Faizcilere bayram halka zulüm!

Yurttaşa cehennem, elin oğluna cennet ülke Türkiye'de enflasyon hiçbirimiz yanıltamayacak şekilde hızla yükseliyor. Gözlerindeki ışıltıdan ne olduğu anlaşılan bakan Nebati'de çam üstüne çam devirmeye devam ediyor. Son olarak biliyorsunuz Nebati Bakan milyonların üzerinden bir avuç zengine para aktarıldığını sözleriyle doğruladı. Hep söylüyoruz. Bir memleket ya ilimle ya da zulümle yönetilir. Kimilerinin ilimden nasibini almadığı ortada. Hükümet bilimden ve akıldan koptukça, faturası milletimize, hepimize çıkıyor.İktidar ekonomi bilimini yok saydı. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” dedi. Enflasyonu “bilerek, isteyerek” hortlattı. Nebati Bakan da partisinin kampında: “Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor…” diyerek, enflasyonu hükümetin hortlattığını itiraf etti. Bakan Hükümetin zengine çalıştığını da bu söyledikleriyle ikrar etti.
 

Ülkemiz cehennemimiz oluyor
Türkiye artık Türkler için cehennem, yabancılar için cennet. Gelinen tablo bu. Bunu Birleşik Arap Emirliklerindeki bir fon yöneticisi söylemişti. Hafızamızı bir tazeleyelim. Hani şu 15 Temmuz’un finansmanını sağladığı için ‘şerefsiz, alçak' diye itham edilen Birleşik Arap Emirlikleri, gelindi gidildi. Ne diyor adam? ‘Türkiye’deki ekonomik sorunlardan ortaya çıkacak fırsatları dört gözle bekliyoruz.' Bak bak bak.Türkiye’de sorun olacak, ‘zayıf TL, büyük yatırım fırsatı' diyor. Kim diyor? Birleşik Arap Emirlikleri. Şimdi soruyorum: Bunca ülke; Rus rublesi, Brezilya Reali, Meksika Pesosu, efendim Polonya Zlotisi, Macar Forinti, Güney Afrika Randı değer kazanırken, Türk parası neden değer kaybediyor AKP'liler? Çıkın bunu millete söyleyin, ‘dünyada kriz var'deyip durmayın. Türkiye’nin gündemi tatsız, rakamlar çok vahim. Mart ayında Nureddin Nebati ‘en düşük seviyede' demişti Türk Lirası için. Türk Lirası’nın değer kaybı noktasında ‘dibin dibi' ifadesini kullandı. Neydi o zaman Dolar-TL? 14 80’di, Maliye Bakanı, ‘bu dibin dibi, bunun daha altı yok' dedi. Bugün, 17.20.Bakan Nebati bu dip nerede, nerede bu dip, ne zaman bu dip olacak? Birçok ülkenin parası dolar karşısında değer kazanırken,Türk Lirası değer kayabediyor. Rusya savaşıyor, mesela Rus Rublesi dolar karşısında değer kazanıyor. Dünyada dolar değer kaybediyor, Türkiye’de fırlamış gidiyor, ve bu tabii kimin işine yarıyor? Yabancıların işine yarıyor.
 

Zamlar sel oldu akıyor
Mayıs ayında da zam yağmurları sel oldu. Milletimizi perişan etti. Kahveye zam, şekere zam, çaya öyle böyle değil, tek seferde yüzde 44 zam, içkiye zam, sigaraya zam, internete zam, Mayıs ayının son gecesi millet uykudayken elektriğe zam, doğal gaza zam. Arabası olanın zorunlu trafik sigortasına da zam… Vatandaşlarımız artık arabasına sigorta yaptıramıyor. Trafikte olan her araçtan biri sigortasız… Aslında millet arabasının kontağını da çeviremiyor. Son bir ayda, benzin fiyatı yüzde 18, mazot fiyatı yüzde 29 arttı. Benzin de mazot da hızla 30 liraya koşuyor. Dizel arabanın deposunu doldurmanın maliyeti, tek bir ayda 325 lira birden artmış. Artık arabasının deposunu fulleyebilen kalmadı. 50 liralık benzinle, artık benzin ışığı sönmüyor. Son bir yılda; Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarındaki artış Amerika Birleşik Devletleri’ndekinin beş katı. Kalkınma için Ekonomik İşbirliği Teşkilatı içinde Türkiye enerji enflasyonu şampiyonu. Ama sorsanız AKP, gıda fiyatlarında olduğu gibi “Enerji fiyatlarındaki artışın sebebi de biz değiliz, dünyada arttı” diye ahkam kesiyor. Akaryakıt fiyatlarındaki artışın esas sebebi, AKP'nin / paramızı pul eden, kerameti kendinden menkul yanlış politikalarıdır.
 

Enflasyonla büyüme hayaldir
Enflasyonla sürdürülebilir büyüme olmaz. Bu her zaman istikrarsızlıkla sonuçlanır. Bunu ülkemiz defalarca tecrübe etmiştir. Sonu da hep hüsran olmuştur. Aslında bu modelle daha işin başında gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklendiği bellidir. İktidarın talimatla tabela faizini indirtmeden önce, yüzde 20’nin altında olan yıllık enflasyon, dokuz ayda neredeyse dörde katlanmıştır, yüzde 73,5’e çıkmıştır. İktidarın bu “tercihi” sayesinde, Türkiye dünyada en yüksek üretici enflasyonuna sahip ülke olmuştur. Nebati Bakan bu toplantıda; “Yıl sonunda enflasyon yüzde 48-49, gelecek sene sonunda ise yüzde 19,9 olacak” da dedi. E ne oldu? Hani 2023 seçimlerine giderken enflasyon tek haneye düşecekti? Bunlar anlaşılan, hiçbir taahhütlerini yerine getirme takatine artık sahip değiller.
 

Ölü taklidi yapıyorlar
Bakınız. Allah kimseyi Gezi'de dolar 10 kuruş arttı diye yıllarca konuşup, dolar 8 liradan 17.20 TL'ye, mazot 7.70 TL'den 26 TL yükselince ölü taklidi yapacak kadar namussuz yapmasın! Sadece ekonomi değil birçok başlıkta kötüye gidiyoruz. 20 yıldır AKP tarafından yönetilen Türkiye birçok başlıkta adeta dökülüyor. Şöyle Türkiye’de geçinebildiğini söyleyenlerin oranı yüzde 10’da kalırken ABD’de bu oran yüzde 57. Türkiye’yi kıskandığı belirtilen Almanya’da ise rekor enflasyona rağmen halkın yüzde 54’ü geçinebildiğini söyledi. Almanya hükümeti halkını enflasyona ezdirmemek için vergi indirimleri, rekor maaş artışları ve 9 Euro’luk aylık toplu taşıma bileti gibi uygulamaları hızla hayata geçirdi. Dolar 20 Aralık 2021 itibariyle 18 TL’yi görmüştü. Ertesi gün Kur Korumalı Mevduat’a geçildi. Dolar 11,50’ye kadar düştü.Altı ay geçti. Dolar bugün 17 lirayı geçti ve Daha da artacak gibi görünüyor.
 

200 lira nereden nereye…
Enflasyonun 20 yılın zirvesine çıkması ile liranın alım gücü eriyince tedavüldeki en büyük banknot olan 200 lira da “cık” oldu. Liradan 6 sıfır atılmasıyla birlikte “güçlü TL” dönemi başlamış, 1 liranın, 1 dolara eşitlenebileceği ifade edilir olmuştu. Ancak özellikle son birkaç yılda yanlış ekonomi politikalarının bir sonucu olarak hızla değer yitirdi.200 liralık banknotun tedavüle girdiği 1 Ocak 2009’da dolar 1.5944 liraydı. O dönem 200 liranın dolar karşılığı 125.4 dolar ederken, aradan geçen 13 yılda fark hayli açıldı. Bugün 200 lira, ortalama 17.00 TL’de seyreden kurla ancak 11.76 dolara karşılık geliyor. Tedavüle girdiği yılda 200 liranın doldurduğu sepeti bugün neredeyse 5 katı, yani yaklaşık 1.000 lirayla ancak doldurmak mümkün olabiliyor. Merkez Bankası’nın alım gücü karşılaştırmasıyla yapılan hesaplamaya göre, 200 lira ile 2009 yılındaki gibi alışveriş için tam 997.7 lira harcamak gerekiyor. Yani aradaki fark 797.7 lirayı buluyor. Değer kaybına bir örnek daha vermek gerekirse; 2009’da altının gramı 41.5 liraydı ve 4.8 gram altın alınabiliyordu. Bugün ise bir gram altın almak için 1000 lira ödemek gerekiyor.


Kabın içinde ne varsa o sızar
Millete yaşattığı hayat pahalılığını, işsizliği, yokluğu, artık gizleyemeyen Saray, Gezi direnişini her derdine deva etmeye çalışıyor. Oturduğu koltuğa yakışmayan işler yapıyor. Geziyle ilgili türlü çeşitli iftiralar sıralardı olmadı, yetmedi, şimdi milletimize küfretmeye başladı. O da yetmedi, ettiği küfre milletimizi de ortak etmeye kalktı. Böylesi, Türk siyaset tarihinde ne görüldü ne de duyuldu. Erdoğan’ın, bizim burada tekrarından hicap duyacağımız sözleri, bu milletin, bu toprakların sözleri değildir. Bu millet, edep ve adap unutulmasın diye, tekkeye, türbeye; dükkana, kahveye; “Edep ya Huu” levhaları asan bir millettir. Bu milletin dili de, gönlü de, Anadolu Erenlerinin diliyle yoğrulmuştur. Mevlana, Hacıbektaş, Hacı Bayram ocaklarında, Kemalata ulaşmıştır.
Bu ülke; “Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti, millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir” diyen kurucu babaların elinde yükselmiştir. Erdoğan’ın sözleri, ne bu topraklarda yoğrulmuş, ne bu memleketin ocağında pişmiştir. Erdoğan’ın sözlerinin milletimizle tek irtibatı, Atalarımızın, “Kabın içinde ne varsa, dışına o sızar” sözlerinin ispatlanmasına vesile olmasıdır.
 

Paramızın pul olan değerine bakalım
Bir Dolar 17.20, Bir Euro ise 18.24 lira bir gram altın ise 1029 lira. Almanya'nın kıskanmasını, İngilizlerin ekonomisinin perişanlığını bir yana bırakalım biz kendi durumumuza bakalım. Bizim paramız ne kadar değerli örneklerle anlatayım. Karar sizleri. Evet 1 Libya dinarı 3.48 lira, Afrika ülkesi olan Papua Yeni Gine'nin birimi 1 Kinası eşittir 4,65 Türk Lirası. 1 Fas Dirhemi eşittir1,68 Türk Lirası. 1 Çin Yuanı eşittir 2,50 Türk Lirası. 1 Tunus Dinarı eşittir 5,49 Türk Lirası 1 Polonya Zlotisi eşittir 3,88 Türk Lirası. Bu da başka bir örnek Karakıta Afrika'dan 100 Etiyopya Birri eşittir.31,92 Türk Lirası. Bir Eritre nakfası/Türk lirası 1.09. 1 Güney Afrika Randı eşittir 1,08 Türk Lirası. Beyler. Çok lafa gerek yok. Türk lirasının acı hali ve memlektin içindeki rezilliği budur. Hali pür meallimiz bundan ibarettir.
 

Sefalet şampiyonuyuz!
AKP, enflasyon ve işsizliğin toplamından oluşan Sefalet Endeksi’nde, ülkemizi açık ara, G-20’nin sefalet şampiyonu yaptı. Sefalette, iflas bayrağını çeken Arjantin’e 20 puan, Güney Afrika’ya 45 puan, Brezilya’ya da 62 puan fark attık. Ülke olarak, sadece hayat pahalılığını değil, artık açlığı ve yokluğu konuşur olduk. Dünyada gıda enflasyonu Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ardından; Mart ayında yüzde 34’e çıktı. Ama takip eden iki ayda 10 puan birden geriledi. Bizde ise aynı dönemde, gıda fiyatları, roket hızıyla yukarı gitmeye devam etti. Nisan ayında, tek bir ayda 20 puan artışla yüzde 90’a fırladı. Mayıs ayında da yüzde 93’ü aştı. Cumhurbaşkanı , “Bu fiyat artışları dünyadan ve bazı piyasa aktörlerinin fırsatçılığından kaynaklanıyor” demiş yine bu Kızılcahamam’daki toplantıda. Şimdi Mayıs ayı itibariyle; dünyada gıda enflasyonu yüzde 23, Türkiye’de kaç? Yüzde 93. Bugün Türkiye’de gıda fiyatlarındaki her 4 liralık artışın sadece 1 liralık kısmı dünyadaki gelişmelerden, kalan 3 liralık kısmı ise AKP'nin kendi aklını beğenmişliğinin sonucunda paramızı pul etmesinden kaynaklanıyor bu enflasyon.
 

Faiz lobileri abad oldu
Milletin dertlerine gözleri kapalı, kulağı sağır, kalbi mühürlü bu Hükümet, faiz lobilerine de gayet şefkatli. Faiz lobileri abat olmaya devam ediyor. Bu yılın ilk 4 ayında, bankaların verdikleri kredilerden kazandığı faiz geliri önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 60 artmış. 200 milyar lirayı geçmiş. Bankaların takipteki alacaklardan elde ettiği faiz geliri ise ikiye katlanmış. Bankaların mevduat sahibine verdiği faizin çoğu milletin hazinesinden ödeniyor. Ama kredi faizleri artmaya devam ediyor. Aynı dönemde bütçeden yapılan faiz harcamaları da yüzde 54 artışla 100 milyar lirayı aşmış. Faiz lobileri, bu Hükümeti sevmesin de kimleri sevsin.
 

Lütuf değil zam zorunludur
Bu sıralar havuz gazetelerine, “Temmuz’da maaşlar şöyle zamlanacak, böyle zamlanacak diye ” haberler yazdırıyorlar. Cumhurbaşkanı da buna benzer sözler söylüyor. İnsaf, bu kadar mı acze düştünüz? Yasalara göre, toplu sözleşmeye göre, vermeye mecbur olduğunuz enflasyon farkını AKP'nin lütfu gibi göstermek nasıl bir akıldır? Aslında bu laflar, bu ülkede alın teri dökenlerin, emeklilerin, yılın ilk yarısında, TÜİK’in ağır makyajlı rakamlarıyla bile enflasyona nasıl ezdirildiğinin açık bir itirafıdır. Bu yılın ilk yarısı için, memura, emekliye verilen zam, daha Ocak ayında eriyip gitmiştir. Beş ay boyunca memuru da, emeklisi de enflasyona ezdirilmiştir. Sarayın ilk beş ayda sebep olduğu enflasyon yüzde 36. Hükümetin azdırdığı enflasyonun altında, sadece memur ve emekli değil, asgari ücretle maaş alanlar başta olmak üzere tüm çalışanlar ezildi.
 

Türkiye bunu hak etmiyor
AKP, milletimizi birbirine düşürmek için Gezi eylemcilerine olmadık iftiralar attı. Sonunda da “Gezi olmasaydı, milli gelirimiz 1,5 trilyon dolar olurdu” diyerek, kendi beceriksizliklerinin faturasını Gezi’ye yıkmaya kalktılar. Yani oynamayı bilmeyen damat, gelin yerim dar dermiş… Öyle olmasa böyle olurdu diye devlet yönetilmez. Biz söyleyelim, Gezi eylemleri değil ama sizin kibriniz olmasa bu ülkenin milli geliri 2023’te en az 2 trilyon dolar olurdu. Ama şimdi yarısının bile altında. Türkiye’nin doğru bir yönetimle, rahat rahat yakalayacağı ilk 10 ekonomi arasına girme hedefi tek kişilik rejim sayesinde hayal oldu. Bırakın ilk 10 ekonomi arasına girmeyi, 4 yılda Türkiye ilk 20 ekonomi liginden düştü. Her şeyi batırdılar. Tutunacak dalları kalmadı. Şimdi on parmaklarında on kara, her yere bulaştırmaya kalkıyorlar. Türkiye'nin ve Türk milletinin felaketi pahasına kendilerine ikbal devşirmeye çalışıyorlar.

SON SÖZÜM: Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa, adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir. demiş Mahatma Gandhi.. Bir Fransız Atasözünde ise Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir. Ve buda saon sözüm ;"Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk." Victor Hugo

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Apaydın Arşivi