Emekli yine avucunu yaladı. Sürünmeye devam edecek. Haberlerde izliyor halkla konuştuğumuzda yaşıyoruz. Emekli pazara gidip, fiyatlara bakıyor alacağını alamadan, boynu bükük ve hüzünle eli ve filesi boş olarak evinin yolunu tutuyor.

Bu durum bana Dursun Akçam’ın Taş Çorbası kitabındaki konuya uygunluğu ile bire bir örtüştüğünü gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde emeklinin durumu düzeltilsin önergesine ret oyu veren AKP ve MHP milletvekillerinin bu kitabı okumalarını öneririm.

Sn. Bahçeli grup ve başka yerlerde yaptığı toplantılarda, “Emekliler zor durumda onlara da memurlara verilen seyyanen zam verilmeli” diyor.

Sn. Cumhurbaşkanına, “Emeklinin hali ne olacak” diye sorulduğunda, “İnşallah iyi olacak” diyor. Bu durum emeklinin halinin Allah’a havale edildiği anlamına geliyor. Cumhur ittifakının liderleri bu lafları söylerlerken. İttifak mensubu Milletvekillerinin emeklinin durumunun düzeltilmesi önergesine toplu halde ret oyu vermelerine ne demeli? Emekliler bu ve benzer durumları değerlendirir mi, değerlendirmez mi bilemem ama kendi tercihleridir.

Anayasa değişikliği ve tezkere

İlginçtir her seçim öncesinde Anayasa değişikliği gündeme geliyor. Bilindiği gibi ülkemizde Anayasa uygulanması 1876 yılında yazılan Kunun-i Esasi ile başlamış ve günümüze kadar 1921-1924, 196 1ve 1982 olmak üzere beş farklı Anayasa yazılmış ve uygulanmıştır. En son ve darbe Anayasası denilen 1982 Anayasa’sı ise bu zamana kadar 21 kez değişikliğe uğramıştır. Şimdi yerel seçimlere 5 ay kala Anayasa değişikliği yeniden gündemde. Cumhur İttifakı Anayasayı tek başına değiştiremeyeceğine göre, seçim öncesi bu konu konuşulsun gitsin anlamındadır.

Ayrıca ne lüzum var, enflasyon, pahalılık, yokluk. Yoksulluk, yasaklar, yalanlar, işsizlik, dövizin durdurulamayan yükselişi, çarşı-pazarda fırlayan fiyatlar, mutfak ve ceplerin yanması, fakirliğin her geçen gün artması, köylünün, çiftçinin, üreticinin esnafın inlemesi neden konuşulsun ki? Bunların yerine darbe Anayasanın gereksiz maddeleri ve şu madde böyle olmalı lafları gibi konuşmalar iktidarın işine gelir. Ayrıca Anayasa hükümlerinin uygulanmasından rahatsız olanlar ve Anayasaya göre hareket etmeyenler, hatta Anayasa Mahkemesi kararına karşı olanları da unutmamak gerekir.

Son günlerde hain terör örgütünün Ankara’mızda yaptığı alçak saldırıdan sonra tezkerede gündemde. Elbette iyi tartışılıp görüşülmeli ve ülkemiz menfaatine olan bir tezkere el birliği ile TBMM’den geçmelidir.

İstanbul’da CHP Seçimleri

İstanbul’da 8 Ekim günü yapılacak CHP İl başkanlığı seçimi ülke ve İstanbul gündemindeki yerini koruyor. Bir yanda Ekrem İmamoğlu’nun destekleyip, “Adayım” dediği Özgür Çelik, yenilikçi grubun adayı.

Diğer tarafta Genel merkez’in desteklediği belirtilen ve, “Yenilik ve değişimi biz zaten parti içinde yaparız” diyen siyaset duayeni, önceleri İstanbul’da başarılı il başkanlığı yapmış olan Cemal Canpolat.

Kulislere bakıldığında delegeler markajda. Her iki aday kazanacağından emin. Ancak delegelerin bir kısmı ve partililer, “Bu gerginlik olmamalıydı. Kim kazanırsa partimizin başkanıdır ve arkasına düşer yolumuza devam ederiz” diyorlar.

Çok sayıda partili ve delege ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Özgür Çelik’i desteklediğini ve adayı olduğunu açıklamasını hoş ve etik olmadığını belirttiler.

Bu nedenle, “Sen ne diye taraf oluyorsun. Sen işsine baksana adayın Özgür Bey kazanamaz, Cemal Bey kazanırsa gelecekte İstanbul adayı olduğuna göre ne yapacaksın” diyen partililer, “CHP’de demokrasi kuralları sınırlarında, Genel Başkan, MYK, PM ve Milletvekilleri, ilçe ve il yöneticileri elbette eleştirilir ama Atatürk’e laf söyletmeyiz” diyorlar.

Genel Başkan adayları katılmayacak

CHP İstanbul Kongresi, İstanbul’un gündeminde olduğu gibi 4-5 Kasım’da yapılacak CHP Kurultayı nedeniyle ülke gündeminde de önemini koruyor. İstanbul kongresinde 196 delege seçilecek. Kurultayda ise İstanbul Milletvekilleri, Parti Meclisi, ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri ile birlikte yaklaşık 250 delege İstanbul’u temsil edecek.

Yenilikçiler ve Merkezciler açısından delege sayısı itibariyle önemli olan İstanbul kongresine, Genel Başkan adayları olan Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel, tarafsızlıklarını belirtmek ve büyük Kurultay öncesi bir araya gelip gerginlik yarat mamaları için katılmayacaklarını belirttiler. İstanbul kongresi bu nedenle Genel başkansız ve Diğer aday Özgür Özelsiz yapılacaktır.

Adaylara başarılar dilerim.