Bir ülkede enflasyon kontrol altına alınmadığı sürece asgari ücreti değil 17 bin 2 lira 30 bin 7 buçuk lira olsa da paranın erimesini engelleyemezsiniz.

Ki sorunun asıl temelinde "Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak ya, 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15'ten satarız. Çok beklersiniz, hele de seçimden sonra daha çok beklersiniz" veya “Şimdi uyuyun, 6 ay sonra uyanın. Çok farklı noktalara gideceğiz” diyen komedyenlere ekonominin teslim edilmiş olması var.

Ve bir diğer unsur da iktisat biliminin temel parametrelerini gözetmeyen bir ekonomi yönetimi yani “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” gibi ya da “Bu görevde olduğum sürece faiz ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortadayken sana, bana ne oluyor?” söylemleriyle batan ekonomi minareyi çalan kılıfını hazırlar misali dinle ilişkilendirilmeye çalışılması. Nitekim toplumun bazı kesimine Nas tutmadı Kevser o da olmadı Sübhaneke daha da olmadı yaşanan bu ekonomik kriz yüce Allah’ın bir takdiri dense inanacak milyonlarca insan var bu ülkede.

Sonuç olarak bir iktidar mazot artışını durduramıyor, gübre ve tohum fiyatlarındaki yükselişi kontrol edemiyor, batık olan ekonomiyi sürekli para basarak kontrol altında tutmaya çalışırsa 31.12.2022 tarihinde 6.471,00 lira olan asgari ücretin 01.07.2023 tarihinde 11.402,32 liraya bugün de 17.002 liraya yükselmesi engellenemez. Ve bunu engellenmediği sürece 2024’ün Aralık ayında asgari ücretin 30 bin lira olması 1 koli yumurtanın 300 lira, 1 kilo peynirin 600 lira olması kaçınılmaz olur.

Gelelim günlük 14.7 milyon lira masrafı olan sarayın asgari ücretliye reva gördüğü aylık 17 bin 2 lira maaşa. Ben olsam 17 bin 2 lirayı cebime koyar ve sarayın 85 saniyelik harcamasına denk gelen maaşımı Saraya bağışlardım.

A bu arada milyonlarca asgari ücretliyi 17 bin 2 lira maaşa mahkum eden “O güzel mercedeslerine binip arkasına bakmadan giden sendika başkanlarını” demirin tuncunu karıştırmadan rahmetli Yaşar Kemal’e havale ediyorum.

Neden 17 bin değil de 17 bin 2 lira sorusuna gelince. Bence o 2 lira asgari ücretlinin ayda 4 defa alışverişe gideceği düşünülerek poşet parası olarak verildi.