırı 31 bin 240 TL’ye yükselmişti. Birleşik Metal-İş Araştırma Merkezi’nin (BİSAM) güncel hesaplamasına göre ise, mart ayında 15-18 yaş bir gencin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 2 bin 743 TL iken, 4-6 yaş arası bir çocuk için 1.820 TL’ye çıktı.Buna göre, anneleri tarafından ekmek veya makarna gibi tahıl içeren yiyecekleri her gün tükettiği belirtilen 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocukların oranı yüzde 62,4 oldu. Meyveyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 50,5, sebzeyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 33, olurken; et, tavuk veya balığı her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 12,7 ile sınırlı kaldı. Fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 10,9 oldu.

Çocuklar sağlıklı gelişip büyüyemiyor 
Her geçen gün daha da artan pahalılık yoksulluk sınırının altında kalan ailelerin sayısını artırırken, dengeli ve sağlıklı beslenemeyen çocukların oranını da artırıyor.Bu durum yakın zamanda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine de yansımıştı.TÜİK verilerine göre, 6 aylık ve daha yukarı yaştaki çocuklar en çok ekmek ve makarna gibi karbonhidratlarla besleniyor.

Et yiyebilen sayısı çok düşük
Meyveyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 50,5, sebzeyi her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 33, olurken; et, tavuk veya balığı her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 12,7 ile sınırlı kaldı. Kola veya şeker içeren diğer alkolsüz içecekleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 15,1 olmuştu. 

Çocuk işçi sayısıs da rekor kırıyor 
Öte yandan, artan çocuk yoksulluğu çocuk işçi sayısı ile çocuk iş cinayetlerinin sayısını da artırıyor. TÜİK verilerine göre, bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin kişi iken, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporuna göre, Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi var. Üstelik bu sayı yaz aylarında ise 5 milyona yaklaşıyor. İSİG Meclisi’nin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde açıkladığı rapor, 2013’ten bu yana geçen 10 yılda “en az” 616 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini ortaya koymuştu. Çocukların yoksulluk, güvencesiz işçilik, şiddet ve iş cinayetleri cenderesi altında olduğunu belirten İSİG( İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi)  AKP'nin hayata geçirdiği tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalarının her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirdiğini, “çocuk işçilik” yokmuş gibi bir hava verilerek sorunun görünmez kılınmaya çalışıldığını vurgulamıştı.

SGK kayıtlarında acı gerçekler 
SGK kayıtlarına göre; 2013-2021 yıllarını kapsayan 9 yılda 102 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Bu çocukların 3'ü kız 99'u erkek. 4'ü 14 yaşında, 7'si 15 yaşında, 35'i 16 yaşında ve 56'sı 17 yaşında. Bu dönemde toplam 12 bin 577 “iş kazası” sonucu ölüm meydana geldi İSİG Meclisi ise, 2013’ten bugüne “en az” 616 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini belirterek ucuz çocuk işgücünü teşvik eden eğitim sistemi politikalarına son verilmesi çağrısı yaptı.

Çocukların yüzde 3'ü kömür taşıyor 
TÜİK’in 2022'ye ilişkin Türkiye Çocuk Araştırmasının sonuçlarına göre, anneleri/temel bakım verenleri tarafından son bir hafta içerisinde ev için alışveriş yaptığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 39,4, bulaşık yıkayan veya ev temizleyenlerin oranının yüzde 23,1, yemek pişirenlerin oranının yüzde 17,4, evdeki diğer çocuklara bakanların oranının yüzde 13,1, çamaşır yıkayanların oranının ise yüzde 9,1 olduğu görüldü. Evde kullanmak için odun/yakacak toplayan veya kömür taşıyan çocukların oranının yüzde 3,2, yaşlı veya hasta birine bakanların oranının ise yüzde 2,9 olarak öne çıktı.
 

Çocuklar ev işi yapıyor 
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından son bir hafta içerisinde en az bir ev işi yaptığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 52,5 oldu. Son bir hafta içerisinde en az bir ev işi yaptığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki kız çocukların oranı yüzde 55,2 iken aynı yaş grubundaki erkek çocukların oranı ise yüzde 49,9 oldu.  Son bir hafta içerisinde eve su getirdiği veya taşıdığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 6,2, evde kullanmak için odun/yakacak toplayan veya kömür taşıyan çocukların oranının yüzde 3,2, yaşlı veya hasta birine bakanların oranının ise yüzde 2,9 olduğu görüldü.

4 çocuktan biri kütüphaneye
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından ebeveynlerinin ayda en az bir kez ödevlerine yardım ettiği belirtilen çocukların oranı yüzde 54,8 oldu. Çocukların yaşları ilerledikçe, ebeveynlerin çocukların ev ödevlerine yardım etme oranının azaldığı görüldü. Ebeveynlerinin ayda en az bir kez ödevlerine yardım ettiği belirtilen 6-9 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 82,8 iken 15-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 23,1 oldu. Anneleri/temel bakım verenleri tarafından ebeveynleri ile birlikte ayda en az bir kez okul durumları hakkında konuştukları belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 89,7, kitap, film veya televizyon programları hakkında konuştukları belirtilen çocukların oranı yüzde 69,9, kütüphaneye veya kitapçıya gittiği belirtilen çocukların oranı ise yüzde 28,5 oldu.

Yüzde 40'ı sinema nedir bilmiyor 
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından son 12 ayda sinema ve/veya tiyatroya gittiği belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 39,1 olduğu görüldü. Anneleri/temel bakım verenleri tarafından son 12 ayda sinema ve/veya tiyatroya gitmediği belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 40,1'inin aileleri tarafından maddi olarak bu etkinliğin karşılanamadığı, yüzde 24,3'ünün yaşadığı yerin yakınında sinemanın/tiyatronun olmadığı, yüzde 21,0'ının sinema veya tiyatroya ilgi duymadığı, yüzde 6,2'sinin ailesinin zamanı olmadığı için götürmediği, yüzde 5,2'sinin pandemi ile ilgili durumlar nedeniyle, yüzde 2,8'inin ailesinin izin vermediği için gidemediği görüldü. Kaynak: TÜİK

Yemek için eğitim gerek
Şeker veya çikolata gibi tatlıları, cips ve kraker gibi atıştırmalıkları, kola veya şeker içeren diğer alkolsüz içecekleri her gün tüketen çocuklar yaş gruplarına göre incelendiğinde, yaş ilerledikçe bu ürünleri her gün tükettiği belirtilen çocukların oranının arttığı görüldü. Annenin/temel bakım verenin eğitim seviyesi arttıkça meyve, sebze, et, tavuk veya balık, peynir ve yoğurt gibi hayvan sütünden yapılan yiyecekleri her gün tüketen çocukların oranının arttığı görüldü.
Bir okul bitirmemiş annelerin/temel bakım verenlerin çocuklarından her gün meyve tüketenlerin oranı yüzde 30,6 iken yükseköğretim mezunu olanların çocuklarında bu oranın yüzde 70,3 olduğu görüldü. Bir okul bitirmemiş annelerin/temel bakım verenlerin çocuklarından her gün sebze tüketenlerin oranı yüzde 26,5 iken yükseköğretim mezunu olanların çocuklarında bu oranın yüzde 44,6 olduğu görüldü.

Üç çocuktan birinin odası var 
Kendine ait odası olan çocukların oranı yüzde 34,0 iken kendine ait odası olmayan çocuklar arasında, uyumak için kullandığı odayı bir hanehalkı üyesi ile paylaşanların oranı yüzde 29,4, iki veya daha fazla hanehalkı üyesi ile paylaşanların oranı ise yüzde 36,6 oldu. Kendine ait odası olan çocukların oranı yaş grubuna göre incelendiğinde, yaş ilerledikçe kendine ait odası olan çocukların oranının arttığı görüldü. Bu oran 0-1 yaş grubunda yüzde 23,4 iken 15-17 yaş grubunda yüzde 45,3 oldu.


Taciz ve baskı
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından zorbalığa maruz kaldığı belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,8 oldu.Aneleri tarafından ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından bazı şeylerin kasıtlı olarak dışında bırakıldığı belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7,2 iken ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından alay edildiği belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7,7 oldu.
Ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından hakkında kötü söylentilerin yayılmasına maruz kaldığı belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 4,8 iken ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından vurulmaya veya itilmeye maruz kaldığı belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 4,4 oldu.

Nüfusun yüzde 26,5'i çocuk
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2022 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi iken bunun 22 milyon 578 bin 378'ini çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun %51,3'ünü erkek çocuklar, %48,7'sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2022 yılında %26,5 oldu.  Nüfus projeksiyonlarına göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında %25,6, 2040 yılında %23,3, 2060 yılında %20,4 ve 2080 yılında %19,0 olacağı öngörüldü. Türkiye'nin çocuk nüfus oranının Avrupa Birliği üye ülkelerinden yüksek olduğu görüldü. Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2022 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması %18,1 oldu. AB üye ülkeleri içerisinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla, %23,6 ile İrlanda, %21,3 ile Fransa, %21,0 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla, %15,6 ile İtalya, %15,8 ile Portekiz, %15,9 ile Malta oldu. Türkiye'nin çocuk nüfus oranının %26,5 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü. ADNKS sonuçlarına göre illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2022 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, %44,9 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini %41,4 ile Şırnak ve %39,3 ile Ağrı izledi. Çocuk nüfus oranının en yüksek ve en düşük olduğu 10 il, Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu il, %16,9 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini %17,7 ile Edirne ve %18,4 ile Kırklareli izledi.


İki evden birinde çocuk var 
 Türkiye'de 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranı %44,3 oldu. ADNKS sonuçlarına göre 2022 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 75 bin 365 oldu. Hanelerin %44,3'ünde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin %70,3 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin %29,0 ile Tunceli olduğu görüldü. En az bir çocuk bulunan hanelerin %18,9'unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, %15,4'ünde iki çocuk, %6,5'inde üç çocuk, %2,2'sinde dört çocuk, %1,3'ünde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi